Fırtına ve bazen de tedbirsizlik sonucu düşen tabelalar, uçan çatılar ve devrilen ağaçlar can kaybına, yaralanmalara ve maddi zararlara yol açıyor.

Tazminat hukuku konusunda kitapları ve çalışmaları bulunan Çelik Ahmet Çelik, fırtına nedeniyle yaşanan çatı uçması ya da levha düşmesi gibi olayların sonuçlarından, bina ve yapı sahiplerinin sorumlu olduğunu söyledi.

Çelik, 'Yoldaki ağaç devrildiğinde, mesela belediyeye ait ağaçlar devrilmişse kusursuz sorumluluklar hükümlerine göre belediyenin hiçbir önlem alma yükümlülüğü yok ama kişileri korumasız bırakamayız. Bu yüzden de belediyeden bir tazminat istemek mümkündür' dedi.

'TABELADIR DEYİP BİR ŞEY OLMAZ DİYORLAR AMA İNSANLAR ÖLEBİLİRLER'

Geçen yıl 16 Ocak'ta, Esenler Oruç Reis Mahallesi'nde kendisinin ve dedesinin üzerine bir börekçinin tabelası düşen Samet Kaş, 'Dedemle beraber hasta ziyaretine giderken, sokağa girince tabela birden üstümüze düştü, ben düşer düşmez bayılmışım. İki ambulans gelip dedemle beni götürmüş. Kafama 13 dikiş atıldı. Dedemin de kalçasında kırıklar meydana geldi. Bu kırıklar da idrar yollarını kopardı, 6-7 ay dedem yatalak kaldı. Tabelayla kepenk sadece bir çiviye monte edilmişti. Daha sonra oraya gittiğimde, orayı sıvayla kapatmışlardı. İhmal hat safhada, isteseydiler tabelayı daha çok sabitleyebilirlerdi' dedi. Son günlerde etkili olan şiddetli rüzgardan dolayı tedirgin olduğunu belirten Kaş, 'Rüzgardan dolayı bir şey düşecek diye ister istemez korkuyor insan. Yolda yürürken de gözüm ister istemez yukarıya gidiyor. Hala korkularım var bu konuda. Kepenktir, tabeladır deyip bir şey olmaz diyorlar ama insanlar ölebilirler. Bunun için önlem almalılar' dedi.

'İŞÇİLER ÇATININ ALTINDA KALMAKTAN SANİYELERLE KURTULDULAR'

Bahçelievler'de, 7 Ocak'ta şiddetli rüzgar nedeniyle çatısı uçan iş merkezinde tekstil firması işleten İbrahim Çevik ise, 'Çatı işçilerin ve arabaların üzerine düşecekti. İşçiler saniyeyle kurtuldular altından. Saat 5,5 sıralarıydı, biz oturuyorduk içeride. İki kişi dışarıda iş faaliyetini yürütüyordu. Yüksek bir gürültü gelince 'Herhalde deprem oluyor' dedim. Tam ayaklandık, çatı düşmesi gerçekleşti. Allah'tan can kaybı yok, tek tesellimiz o' dedi.

Olayın yaşandığı gece çatıdan sarkan bazı parçaların kaldırılmadığını belirten Çevik, 'Biz olaydan sonra tedbirimizi aldık, kapımızı kapattık. İş yerinin ikinci kapısı var. Giriş çıkış oradan sağlandı ama bilmeyen bir insan, mesela bir çocuk buradan geçmeye kalksaydı facia yaşanabilirdi. Daha tedbirli olunmalı, iş güvenliği daha yüksek olmalı' diye konuştu.

'BİNA SAHİBİNİN TAZMİNAT ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ VARDIR'

Tazminat hukukuna ilişkin kitapları bulunan Çelik Ahmet Çelik, fırtına nedeniyle yaşanan çatı uçması ya da levha düşmesi gibi olayların sonuçlarından, bina ve yapı sahiplerinin sorumlu olduğunu söyledi.

Bu olaylarda bina sahiplerinin tazminat ödeme yükümlülüğünün olduğunu belirten Çelik, 'Bir fırtınanın şiddeti önceden belirlenmiş ve önlenemez bir durumda olsa dahi, bina ve yapı eserleri sahipleri sorumluluktan kurtulamıyor. Buna kusursuz sorumluluk, sebep sorumluluğu deniyor. Örneğin bir binanın çatısından düşen kiremit, herhangi bir levha ya da balkondan düşen saksı, yoldan geçen birinin üzerine düşüp onun yaralanmasına veya ölümüne neden olmuşsa, burada fırtınadan dolayı bina sahiplerinin doğrudan kusur sorumluluğu olmamakla birlikte, zarar gören kişiye bina sahiplerinin tazminat ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır' dedi.

'REKLAM PANOSUNU ASTIRAN BİNA SAHİPLERİNİN SORUMLULUĞU OLUYOR'

İlan ve reklam panolarının yerinden kopup düşmesi olaylarında da bina sahiplerinin sorumlu olduğunu söyleyen Çelik, 'Reklam sahipleri, panoyu oraya iyi monte edememekten dolayı kusurlu sorumlu olsa da onlarla sözleşme yaparak binanın cephesine o levhayı, o ilan panosunu astırmış olan bina sahipleri de kusursuz sorumluluk hükümlerine göre sorumlu oluyorlar. Bina sahipleri zarar görenin tazminatını ödemişlerse reklam şirketinden ödedikleri tazminatı geri isteme hakları var' diye konuştu.

'YOLDAKİ AĞAÇ DEVRİLMİŞSE BELEDİYEDEN TAZMİNAT İSTEMEK MÜMKÜN'

Çelik ağaçların devrilmesi sonucu oluşan zararlarla ilgiliyse, 'Yoldaki ağaç devrildiğinde, mesela belediyeye ait ağaçlar devrilmişse kusursuz sorumluluklar hükümlerine göre belediyenin hiçbir önlem alma yükümlülüğü yok ama kişileri korumasız bırakamayız. Bu yüzden de belediyeden bir tazminat istemek mümkündür' dedi.

ZAMAN AŞIMI YOK

Belirsiz alacak davalarının zaman aşımına uğramadığını söyleyen Çelik, 'Ölüm ve bedensel zararlarda kişilerin can kayıpları söz konusudur. Mesela herhangi bir kişinin üzerine pano düşmüş ve o kişi belirli bir oranda maluliyete uğramışsa bir maddi tazminat, ayrıca manevi tazminat isteyebilir. Kişi ölmüşse ölenin yakınları, destekten yoksun kalma tazminatı ve ayrıca manevi tazminat isteyebilirler. Bu gibi davalarda bir kere dava açıldıktan sonra bu davaların ne kadar uzarsa uzasın zaman aşımına uğraması söz konusu değildir' diye konuştu.

Çelik, 'Bina ve yapılardan dolayı zorunlu sigorta yükümlülüğü söz konusu değil. Ama bazı bina sahipleri belki özel sigorta yaptırmışlardır. Bu özel sigortadan kendileri, zarar görene bilgi vermek suretiyle yararlanmasını sağlayabilirler' şeklinde konuştu.