Millet İttifakı'nın İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Ekrem İmamoğlu, İstanbul'da projelerini anlattı. İmamoğlu'nun konuşmasından başlıklar şöyle:

"İstanbul'u rant kapısı haline getiren bir avuç insan var. Bir avuç insana peşkeş çekiliyor. Gençlerimizin Ekrem abisi, büyüklerimizin övünç duyacakları bir evladı olmaya geliyorum. Yola çıktığımdan beri İstanbul'un kıymetli ailelerine hizmet edeceğimi anlatıyorum. İstanbul'un nimetlerini 16 milyon insana adil bir şekilde paylaştıracağım.

Çok zaman kaybettik. Demokrasiyi, adaleti, haysiyeti, yok sayan bir avuç insanın çıkarı yüzünden insanımızın zamanı heba ediliyor. İsraf düzeni iki hafta sona erecek. İstanbul'un vicdan sahibi ailelerinin yüzü gülecek.

Karşımızda tam bir kopyala-yapıştır kampanyası var. Bunları görünce bir an için sevinmiyor değilim. Halkın gerçek sorunlarını kibirle gözlere gösterebildiğimiz için seviniyorum.

Çocuklar ve annelerine ulaşım ücretsiz

12 yaş altı tüm çocuklara ulaşımı ücretsiz yapacağız. 0-4 yaş arasında çocuğu olan anneleri ile birlikte ulaşımı ücretsiz hale getireceğiz. İlk yarım saat yapılan aktarmalar ücretsiz olacak. 25 yaş altındaki öğrenci olmayan tüm gençlerimizin ulaşımdan yüzde 40 indirimle yararlanacak."

Gıdada, eğitimde, sağlıkta yapacağım destekle yıllık 2500 TL masraftan kurtarmış olacağız. İsraf düzenini yaratanlardan, İBB'yi borç sarmalına sokanlardan hiç kimseye fayda olmadığını özellikle belirtmek istiyorum. İstanbul'a ihanet edenlere -ki kendileri kullandı bu sözü- şehir emanet edilmez.

'Türkiye ekonomisi sürekli küçülüyor'

Dünya ekonomileri sürekli büyürken; Türkiye ekonomisi sürekli küçülüyor. Dövizi tutabilene aşkolsun. Ne oldu da bu süreçte kimse tanzim satış noktalarını ağzına almıyor? Çadır koyup, insanları kuyruğa dizerek, adına varlık kuyruğu diyerek adeta milletle dalga geçtiğiniz tanzim çadırlarını neden kaldırdınız?

İGDAŞ indiriminden bahsediyorlar. Yazın tam da ortası olduğunu, doğal gazın yakılmadığını hatırlatalım.

'Bugün yaşadığımız gıda krizi aslen bir üretim krizidir'

Üretimden tüketime kadar, tarladan sofraya gelene kadar doğru işleyen bir organizasyon kuracağız. Bugün yaşadığımız gıda krizi aslen bir üretim krizidir. İstanbul daha büyük bir kriz içerisindedir. Gıda fiyatlarını kontrol etme imkânı olmuyor. Tüm bölgenin gelecek açısından kurtuluşuna öncelik edeceğiz."

'Hızlıca kent gıda konseyini kuracağız'

Sağlıklı gıda meselesi çok önemli. Güncel istatistikler nedense açıklanmıyor. Hızlıca kent gıda konseyini kuracağız. Yoksul kesimler sağlıklı gıdaya ulaşacak. Afet durumlarında da gıdaya ulaşılmasını sağlayacak, israfı önleyecek. İki adet tarıma dayalı organize sanayi merkezi kurulacak.

Mahalle mutfaklarını kuracağız. Bölge esnafı ile uyumlu olacak mutfaklar. Yoksul, emekçi ve öğrencilerin günlük yemek ihtiyaçlarını karşılayacak.

Belediyenin hizmet verdiği alanlarda sağlıklı, ev yapımı üretim tedarik edeceğiz. Ev kadınlarını sabit ve vardiyalı olarak mahalle mutfağında çalışabilir hale getireceğiz."

0-4 yaş çocuğu olan anneler İBB'nin sosyal tesislerinden yüzde 40 indirimden yararlanacak. Bu kenti çocuklara geri vereceğiz. Herkesin dilinden kreş düşmüyor. Ne mutlu bize, birinci hedefimize ulaştık. Çok acilen çocuk sayısı en yüksek mahallelerde 150 kreşi hızlıca hizmete açacağız. 15 bin kadın istihdama katılarak rahat edecek. Açacağımız kreşlerde 3 bin kadına doğrudan istihdam sağlanacak.

Biz ancak çocuklarımıza yatırım yaparsak, eşit fırsat sağlayabilirsek mutlu bir gelecek kurabiliriz. Şişli'deki çocuk ile Esenyurt'taki çocuk eşit olanakları alana kadar yılmadan mücadele etmeye devam edeceğiz. İstanbul'da çocuk oyun merkezleri oluşturacağız. Aileler bu merkezde çocukları ile birlikte zaman geçirecek. Eğlence ve eğitimi bir araya getireceğiz. Çocukların kültürel ve sosyal ihtiyaçlarını karşılayacağız. Bu kent çocuk ölçekli kent kimliğini kazanarak dönüşecek.

Eşit ve nitelikli eğitim olanakları gibi yatırımlarına öncelik vermeliyiz. İstanbul Çocuk Fonu kurulacak. Çocuk politikalarının daha yoğun ele alınması için. İstanbullunun parası bir avuç insanın zenginleşmesi için değil çocuklarımızın geleceği için harcanarak. Kocaman büyük bir dayanışma ağı oluşturacağız. Mahalle düzeyinde eğitim, sağlık, barınma ihtiyaçlarını karşılayacağız. Çocukların suça sürüklenmesini engellemek için elimizden geleni yapacağız.

Seferberlik kavramı kadar uyuşturucu ile mücadele edeceğiz. Bağımlılıkla mücadele merkezi kuracağız. Çocuk istismarı ile mücadele edeceğiz. Bu şehirdeki çocukların asla yalnız bırakmayacak Ekrem abileri olmaya söz veriyorum.

İBB'nin bulunduğu yerde dünyanın sayılı kütüphanelerinden biri olacak Saraçhane kütüphanesini hızla hayata geçireceğiz. Hem okul hem de iş hayatında destekleyecek dil eğitimi alabilmelerinin hazırlığını yapacağız. Gençlerimize ucuz ve hatta ücretsiz dünyanın dillerini öğreteceğiz. Kursa devam edenlerin ilk yabancı dil sınavı ücretini hediye edeceğiz. Gençkart projemiz sayesinde gençlerimiz sosyal yaşama katılabilecek. Her gencimiz artık Gençkart sahibi olacak. Ulaşımdan yüzde 40 indirimli yararlanacak. Sosyal tesislerden de yüzde 40 indirimli yararlanabilecek.

12 kadın ve 8 erkek öğrenci yurdunu hayata geçireceğiz. Ücretsiz etüt merkezleri oluşturacağız. Festivalleri ile capcanlı bir İstanbulla buluşabilecek."

'Belediyeyi gençlere vereceğiz'

İstanbul’da 15-25 yaş arası toplam 2 milyon 278 bin gencin yaşadığını belirten İmamoğlu, “İstanbul’u gençler için yaşanması zor, pahalı bir şehir olmaktan çıkaracak, onlara her türlü eğitim, kültür-sanat ve spor imkanlarını sunacağız. İş olanağı sağlayıp, gelecek kaygısını onların kafasından sileceğiz. Ve 16 milyonun emaneti İstanbul’u, onlara güvenle teslim edeceğiz. Daha önce de söylediğim gibi, bugün İBB’nin bulunduğu yerde, Belediye Başkanlığı, Meclisi ve hizmet birimleri ile birlikte dünyanın sayılı kütüphanelerinden biri olacak ‘Saraçhane Gençlik Kütüphanesi’ni hayata geçireceğiz. Belediyeyi gençlere vereceğiz, gençlerle birlikte yöneteceğiz. Gençlerimiz, hem onlara okul hayatında yardımcı olacak, hem onları iş hayatında destekleyecek, uygun fiyata, nitelikli bir dil eğitimi alabilmeli. Önce 10 pilot ilçede, ardından ise İstanbul’un tüm ilçelerinde ‘Dünya Dilleri Merkezleri’ açacağız. Gençlerimize bu merkezlerde ucuz ve hatta ücretsiz, dünyanın farklı dillerini öğrenme fırsatı sunacak, dil sınavlarını onlar için birer kâbus olmaktan çıkaracağız. Kurslara düzenli devam edenlerin gireceği ilk yabancı dil sınav ücretini de İBB olarak biz karşılayacağız. İBB online, ücretsiz yabancı dil eğitim uygulamaları ile gençlerimiz istedikleri her yerden, telefonları, tabletleri veya bilgisayarları ile sürekli olarak dil eğitimine devam edebilecekler. ‘Genç Kart’ projemiz sayesinde gençlerimiz mahallelerinden dışarı çıkabilecek, sosyal yaşama katılabilecek. İstanbul’da 25 yaşın altında, öğrenci olmayan her gencimizin artık bir ‘Genç Kart’ı olacak. Bu kart ile toplu taşımadan yüzde 40 indirimli yararlanabilecek. İBB’nin tüm kültür-sanat etkinliklerinden, İBB’ye ait tüm spor tesislerinden ve sosyal tesislerden de yine yüzde 40 indirimli faydalanabilecekler. Farklı kampanyalarla, gençlerimize sosyal yaşamın birçok alanında özel avantajlar yaratılacak. Üniversite okuyan gençlerimizi de biraz olsun rahatlatmak, ailelerinin maddi yükünü biraz olsun hafifletmek için onlara burs ve yurt imkânı sağlayacağız. Toplamda 75 bin, üniversite okuyan ve ailesinin maddi durumu yetersiz öğrenciye kayıtlı olduğu programın eğitim süresi kadar, aylık 400 TL karşılıksız burs vereceğiz. Sadece İstanbul’da okuyan öğrencilere değil aynı zamanda ailesi İstanbul’da yaşayıp şehir dışında okuyan gençlerimiz de burslardan faydalanacak. Toplamda 10 bin öğrencimizin faydalanabileceği, 500 kişi kapasiteli, 12 kadın ve 8 erkek öğrenci yurdunu da derhal hayata geçireceğiz. Okul sonrası, ‘Mahalle Evleri’ ve Kültür Merkezlerinde sömestr ve yaz dönemlerinde hizmet verecek ücretsiz etüt merkezleri oluşturulacak. Kurslara katılan öğrencilere ücretsiz ulaşım imkânı sunacağız. Ve İstanbul, gençlerin içerisinde yaşamaktan mutluluk duyacağı, spor, e-spor, kültür-sanat, eğitim olanakları ile rahatlıkla buluşabilecekleri, festivalleri, yepyeni müzeleri, ulusal-uluslarası aktiviteleri ile capcanlı bir şehir olacak.” dedi.

İşsizlik sorunu

İşsizlik sorunuyla mücadeleye öncelik verileceğini kaydeden İmamoğlu, “Maalesef, bu konuda durum her geçen gün daha da vahimleşiyor. Gençlerimiz iş bulma ümitlerini kaybetme noktasına gelmiş durumda. Türkiye son 30 yılın en yüksek seviyede işsizlik oranına sahip. 15-24 yaş aralığında her 3 gencin 1’i işsiz. Açlık ve yoksulluğun kesin çözümü için işsizliği yenmek zorundayız. Hedefimiz açık ve net. Biz İstanbul’da yüzde 15’lere varan toplam işsizlik oranını tek hanelere düşüreceğiz. Önce, ‘Bu iş yerel yönetimlerin işi değil’ deyip de sonradan kamuoyunu afaki rakamlara boğanlar gibi yapmayacağız. Somut ve gerçekçi çözüm önerilerimizi ortaya koyacağız. Nasıl yapacağız peki? İstanbul’da istihdamı nasıl sağlayacağız? İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin tüm bu bahsettiğim projelerle genişleyen hizmet ağı sayesinde 25 bin kişiye doğrudan istihdam oluşturacağız. Bahsettiğim kreşler, sağlık merkezleri, mahalle evleri, çözüm merkezleri ve daha birçoğu. Tüm bu yeni hizmetler vatandaşın bir yandan hayatını kolaylaştırırken, diğer yandan da insanımıza iş imkânı sağlayacak. ‘Bölgesel İstihdam Ofisleri’ni kuracağız. İş arayan ile yatırımcıyı, işvereni buluşturacağız. Yatırımcıyı yönlendireceğiz, iş arayanı asla yalnız bırakmayacağız. Beylikdüzü’nde bunu başardık. 4 bin kişiye iş imkânı sağladık. İstanbul’da da sağlayacağız. İşsizliği yaratan en önemli etkenlerden olan eğitim sorununa odaklanacağız. ‘Yaşam Boyu Eğitim’ yaklaşımı ile güncel, talebe uygun, nitelikli meslek eğitimini ücretsiz bir şekilde İstanbul’un her bölgesine yaygınlaştıracağız.” ifadelerini kullandı.

!İSMEK’leri çok daha işlevli hale getireceğiz'

İSMEK’lerin kapatılacağına dair söylemler duyduğunu ve bunun yalan olduğunu ifade eden İmamoğlu, “Vatandaşlarımız kandırılmaya çalışılıyor. Biz İSMEK’leri çok daha işlevli, çok daha yaygın hale getireceğiz. Aynı zamanda İSMEK’ler birer ‘Kariyer Danışma Merkezi’ hizmeti de verecek. Üniversiteye gidememiş veya eğitimini yarıda bırakmak zorunda kalmış gençlerimiz için ‘Hızlandırılmış Diploma Programları’ açacağız. İstanbul’u yeni bir kavram ile ‘Kent Enstitüleri’ ile tanıştıracağız. Her ilçede yeni gelişen ekonomilere uygun teknoloji, bilişim ve inovasyon içerikli, sertifikalı eğitimler düzenleyeceğiz. Girişimciliği destekleyeceğiz. İstanbul’da ticaret ve iş hacmini büyüteceğiz. Kent Enstitüleri, aynı zamanda girişimcilere, ‘start-up’lara ofis imkanı ve finansal destek sağlayan merkezler olacak. ‘İstanbul Tanıtım ve Yatırım Ajansı’nı kurarak, İstanbul’u güvenli bir şekilde yatırım yapılabilir bir merkez haline getireceğiz. Yatırımlara finansman olanakları bulacağız. Çağın koşullarına uygun olarak üretim ekonomisini yeniden canlandıracağız. Tüm tarafları ile birlikte ‘İstanbul Ekonomik Gelişme Planı’nı hazırlayacağımızı söylemiştim. Sanayide, turizmde, ticaret ve hizmet alanında, yani tüm sektörlerde akılcı ve doğru politikalar ile İstanbul geleceğini görecek, insanlar istikrarlı bir iş hayatına kavuşacak. Tüm bunlarla birlikte, 5 yıl içerisinde, minimum 200 bin kişiye kısa vadede iş imkânı yaratacağız. Güncel saha araştırmaları ile TÜİK, İŞKUR, yeni açacağımız ‘İstanbul İstatistik Ofisi’, SGK, sanayi ve ticaret odaları ve sendikalar ile birlikte işgücünün güncel durumunu sürekli tespit edeceğiz. İstanbul halkını geleceğin mesleklerine hazırlayıp, uluslararası iş piyasasına entegre edecek, ‘Geleceğin Çalışma Ofisleri’ ile danışmanlık ve ücretsiz çalışma alanı imkanı sağlayacağız. İnternet üzerinden gerçekleşen hizmet faaliyetleri istihdamı artırırken, uluslararası şirketlerden karşılanan ücretlerle ülke ekonomisine önemli bir döviz girdisi sağlanacak. Ancak, işsizlik sorununa yönelik geliştirdiğimiz bu politikaların yanı sıra bugünden acilen insanlarımıza bir destek sunmamız gerekiyor. Gidişat gerçekten iyi değil. Ben değil, Türkiye İstatistik Kurumu’nun verileri söylüyor bunu. Türkiye’de sanayi üretiminde 6 ayda 342 bin kişi işini kaybetti. İstanbul ve çevresi elbette ki, bu gidişattan en çok etkilenen bölge. İstanbul Sanayi Odası daha yeni açıkladı bunları. Üretimin düştüğünü, işsizliğin yaygınlaştığını, çok umut bağlanan ihracatın da ivme kaybettiğini söylüyor. Maalesef bir avuç insanın kendi ikballerini kurtarmak adına ülkeyi tekrar seçime götürmesinin acı faturası vatandaşımıza kesiliyor. Ama biz karamsarlığa kapılacak değiliz. Umudumuz var. Heyecanımız var. Gençliğimiz var. İstanbul’u birlikte ayağa kaldıracak enerjimiz var.” şeklinde konuştu.

'İstanbul’da herkes için insanca bir yaşamın koşullarını oluşturacağız'

“Henüz kopyalanmamış bir destek paketimizi de sizlerle paylaşmak istiyorum.” diyen İmmaoğlu, “İşsiz gençlerimizin, vatandaşlarımızın diğer destek paketleri ile birlikte bir nebze olsun hayatını kolaylaştırabilecek imkanlar sunan, ‘İşsizlik Destek Paketi’ni göreve geldiğimiz andan itibaren hayata geçireceğiz. Bu paket ile neyi sağlayacağız? ‘Bölgesel İstihdam Ofisi’mize başvurmuş, mesleği, yeteneği, birikimi ve piyasanın talepleri doğrultusunda iş bulma programımıza aldığımız her kişi, kendisine bir iş imkânı sağlanana dek, toplu ulaşımdan ücretsiz olarak faydalanabilecek. Biliyorum ki, bu insanlarımız sağlık hizmetlerinden faydalanabilmek için sağlık katılım paylarını ödemekte ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Bunun çözümü için de Türkiye İstatistik Kurumu’nun belirlediği yoksulluk sınırı altında geliri olan hanelerdeki işsizlerin Genel Sağlık Sigortası katılım payını İBB olarak biz ödeyeceğiz. İşsizlik sorunu ile baş etmek önceliğimiz olurken, bugün giderek daha fazla can yakan yoksulluğun açtığı yaraları da sarmaya çalışacağız. İstanbul’da herkes için insanca bir yaşamın koşullarını oluşturacağız.” diye konuştu.

Destek paketleri

İstanbul’da, devletin istatistik kurumunun rakamlarına göre 475 bin hanenin geliri yoksulluk sınırının altında olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Yaklaşık 2,8 milyon kişi. O sınırı da resmi kurumlar, 2 çocuklu bir aile için asgari ücret üzerinden hesaplıyorlar. Yani işin doğrusu istatistiklere sığmayan bir geçim sıkıntısı ile karşı karşıyayız. İstanbul’un nüfusunun 4’te 1’inden bahsediyorum. Daha önce, bütçeleri ile birlikte tek tek açıklamıştım. Büyükşehir Belediyesi’nin sosyal yardımlara harcadığı parayı, yeni projeler ve yeni desteklerimiz ile artık 5 katına çıkaracağız. Bu ekonomik kriz koşullarında ailelelerimizin yanında olacağız. İstanbulluları 4 farklı destek paketinden yararlandıracağımızı söylemiştik. Sofra Destek Paketi, Geçim Destek Paketi, Eğitim Destek Paketi ve Evlilik Destek Paketi. Yeni eklediğimiz İşsizlik Destek Paketi ile bu sayı artık 5’e çıktı.

‘www.yoksulluklamucadele.org’ adı altında bir internet sitesi hazırladık. Bu siteyi inceleyerek tüm vatandaşlarımız, hazırlamış olduğumuz bu destek paketleri ile ilgili detaylı bilgi edinebilirler. Yine de çok hayati olan destek paketlerimiz ile ilgili kısaca bilgi vermek istiyorum. ‘Sofra Destek Paketi’ sayesinde İstanbul’da hiç kimse yatağa aç girmeyecek. Açlık sınırının altındaki aileler ekmeğe, süte ve damacana suya para ödemeyecek. Aile bütçesi rahatlayacak. Yaşama tutunmak zaten zor iken ailelerimiz bir de bu temel gıdaları dert etmeyecek. İkinci ve en önemli desteklerden biri olan ‘Geçim Destek Paketi’yle, İstanbul’da geçim sıkıntısı olan her aileye 200 liradan 2 bin 20 liraya kadar aylık maddi destek sağlayacağız. Hiç geliri olmayan, asgari ücretle geçinmeye mahkum edilen veya İstanbul koşullarında geçinemeyen yoksul her aile bu destekten faydalanacak. Gelir Desteği ile, eve giren para ve evin ihtiyacına göre 1 asgari ücrete kadar ailelere destek olacağız. Kayırmacılık yok. Adaletsizlik yok. Yardımlar arttırılarak, tanıdığı olana değil, ihtiyacı olana verilecek. Kimse görmeden, veren el, alan eli bilmeden bu yardımları yapacağız. Yılda 6 bin ile 13 bin TL arasında ailelere nakit destek sağlayacağız. Ve ‘Aile Geçim Desteği’ni, geçim yükünü omuzlarında taşıyan kadınlara ödeyeceğiz. ‘Eğitim Destek Paketi’yle özellikle gelir seviyesi düşük ailelere katkı sağlayarak çocukların okurken sağlıklı ve nitelikli bir şekilde beslenmelerini ve temel ihtiyaçlarını karşılamalarını sağlayacağız. Önce, 10 pilot ilçede uygulama acilen başlatılacak, sonrasında tüm İstanbul’da yaygınlaştırılacak. İlköğretim ve ortaokul düzeyinde okuyan öğrencilere, kumanya desteğinde bulunulacak. İhtiyaç duyulan diğer bölgelerde Halk-Süt ücretsiz dağıtılacak. Hiçbir anne-baba çocuğunu okula gönderirken, aç mı açıkta mı kalacak, dert etmeyecek. Öğretim yılı başında ihtiyacı olan 500 bin öğrencinin kırtasiye ve üniforma ihtiyaçları İBB tarafından karşılanacak. Yine aylar öncesinden açıkladığım ‘Evlilik Destek Paketi’yle yeni evlenecek, geliri yoksulluk sınırı altındaki çiftlere 2 bin TL düğün hediyesi vereceğiz. Kuracağımız ‘Beyaz Eşya – Mobilya Çarşısı’ndan uygun fiyata eşya sağlayacak, taşınma masraflarını karşılayacağız. İBB sosyal tesislerinde, haftanın 1 akşamı çiftlerimizin düğününü, ücretsiz, hep birlikte yapacağız.” şeklinde konuştu.

Topluma birşeyler vaat etmek ciddiyet ister

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Ekrem İmamoğlu’nun projelerine yönelik ‘Kimin parasını kime veriyorsun’ sözlerine atıfta bulunan İmamoğlu, “Görüyorum ki yayınladığımız proje kitapçığını iyi incelemişler. Neredeyse cümleleri bile değiştirmeden, kendi seçim vaatleriymiş gibi sıralıyorlar. Belki biraz rakamlarla oynuyorlar. Ama biliyorsunuz ki, topluma birşeyler vaat etmek ciddiyet ister. Ben, bugüne kadar ne kimseye yalan söyledim ne de tutamayacağım sözler verdim. 31 Mart öncesinde, kamuoyu ile detaylı olarak paylaştığım gibi, yapacağımız tüm projelerin bütçelerini, maliyetlerini detaylı olarak çalıştık. Uzun dönemli tasarruf programları ile kalem kalem nasıl kaynak yaratacağımızı belirledik. Bu kaynak ile ailelerimizin hayati ihtiyaçlarından biri olan sağlık alanında kamusal yatırım seferberliği başlatacağız. Biliyorum artık İstanbul’da tedavi olmak, sağlık hizmetlerine erişmek giderek zor ve pahalı hale geldi. İBB yönetimine geldiğimizde, sağlık konusunda öncelikle imkânı olmayan ailelere destek olarak fırsat eşitliği sağlanacak. Sağlık tesisi açısından eksiklik bulunan ilçelerde Aile Sağlığı Merkezlerinin yer bulma sorunu İBB ve ilçe belediyeleri koordinasyonuyla hızla çözümlenecek. Evde Bakım Hizmetleri ve Gezici Toplum Sağlığı Hizmetlerini arttırarak, özellikle dar gelirlileri gözetecek biçimde kentin tümüne yaygınlaştıracağız. İBB Aile Danışma ve Eğitim Merkezleri ile Psikolojik Danışma Merkezi sayısı 2 katına çıkarılacak. Sağlık alanında yapılacak yatırımlar kapsamında: 40 adet Semt Doğumhanesi, 20 adet Kadın Sağlığı Tarama Merkezi, 10 adet Çocuk Sağlığı Merkezi, 3 adet Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi ve 5 adet İşçi Sağlığı ve Mesleki Hastalıklar Merkezi açılacak. Bakıma muhtaç engellilerimizin ve ailelerinin hayat kalitelerini yükseltebilmek için İstanbul’un farklı semtlerine, tam kapasiteli 10 adet ‘Gündüz Bakım Evi’ inşa edeceğiz. Onların her türlü özel ihtiyaçlarını karşılayacak, rahabilitasyon ve sağlık hizmeti vereceğiz. Down sendromlu, otizmli, öğrenme güçlüğü çeken bireylere ve onların ailelerine özel, ‘Yaşam Becerileri Öğrenme Köyü’ kuracağız. Kanser tedavisi gören veya tedavisini tamamlamış çocukların eğitim hayatından kopmaması, onlara sağlıklı bir ortam sunulması ve ailelerinin desteklenmesi amacıyla ‘Lösemili Çocuklar Okulu’ projemizi hayata geçireceğiz. Sizlere söz veriyorum. Benim yönetimimde tüm bunlar olacak! Tüm bunları birlikte yapacağız, birlikte başaracağız. İşte anlattığım bu bütüncül bakış açısıyla, 16 milyonun inancı ve gayreti ile herkes için kadınlar, gençler, çocuklar, yaşlılar, engelliler için İstanbul yaşanabilir bir kent haline gelecek.” ifadelerini kullandı.

Mülteci sorunu

“İstanbul’da üzerine çok ciddi bir şekilde eğilmemiz gereken bir başka büyük sorun daha var… Mülteciler.” diyen İmamoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Bu sorun, bugün artık İstanbul’un en yakıcı konularından biri haline gelmiştir. Yerel, ulusal, uluslararası düzlemlerde ele alınması gereken büyük bir sorundur. Bu soruna siyasi polemiklerin ötesinde kalıcı ve bütünlüklü çözümler geliştirmeliyiz. İstanbul’da, 1 milyon civarında Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olmayan insan yaşıyor. Resmi rakamlara göre, kayıtlı 547 bin Suriyeli göçmen var. Yani toplam il nüfusunun yüzde 4’üne yaklaşan bir oran. Esenyurt, Sultanbeyli, Esenler, Küçükçekmece, Bağcılar gibi göçmenlerin yoğun olarak yaşadığı birçok ilçede çatışmalar yaşanmaya başladı. Türkiye’nin her yerinden gelip, İstanbul’da tutunmaya çalışan vatandaşlarımızla göçmenler arasında gerginlik ve huzursuzluğun arttığını görüyoruz. Mahallelerimizin yaşam biçimlerinin, sokak dokusunun ve huzurunun korunması gerekiyor. Maalesef ki, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ne bir sözü, ne de kalıcı bir eylemi olmuştur. Göreve gelir gelmez bu konuda İBB bünyesinde ‘Mülteciler Birimi’ kuracağız. Öncelikle İstanbul’da yaşayan göçmenlerin nerede, nasıl, hangi koşullarda yaşadığına ilişkin ayrıntılı bir envanter çalışması yapacağız. Sorunları net olarak tespit edeceğiz. Özellikle çocuk ve kadın mültecilere ilişkin sağlık, beslenme, istismar, gayri insani barınma koşulları gibi akut sorunları devletin ilgili birimleri, ilçe belediyeleri ve sivil toplum kuruluşlarının koordinasyonu ile çözümleyecek önlemler alacağız. Ardından konuyu kesinlikle ulusal ve uluslararası düzleme taşıyacağız. İBB olarak geleceğimizi derinden etkileyecek bu soruna çare aramayı öncelikli görevlerimizden biri yapacağız. Özellikle uluslararası kamuoyunu bu acil sorunların çözümüne ortak edeceğiz. Nihai olarak göçmenlerin kendi memleketlerine dönüşlerinin sağlanması için çalışacağız.”

'23 Haziran’da hak yerini bulacak'

Siyasetin somut sorunlara somut çözümler bulma işi olduğunun unutulduğunu kaydeden İmamoğlu, sözlerini şöyle tamamladı: “İnsanları kimlikler, inançlar, kökenler üzerinden ayrıştırmaya, böylece iktidarını korumaya dayalı bir siyaset anlayışı yüzünden oldu bu. Ama görüyorsunuz, 31 Mart seçimleriyle birlikte çok önemli bir değişiklik yaşanıyor. Artık yoksulluğu, işsizliği, vatandaşın mutluluğunu, çocuklarımızın geleceğini konuşuyoruz. Hiç kimse bundan kaçamıyor. Bunları konuşmaktan korkanlar, bu konulardaki başarısızlıkları görünmesin isteyenlerdir. Onlar her seçimde, dikkati başka yöne çekmek için farklı gündemler yaratmak isterler. 31 Mart öncesinde ‘beka’ dediler mesela. ‘Seçimde işimize yarar, bize oy getirir’ diye ortaya attıkları bir konuydu, işlerine yaramadığı için unuttular. Şimdi de yeni numaralar peşindeler. Onların tüm derdi, suni gündemler yaratarak düzenlerini devam ettirmek. Onların tüm çabası, israf düzenine İstanbul’un kaynaklarının akmaya devam etmesini sağlamak… Oysa 23 Haziran, milletin duruma el koyduğu bir tarih olacak. 23 Haziran, İstanbulluların yeni ve sahici bir siyaset istediğinin ilanı olacak. ‘Yoksulları “Daha ne istiyorsun’ diyerek aşağılayanlara, işsizleri elinin tersiyle itenlere, İstanbullular çok güzel, çok zarif, çok anlamlı bir uyarıda bulunacak. 23 Haziran’dan sonra hiç kimse, vatandaşın dertlerini görmezden gelerek, kibirle siyaset yapamayacak. Burada huzurunuzda ilan ediyorum ki 23 Haziran’da hak yerini bulacak. 16 milyon İstanbullu için, İstanbul’un güzel yürekli, alnı açık, vicdanı temiz aileleri, güzel kalpli insanları için. Her şey çok güzel olacak.”

Detaylar birazdan...