Gayrimenkul danışmanlığı şirketi RE/MAX Türkiye, yıl içerisinde düzenleyeceği tüm online/fiziki seminer, konferans ve eğitimlerin sertifikalarını dijital olarak verme kararı aldı. Yeşil odaklı dijital sertifika sistemi projesi kapsamında şirketin son olarak gerçekleştirdiği 3 online seminerde 2 bin 500 katılımcıya dijital sertifika verildi. Koronavirüs salgını döneminde dijital dönüşüme odaklanan şirket, 3 ayda 700'den fazla kişiyi online süreçlerle istihdam etti. Dijital sertifika projesiyle de Türkiye'ye ve dünyaya daha yeşil bir gelecek bırakmak olduğunu belirten RE/MAX Türkiye Yazılım Proje Yöneticisi Yakup Güngör, teknoloji kullanımını gayrimenkul faaliyetlerinin her adımında yaygınlaştırmanın hem sektörün gelişimine hem de doğanın korunmasına ciddi bir fayda sağlayacağını söyledi.

Her yıl ormanların yüzde 1,3'ü kağıt üretimi için yok oluyor
Teknoloji çağında pek çok süreç dijital ortama taşınırken belgelerin temini ve saklanması noktasında ileri teknolojilerden daha fazla yararlanılması gerektiğine dikkat çeken Yakup Güngör, "Yapılan araştırmalar bir ağaçtan ortalama olarak 8 bin 300 adet A4 kağıt üretildiğini gösteriyor. Bir ton kağıt üretimi esnasında ise 26 bin 700 litre su tüketiliyor ve 1,3 ton karbondioksit açığa çıkıyor. Dahası, dünyada her yıl ormanlarının yüzde 1,3'ü kağıt üretiminde kullanılıyor. Yalnızca bu bilgilerden hareketle bile belge yönetimini dijital ortama taşımamış her şirketin yılda pek çok ağacın kesilmesine, binlerce ton su israfına ve hava kirliliğine neden olduğunu söyleyebiliriz. Günümüzde teknoloji bu denli gelişmişken, bu üzücü tablonun önüne geçmek için gerekli adımları atmak doğaya olan borcumuzu bir şekilde ödemek gerekiyor. Bizler de fiziksel sertifikaları hayatımızdan parça parça çıkararak bu yolda üstümüze düşeni yapacak, hem teknoloji hem de doğa dostu projelerle ilerlemeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

"Teknoloji her alanda kullanılırsa doğa bize yetebilir"
Dijital sertifika sisteminde yararlanılan teknolojiyi yaygınlaştırarak hem iş yapış şekilleri hem de doğayı günümüze yetebilir hale getirmenin mümkün olabileceğini belirten Güngör, "Bu teknoloji şifrelenmiş işlem takibi sağlayan bir veri kayıt sistemi. En önemli özelliği ise kaydedilen verinin bir daha değiştirilemez veya silinemez oluşu. Dijital dünyada kimliklendirme ve yetkilendirme gibi konular için de yeni fırsatlar sunan ve bu konularda merkezi yöneticilere duyulan ihtiyacı ortadan kaldırabilen bir teknoloji. Yeni dijital ilişkilerin kurulması sağlanırken deneyim kazanması hem sektörlerin çağa entegre olması hem de çevre sorunları mevcut problemlere çağın şartlarına uygun çözümler üretilmesi için oldukça önemli. Şirket olarak dünyada birçok kurumun yakından takip ettiği ve kullanım alanlarını araştırdığı teknolojiyi gayrimenkul alanında daha çok kullanılması gerektiğine inanıyor, gelecek projelerimizi ileri teknolojilere entegre şekilde planlıyoruz." dedi.