Küçükkaya'nın paylaşımları şöyle:

"Kamuoyuna zorunlu açıklama/ 1- Seçim gecesi canlı yayındayım. Saatler 00.37 olmuş. Herkes konuşmuş, İnce susuyor. Kayıp. Herkes merak ediyor ‘nerede’ diye....

2-ince’ye yazdım, ‘neredesiniz? Ne diyeceksiniz?’ Yanıtı şu oldu; “Adam kazandı” Elbette bunun haber değeri var... Erdoğan ve Bahçeli konuşmuş. Herkes İnce’nin ne diyeceğini merak ediyor. Bu haberdir. Seçimin sonucunu 00.37’de kabul etmiş. Haber değil mi?

Ayrıca hemen hemen aynı dakikalarda İnce gibi Bülent Tezcan da canlı yayında birbirine çok yakın açıklama yapıp, sağduyu çağrısında bulundular.

Seçim gecesi saat gece yarısını geçmiş, ortalıkta türlü dedikodular var. Bir Cumhurbaşkanı adayının seçim sonucunu kabul etmesi haber değil midir? Bunu kim iddia edebilir.
Böyle bir açıklamayı seçim gecesi duyurmayacak kişiye gazeteci denir mi?

İnce şunu yapmalıydı: çıkıp kameraların karşısında da konuşmalı ve mesajını vermeliydi. Bana mesajı verdikten sonra da pekala bunu yapabilirdi. O kadar bekledi, sustu, kayboldu. Kabahati şimdi niye başkasında arıyorsun.

Ayrıca... İnce, gazeteciye bilgi verdikten sonra ‘bunu kullanma’ diye uyarabilirdi. “Off the record” (kayıtdışı) notunu düşebilirdi. Yapmadı. Seçim gecesi bir Cumhurbaşkanı adayının söylediği herşey -o uyarıyı yapmadığı sürece/ haberdir.

İnce bu incelikleri bilir. Nitekim kendisinin CHP’nin C.B. adayı olacağını kamuoyuna ben duyurmuştum. Kaynağım İnce idi. Bazı özel bilgileri vermişti, özel uyarılarda bulunmuştu. Riayet ettim. Bunları bilir. ‘Adam kazandı’ derken de ‘yazma/konuşma’ diyebilirdi.

Şimdi bana bir tek gazeteci çıksın ve desin ki; “seçim gecesi C.B adayı İnce ortada yok. Saatler 00.37. Herkes onu merak ediyor. Ve kendisind soruyorsunuz. O da ‘adam kazandı’ diyor. Ben bunu haber yapmam. Bilgiyi kendime saklarım” bunu söyleyecek gazetecileri! göreyim."