Türkiye'de çarşı-pazar el yakıyor. Geçim derdine düşen vatandaşın mutfağındaki yangın ise dinmiyor. Yandaş yazar sıraladı! Erdoğan tabanının dayanma sınırını test etmemeli

Hükümete yakınlığıyla bilinen Türkiye gazetesi yazarı Fuat Uğur, bugünkü 'Başkan Erdoğan çarşı-pazar meselesine el koymak zorunda' başlıklı köşe yazısında, Ufuk Asımpınar isimli okurundan gelen mektubu paylaşarak çağrıda bulundu.

Okurunun mektubuna köşesinde yer veren Fuat Uğur, 'Bu yüzden AK Parti Hükûmeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi tabanının dayanma sınırını daha fazla test etmemeli. 31 Mart 2018'de patates ve soğan fiyatlarıyla neler yapıldığından ders alınmamışsa, söyleyecek sözüm yok tabii.' dedi.

Fuat Uğur yazısında şunları kaydetti:

'Okurumun dediği gibi yaz bitti ama fiyatlar inmedi.

Ama bunun bir de kışı var, öyle değil mi?

12 yıldır kapımıza gelen Rasim Usta'dan süt alırız. Mandırası yakın köyde olduğu için gidip görmüşlüğümüz var ve güveniriz. Bize verdiği sütün litresi bir buçuk yılda 4 liradan 7 liraya çıktı. Yoğurt için manda sütü önerdi akrabalar, alalım dedim. Litresi 15 liraymış. Neden? Çünkü yem fiyatları ve samandaki fiyat artışı bir türlü durdurulamıyor. Doğal olarak bu durum et fiyatlarına da yansıyor. Artık et fiyatlarının uçuşunu takip edemiyoruz.

Geçen gün ben de semt pazarlarından birine gittim. Evet, patates ve soğan ucuz. 31 Mart 2018'de bu iki sebzenin seçim sonuçlarını belirlediği dikkate alınırsa dramatik bir değişim bu. Nektarini çok severim, fiyatına baktım, 25 lira olduğunu görünce şapkam uçacaktı! Bir kilo almaya kalk zaten dört adet filan geliyor. Okurumun dediği gibi bu yaz günlerinde domates ve salatalıkların hala pahalı olabilmesi, ortada BAŞKA BİR ÇALIŞMA olduğunun işareti.

Linkteki fiyatlar(*) İstanbul Hali'nin dünkü meyve toptan satış fiyatları, aşağıdaki de yalnızca domatese ait. Artık pazar ve marketteki fiyatını siz düşünün.

Peki BU YÜKSEK FİYAT ÇALIŞMASINI kimin yaptığını Cumhurbaşkanımız ve bakanlar biliyor mu?

Arkadaş ne kontrol edilemez bir mekanizmaymış, ne çözülemez bir sistemmiş bu… Bir ara okumuştum, Cumhurbaşkanımız bile soruyordu 'Domates tarlada 1, çarşıda pazarda 7-8 lira. Bu ne? Arada kimler var?' diye.

O zaman sorunun muhatabı bulunup ortaya çıkarılsın.

Kimin egemenliğinde, hangi kurumsal bağlantıların arka çıkmasıyla halkın sırtına bindikçe biniyorlar. Bu pervasızlığı yapanların güvendiği dağlara eğer bizzat Cumhurbaşkanımız karlar yağdırmazsa gidişatın sonu hiç iyi değil.

Onu bırakın, marketler sebze ve meyveyi çok ucuza doğrudan üreticiden aldığı halde 10 liraya satıyor. Açıkça KÖTÜLÜK ve HIRSIZLIK yapıyorlar. Bu bir suç.

Yazıyorum, bir daha yazıyorum. AK Parti iktidarının, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın bu ülkeye hizmetleri anlatmakla, yazmakla bitmez. Yurt içinden farklı bir tablo çiziyorlar muhalif duruşlarından ötürü ama yurt dışından bakıldığında Türkiye kritik eşiği atlamak üzere olan süper güç adayı bir ülke olarak tanımlanmakta. Ama ne yazık ki bu olgu mutfaktaki sıkıntıya, çarşı-pazardaki pahalılığa merhem olamamakta.

Bir ÇARPICI GERÇEK de şu:

CHP ve İyi Parti'ye oy verenlerin çoğu zaten orta ve üst gelir grubunda. Onlar bu pahalılıktan en az etkilenenler. Ama bol bol pahalılık üzerinden siyaset yapma fırsatını da kullanıyorlar. Bu partilerin alt gelir grubunda olanlar ise daha da bileniyorlar.

Asıl sıkıntı AK PARTİ TABANI. Çünkü iktidar partisinin tabanının büyük çoğunluğu ne yazık ki Türkiye'nin orta-alt gelir gruplarından oluşuyor.

Bu yüzden AK Parti Hükûmeti ve Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi tabanının dayanma sınırını daha fazla test etmemeli. 31 Mart 2018'de patates ve soğan fiyatlarıyla neler yapıldığından ders alınmamışsa, söyleyecek sözüm yok tabii…'