Karar gazetesi yazarı Akif Beki, bugünkü köşe yazısında, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'e Sivas ziyaretinde yapılan sözlü saldırıyı değerlendirdi. Yaşanan olaya tepki gösteren Beki, 'İktidar militanlarının iftira ve karalamaya dayanan bu saldırıları, sistematik bir kampanyanın eseri. Halkı muhalefete karşı dolduruşa getiren kin ve düşmanlığa tahrikler, artık toplumsal barışı bozma tehlikesi doğuruyor. Hukuken suç da siyaseten meşru mu! Demokrasiyi de ihlal ediyor. Evren de muhalefeti böyle suçlaştırıyordu. Darbesiyle hesaplaşanlar, şimdi yöntemini hortlatıyor, kadere bakın!' dedi.

Akif Beki, 'Kenan Evren ağzıyla Akşener'e saldırı' başlıklı yazısında, AK Parti iktidarına tepki göstererek, 'Yakışıyor mu Evren zihniyetinden medet ummak!' diye yazdı.

Beki'nin yazısının ilgili bölümü şöyle:

'İYİ Parti lideri Akşener, Cumhur İttifakına katılsa Sivas'ta yine böyle bir provokasyona uğrar mıydı?

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Akşener'i yerli ve milli diye överek kendi saflarına davet etmişti. CHP ile ittifakı bozup iktidara katılmayınca tekrar "Baş FETÖ'cü" oldu.

Sokakta dolaştırmamak için sözde gözdağı veriliyor. "Bu karı Sivas'a giremez" tehditlerine maruz bırakılıyor.

İktidar militanlarının iftira ve karalamaya dayanan bu saldırıları, sistematik bir kampanyanın eseri.

Halkı muhalefete karşı dolduruşa getiren kin ve düşmanlığa tahrikler, artık toplumsal barışı bozma tehlikesi doğuruyor.

Ceza kanunlarımız açık. Bu açıdan hem iftira ve yargısız infaz suçuna giriyor. Hem de TCK 216'daki halkı kin ve düşmanlığa tahrik suçunun oluştuğunu gösteriyor.

Hukuken suç da siyaseten meşru mu! Demokrasiyi de ihlal ediyor.

Evren de muhalefeti böyle suçlaştırıyordu. Darbesiyle hesaplaşanlar, şimdi yöntemini hortlatıyor, kadere bakın!

12 Eylül darbesinin lideri, 1982'de referanduma sundukları 'Anayasa'yı tanıtmak için kampanya başlatmıştı.

Bütün yaptığı, 'hayır' demeyi suç gibi göstermekti. Halkı öcülerle korkutup tehdit ediyordu.

Güya halka fikrini soracaktı. Onaylamayan 'hayır' diyebilecekti, bu serbestti.

Ama 'hayır' propagandasını fiilen yasaklamıştı.

Konuşmalarında, 'teröristlerin, dış güçlerle işbirliği yapanların, vatan hainlerinin', 'hayır' kampanyası yürüttüğünü söylüyordu. (29 Ağustos Afyon)

30 Ağustos tarihli Cumhuriyet'in manşetinden şöyle sesleniyordu:

"Vatan hainleri, yönetimi kötülemek için faaliyette bulunuyorlar."

Şu inciler de Evren'den saçılmıştı:

"Hayır' biçiminde bayram kartı, kapıların altından bildiri atanlar bunlardır. Türkiye aleyhinde yayın yapan Ermeni ASALA örgütüyle işbirliği yapanlar, komünist radyolardan talimat alanlar bunlardır." (25 Ekim Rize)

Hatta "Hayırda hayır vardır" propagandası yapılamasın diye, oy pusulasına 'Evet' ve 'Hayır' yerine 'Kabul' ve 'Ret' bile yazdırmıştı.

'Hayır' oyunun rengi mavi olduğu için, 'Mavilim mavişelim' türküsüne de gıcıktı. Subliminal mesajla 'Hayır'ı çağrıştırıyordu.

Hatta kızıp diyordu ki:

"Sinsice neler neler söylemiyorlar sevgili vatandaşlarım. Atatürk'ün gözlerinin renginin mavi olup, mavi baktığından tutun da denizin mavi sularında serinleyen, gökyüzünün maviliklerinde huzura kavuşulacağına kadar mavi rengi ima ederek güya parlak buluşları ile 'ret' oyunu telkine yeltenmektedirler."

Maviye, çocukça şöyle de yüklenecekti:

"Gök mavi ama bir işe yaramıyor. Eğer bulut gelirse yağmur yağıyor, bereket getiriyor".

(Bakınız: BBC Tükçe'de Mahmut Hamsici'nin 4 Nisan 2017 tarihli, "1982 referandumu: Mavi, Beyaz'a karşı" başlıklı arşiv derlemesi.)

Yakışıyor mu Evren zihniyetinden medet ummak!'