Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, yeni tip koronavirüs (Kovid-19) nedeniyle çevrim içi düzenlenen 36. İslam İşbirliği Teşkilatı Ekonomik ve Ticari İşbirliği Daimi Komitesi (İSEDAK) Toplantısı'nın Bakanlar Çalışma Kapanış Oturumu'na canlı bağlantıyla iştirak ederek, katılımcılara hitap etti.

Verimli görüşmelerin ardından 36. İSEDAK Oturumunu başarıyla tamamladıklarını söyleyen Oktay, "Turizm Endüstrisinde Rekabet İçin Girişimciliğin Teşvik Edilmesi" konulu politika önerileriyle birlikte bir dizi karar aldıklarını aktardı.

Oktay, Kovid-19 salgını nedeniyle çalkantılı bir dönemden geçtiklerine işaret ederek, salgının hayatın her alanında olumsuz etkileri bulunduğunu dile getirdi.

Küresel gıda güvenliğinin bir istisna olmadığına dikkati çeken Oktay, "Dünya Gıda Programı'na göre, 690 milyon insan yeteri kadar yiyeceğe sahip değil. Bugünlerde 130 milyon insan daha açlık sınırına itilme riski altında." ifadesini kullandı.

Oktay, iş birliği ve dayanışmanın, bu zorluğun üstesinden gelmenin temel ilkeleri olduğunu vurguladı.

Ortak proje ile programların geliştirilmesi ve uygulanmasının özellikle önemli olduğuna vurgu yapan Oktay, bu yüzden "İSEDAK Kovid-19 Müdahale Programı"nı başlattıklarını, bu yeni İİT programının olumlu sonuçlar doğuracağını kaydetti.

"Her şeyden önce turizm girişimcilerinin desteklenmesi gerekiyor"

Oktay, turizmin salgından en çok etkilenen sektörlerden biri olduğuna değindi.

Yıllık ortalama yüzde 4-5 büyüme oranına sahip turizmin, küresel Gayrisafi Yurtiçi Hasılasının (GSYİH) yüzde 8'ini ve istihdamın yüzde 10'unu oluşturduğunu aktaran Oktay, doğal afetler, salgın hastalıklar, ekonomik ve siyasi krizler gibi krizlere karşı da son derece savunmasız olduğunu dile getirdi.

Oktay, şimdiye dek birkaç istisna dışında geçmiş krizlerin yalnızca sınırlı bölgesel etkilerinin olduğunu ancak öncekilerden farklı olarak Kovid-19'un küresel bir krize dönüştüğünü ifade etti.

Kovid-19'un turizm üzerinde 2008 finansal krizinden 7 kat daha büyük bir etkiye sahip olduğunun tahmin edildiğini vurgulayan Oktay, 2023'ten önce kriz öncesi seviyelere toparlanmasının zaman alacağını kaydetti.

"Turizm girişimcilerinin desteklenmesi gerekiyor"

Oktay, salgının turizm sektöründeki yapısal sorunlara yeniden gözden geçirme fırsatı sağladığını belirterek, bu sorunları "sınırlı yatırımlar, zayıf altyapı, yetersiz kurumsal ve insani kapasite, düşük hizmet kalitesi ve kişi başına düşük turist harcamaları" olarak sıraladı.

İİT içinde turizm girişimciliğini iyileştirmek için çeşitli araçların bulunduğunu söyleyen Oktay, "Her şeyden önce turizm girişimcilerinin desteklenmesi gerekiyor. Bu, düşük maliyetli krediler ve mikro finansman fırsatları, arazi tahsisi, vergi tatilleri ve diğer mali desteklerle sağlanabilir." diye konuştu.

Oktay, turizm faaliyetlerinde çeşitliliği ve yeniliği artıran girişimciliği de olumlu ayırt edebileceklerini dile getirerek, "Bu, yerel yaşam kalitesine değer katacak, destinasyon gelişimine, yerel kültürün tanıtımına katkıda bulunacak ve yeni yenilikçi endüstrilere yardımcı olacaktır. Yerel girişimciler ayrıca turizm endüstrisinde bilgi birikimi ve deneyim kazanmaya ve sertifika almaya teşvik edilebilir." değerlendirmesinde bulundu.

Oktay, bunun İİT dışı markalara ödenen sızıntıları, franchising ve yönetim ücretlerini en aza indireceğini kaydetti. Bu çerçevede, "yeni normal"e adapte olmanın yollarını ve araçlarını bulmaları gerektiğini vurgulayan Oktay, "İİT ülkeleri arasında 'güvenli seyahat koridorları' ve 'seyahat balonları' oluşturma imkanını araştırmamız gerekiyor. Bu bağlamda Türkiye'nin 'Güvenli Turizm Sertifikasyon Programı' na bir kez daha değinmek istiyorum." dedi.

"Filistin meselesinde ortak bir duruş benimsemeliyiz"

Oktay, İİT'nin kuruluşunun temelini Filistin davasının oluşturduğuna işaret ederek, "Filistin ve Kudüs-ü Şerif, her zaman kalbimizin merkezindedir. Aynı şekilde eylemlerimizin de merkezinde olmalıdır." ifadesini kullandı.

İsrail işgalinin, Filistin halkını izole etmeyi sürdürdüğünü belirten Oktay, şunları kaydetti:

"Filistin meselesinde ortak bir duruş benimsemeliyiz. Bu nedenle Filistinli kardeşlerimizin ve İslam ümmetinin beklediği gerekli adımları acilen atmalıyız. Bu bağlamda yeni başlatılan İSEDAK Kudüs Programı'nı içtenlikle takdir ediyorum. Programın oradaki sosyoekonomik koşulların iyileştirilmesine katkıda bulunacağını umuyorum."

Oktay, bu programın Kudüs'ü "rekabetçi bir turizm destinasyonu" olarak tanıtmayı umduğunu da belirtti.

2019'da İslam ülkelerinin toplam ticaret hacminin 4 trilyon dolara yaklaştığını aktaran Oktay, bunun dış ticaret hacminin yıllar içinde artmasının işareti olduğunu söyledi.

Oktay, petrol fiyatları nedeniyle ihracat gelirlerinde dönemsel dalgalanmalar ve düşüşler de yaşandığını vurgulayarak, şöyle devam etti:

"Ticaret hacminin artması ve ticari iş birliğimizin derinleştirilmesi gerçekten de küresel ekonomik belirsizlikler için etkili çözümlerdir. Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dün vurguladığı gibi, ticaret yapımızı ağırlıklı olarak ham veya yarı işlenmiş mallardan katma değerli üretime ve ticarete dönüştürmek zorundayız. Birbirimizle ne kadar güçlü ekonomik bağlara ve gelişmiş ticarete sahip olursak, dış şoklara ve zorluklara o kadar güçlü direnebiliriz."

İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Üyesi Ülkeler Arasında Tercihli Ticaret Sistemi'nin (TPS-OIC), İİT içi ticareti artırmak için en önemli araçlardan biri olduğuna inandığını kaydeden Oktay, şu anda bu sistemin uygulama aşamasında olduğunu söyledi.

Bu alanda ilerleme kaydetmek ve TPS-OIC uygulamasına ilişkin konuları tartışmak amacıyla 27 Ekim'de Sanal Danışma Toplantısı düzenlediklerini anımsatan Oktay, "Ticaret Müzakere Komitesi'nin de TPS-OIC'nin 1 Temmuz 2021'e kadar uygulanmasını başlatmak için en kısa zamanda toplanmasını umuyoruz. İnanıyorum ki TPS-OIC uygulandığında ve faaliyete geçtiğinde, İİT'nin diğer kardeş ülkeleri de sisteme katılmaya başlayacak." diye konuştu.

Oktay, İSEDAK'ın bir diğer önemli projesinin de ticaret ve yatırım uyuşmazlıklarını güvenilir, hızlı ve verimli şekilde çözüme kavuşturmayı sağlaması beklenen "İİT Tahkim Merkezi" olduğunu dile getirdi.

Tahkimin, uluslararası ticaretin dayandığı temel dayanaklardan biri olduğuna dikkati çeken Oktay, Tahkim Merkezinin üye ülkeler arasındaki sınır ötesi iş ilişkilerinin geliştirilmesine de katkıda bulunacağını söyledi.

Oktay, 3 yıllık bir sürenin ardından bu önemli merkezin yasal dayanağını tamamladıklarını belirterek, 35. İSEDAK Bakanlar Toplantısı'nda imzalanan Ev Sahibi Ülke Anlaşması'nın 18 Ocak'ta TBMM tarafından onaylandığını, Tahkim Merkezinin faaliyete geçirilmesi için yalnızca bazı idari hazırlıklar kaldığını ifade etti.

"İİT Altın Borsası projesi, İİT ile ilgili önemli projelerden biri"

İİT'nin önemli bir projesine daha dikkati çeken Oktay, "İİT Altın Borsası projesi, yakında başarmak istediğimiz İİT ile ilgili önemli projelerden biridir. İİT Borsaları arasında altın ticaretini mümkün kılacak altyapıyı geliştirmemiz gerekiyor." dedi.

Oktay, bunun altının yanı sıra diğer iş birliği alanlarına dayalı yeni ürün ve hizmetlerin geliştirilmesinin de yolunu açacağını vurguladı.

İSEDAK çalışma grupları kapsamında yürütülen faaliyetlere de değinen Oktay, "yeterli ayrıntıya girilmeden formüle edilen politikaların" nadiren başarılı olacağını söyledi.

Oktay, İSEDAK çalışma gruplarının çalışma metodolojisinin her sektörel temadaki mevcut durumu ve en iyi uygulamaları ortaya çıkarmayı amaçladığını ve sonrasında ilgili politika önerileri sunduğunu belirtti.

Çalışma gruplarının politika önerilerinin zorlukların üstesinden gelmek için kendilerine "eşsiz bir fırsat" sunduğuna işaret eden Oktay, "İSEDAK Proje Finansmanı mekanizması, politika tavsiyelerinin uygulanmasında yararlı bir araç olduğunu kanıtladı. Üye ülkelerin bu önemli mekanizmaya artan ilgisini görmekten mutluluk duyuyoruz." ifadesini kullandı.

"Müslümanlar nefret söylemine maruz kalıyor"

İslamofobiye de değinen Oktay, "Dünyanın çeşitli yerlerinde Müslümanlar, nefret söylemine maruz kalıyor. Hala saldırıya ve hakarete uğramakta, inançlarından dolayı hor görülmekte ve hatta her gün öldürülmekteler. İslam dünyası olarak bu hayati konuya dikkat çekmeye devam etmemiz bizim için çok önemli ve görevimizdir." diye konuştu.

Oktay, bu "tehlikeli retorik ve eylemlere" karşı uyanık kalınması gerektiğini belirterek, "Kırmızı çizgilerimizle ilgili tüm dünyaya net bir mesaj göndermeliyiz. Böylece diğer ülkelerin sorunun ciddiyetini fark etmelerini sağlayabiliriz." ifadesini kullandı.

Toplantılarda yapılan görüşmelerin, müzakerelerin ve kararların verimli sonuçlar vermesini ve İslam ümmeti olarak iş birliğini geliştirmesini umduğunu vurgulayan Oktay, "Ortaklaşa benimsediğimiz politika ve projelerimizin kağıt üzerinde kalmamasını, İslam toplumunun yararına eyleme geçmesini diliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Milli Koordinasyon Komitesi yardımıyla kararların uygulanmasını yakından takip edeceklerini belirten Oktay, "Değerli kararlarımızın uygulanmasını bizzat takip edeceğim." dedi.

Oktay, "örnek liderliği ve tüm İslam dünyasına verdiği sürekli destek" dolayısıyla İSEDAK Başkanı olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a teşekkürlerini ileterek, İİT üye ülke heyetlerine, İİT Genel Sekreterliğine, İİT kurumlarına ve diğer uluslararası kuruluşlara da "aktif ve değerli" katkılarından dolayı şükranlarını sundu.