Kredi derecelendirme kuruluşunun “Küresel Ekonomik Görünüm” raporunda, Türkiye ekonomisinde 2017 yılında “ılımlı ekonomik iyileşmenin” beklendiği, büyümenin bu yılın sonunda yüzde 2,4, gelecek yılın sonunda ise yüzde 2,8 oranında gerçekleşmesini öngörüldüğü kaydedildi.

Raporda, Türkiye’de enflasyonun ise bu yıl sonunda yüzde 8,0 gerçekleşeceği, gelecek yıl sonunda ise yüzde 7,5 seviyesine gerilemesinin öngörüldüğü belirtildi.

Politika faiz oranının bu yıl sonunda ve 2018 sonunda yüzde 9,0 seviyesinde seyretmesinin beklendiği kaydedilen raporda, dolar Türk lirası kurunun ise bu yıl ve gelecek yıl yaklaşık 3,80 seviyesinde seyredebileceği yer aldı.

Fitch’in küresel ekonomik değerlendirmesinde Türkiye’ye başlığı altında, “Fitch Türkiye ekonomisinde 2017 yılında iyileşmenin ılımlı olmasını bekliyor. Tüketim ve kur oranı nedeniyle ithalat baskısı karşısında ihracattaki ılımlı iyileşme net ticareti destekleyecek. Öte yandan tüketici güveni hassasiyetini koruyor. Tüketim ve yatırımlardaki canlanmanın hızının, politik ve güvenlik gelişmeleri tarafından belirlenmesi olası. Türkiye’de 2017 ve 2018 yıllarındaki büyümenin, 2015 yılının sonuna kadarki son 5 yıllık süreçte kaydedilen yüzde 7,1 oranına kıyasla, ortalama yüzde 2,6 seviyesinde gerçekleşmesini bekliyoruz.” ifadelerine yer verildi.

Raporda, “Ocak ayının ortasına kadarki iki aylık süreçte sert şekilde değer kaybeden Türk lirası, yatırım algısındaki değişim ve sıkılaştırılmış para politikası sayesinde iyileşti. Fitch halen haftalık repo faizinde bir artırım beklemektedir.” ifadelerine yer verildi.

Türk lirasının halen geçen senenin aynı dönemine kıyasla düşük seviyede olduğu belirtilen raporda, ekonomik aktivitedeki zayıflamanın, ücret baskısının azalan etkisi ve fiyat ayarlamalarının katkısıyla bu yılı içerisinde enflasyonun azalmasının beklendiği, fakat yine de hedeflenen seviyenin üzerinde kalınabileceği kaydedildi.

“GELİŞMİŞ EKONOMİLER POLİTİK BELİRSİZLİKLERE RAĞMEN İYİLEŞTİ”

Raporda gelişmiş ülkelerde yakın vadeli ekonomik büyüme görünümünün devam eden politik belirsizliklere rağmen iyileştiği vurgulandı.

Raporda gelişmiş ekonomilerin 2017 yılında ekonomik büyümesinin ortalama yüzde 1,9’a, 2018’de ise yüzde 2,0 seviyesine yükselmesinin beklendiği kaydedildi.

Gelişmiş ekonomilerde ekonomik ivmelenmenin ağırlıklı olarak ABD’deki büyümeden kaynaklandığı, euro bölgesi ve Japonya’da büyüme görünümünün nispeten durağan olduğu belirtildi.

Fitch’in raporunda ABD ekonomisini 2017 yılında yüzde 2,3, gelecek yıl ise yüzde 2,6 oranında büyüme kaydetmesinin beklendiği, gelecek seneye ilişkin büyüme beklentisinde 0,3 baz puan yukarı yönlü revizyon yapıldığı kaydedildi.

Euro Bölgesi’nin 2017 büyümesi için de 0,3 baz puan yukarı yönlü revizyon yapıldığı, bu yıl bölgede büyümenin yüzde 1,7, gelecek yıl ise yüzde 1,6 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtildi.

İngiliz ekonomisinin ise bu yıl sonunda yüzde 1,5 seviyesinde gelecek sene ise yüzde 1,3 seviyesine büyümesinin beklendiği kaydedildi.

Raporda gelişen ekonomilerde ise bu yıl büyümenin yüzde 4,7, gelecek sene ise yüzde 4,8 oranında gerçekleşmesini öngörüldüğü kaydedildi.

Küresel büyümenin ise 2017 yılının sonunda yüzde 2,9, gelecek sene sonunda ise yüzde 3,0 seviyesinde gerçekleşmesinin beklendiği belirtildi.

Raporda ABD Merkez Bankası Fed’in bu yıl içerisinde toplam üç kez, 2017-2018 yılları içerisinde ise toplam yedi kez faiz artırmasının beklendiğini kaydetti.

Rapora ilişkin değerlendirmede bulunan Fitch Ratings Başekonomisti Brian Coulton, “Güçlü istihdam piyasaları ve tüketici harcamaları, destekleyici olan mali politikalar ve gelişen piyasalardaki dengelenme, gelişmiş ekonomilerde geçen yılın ikinci yarısında büyümenin iyileşmesine yardımcı oldu. Dahası senkronize şekilde yapılan iş dünyası anketleri, gelişmiş ekonomilerde büyüme ivmesini 2017 yılının başında da devam ettiğini gösteriyor.” ifadelerini kullandı.

Coulton rapora ilişkin olarak şu değerlendirmelerde bulundu:

“Genel olarak yakın vadede daha çok ABD’de beklenenden daha hızlı bir parasal politika genişlemesi olabileceği ve ABD özel yatırımlarında daha hızlı bir iyileşme olabileceği beklentileri nedeniyle görünümde yukarı yönlü bir izlenim varsa da aşağı yönlü riskler de büyük. ABD’de yeni yönetim tarafından agresif korumacı ticaret politikalarının uygulanması, misilleme yapılmasına neden olabilir. Bu iş dünyası güvenini baskılayarak, küresel kur volatilitesini artırabilir.”