Kültür ve Turzim Bakanlığı tarafından yaklaşık 4 milyon lira harcanarak restore edilen ve ibadete açılan tarihi Akdamar Kilisesi'nde ilk ayin 95 yıl aradan sonra 19 Eylül 2010'da yapıldı. Akdamar Kilisesi, Van Gölü'ndeki ada üzerinde bulunuyor.

Akdamar Kilisesi Ermeniler tarafından kutsal bir yer olarak görülmesinin yanı sıra, Osmanlı halkına karşı işlenen insanlık suçlarının da bir simgesi. İstiklal Savaşı'nda Ermenilerin silah deposu olarak kullandığı, kaçırılan Türklerin kurşunlanıp öldürüldüğü ve kadınlarımızın tecavüz edildiği bir yer.

1880'den 1915'e kadar 35 şehrimizi yakan Ermeni çetelerinin son yaktıkları şehir Van. Kente giren Ermeni Taşnak ve Hınçak çeteleri yerel Ermeni halktan da destek alarak karşılarına çıkan diğer insanları kurşuna dizmişti.

Bu olaylar sırasında Osmanlı halkından 80 bin kişi katledilmiş, 50 bin Osmanlı Türk kadını da Akdamar Kilisesi'ne kaçırılarak hayatlarının sonuna kadar toplu tecavüzlere maruz kalmışlardı.

————-

Aşağıdaki acıları, Birinci dünya savaşı sırasında Ermeniler tarafından tecavüzlere uğrayan ve bu vahşete tanık olan Osmanlı hanımlarının anlatımından ve Van jandarma alay komutanının ' 'VAN'DA ERMENİ ZULUMÜ' başlıklı Raporundan sadece bir kaç alıntı:

"Akşam oldu mu bizim içimize Ermeniler gelirdi. 150 tane kadar kadın içinden 10-11 tanesini seçip götürürlerdi. Sabaha kadar bu kadınlara tecavüz ederlerdi. Bu kadınlar öyle olurdu ki kan revan içinde kalır, bırakıldıklarında bacaklarını gere gere yatar, oturamayacak durumda kalırlardı" diye anlatan Seher'i...
Defalarca tecavüze uğrayan 7 yaşındaki Fatma ve 9 yaşındaki Güfaz'ı...
Zorla götürülürken kendilerini köprüden Mermit Çayı'na atan iki taze gelin; Zahide ve Fatma'yı...

Derviş Efendi'nin, gözleri önünde tecavüze uğrayan kızları Hayriye ve Şadiye'yi...
Ağzına balta sapı büyüklüğünde bir kazık çakılan, dili koparılıp bu kazığın üstüne çivilenen 70 yaşındaki Gevaş müftüsünü...(tanık ifadelerinden)

*AK DAMAR KİLİSESİ, YANİ 'TECAVÜZ ADASI!'*

Birinci Dünya Savaşı sırasında Van'ın Zeve Köyü'nün bütün halkı, kadın, çocuk ve yaşlı demeden, Ermeniler tarafından öldürülmüştü. Bununla yetinmeyen Ermeniler kentte, kadınlara toplu halde ahlaksızca tecavüzde bulunmuş, mallarına ve ziynet eşyalarına el koymuştu. Rusya, savaştan çekilirken, elindeki bütün silah ve cephaneyi Ermenilere bırakmıştı. Silahlanan Ermeni çeteler, Doğu Anadoluyu adeta kan gölüne çevirmişti. İşte bu katliamlardan Van da nasibini almıştı.

*GÖL KIRMIZIYA BOYANDI*

Kente giren Ermeniler, karşılarına çıkan herkesi kurşuna dizmişti. Can derdine düşen silahsız köylüler, Van Gölü'ne doğru kaçmaya başlamıştı. İşte o anda Van ile Ak damar adası arasında taşımacılık yapan vapurlar imdatlarına yetişmişti.

Çaresiz halk, Ermeni zenginlere ait bu vapurlara doluşmuştu. Asıl katliam da burada yaşanmıştı. Vapur, gölün tam ortasına gelince Ermeniler, Türk erkeklerini vahşice katledip cesetlerini suya atmıştı. Kadınlar ise Ak damara götürülmüş, ömürlerinin sonuna kadar Ermenilerin tecavüzüne uğramıştı.

İşte bu sebeple Ak damar Adasının adı tarihe tecavüz adası olarak geçmiştir ...
Ermeni Soykırımı yoktur aksine Ermenilerin yaptığı katliamlar ve tecavüzler vardır.
Ermeni zulmü ile katledilen ve tecavüze uğramamak için ellerinde kurtulup da intihar eden yüzlerce genç kız vardır Van gölünde ve tarihte...

Ruhları Şad olsun.
Bunları ermenilerin yaptıkları zülümler kitaplarınıdan okumuştuk biliyoruz. Allah 'Z' kuşağına da bunları bilmeyi be idrak etmeyi nasip etsin.

Google'de 'Akdamar Kilisesi Restarasyonu' veya 'Tecavüz Adası Akdamar...' yazıp tıklarsanız bu bilgilerin ve daha fazlasına belgeleriyle birlikte ulaşabilirsiniz!

Restarasyon sırasında Akdamar kilisesinin tepesine yüz kiloluk 'hac'ın dikilmesi yerine, Ermeniler tarafından bu kiliseye kaçırılıp tecavüze uğrayan Osmanlı ninelerimiz anısına, bir 'iffet abidesi' dikilmesini arzu ederdik!...

——————

*O HALDE;*

Asıl soykırım, tecavüz ve anlatılması bile kişiyi utandıran, insanın içini kaldıran akıl almaz vahşet ve zulüm, Ermeniler tarafından Türk halkına uygulanmışken, son yıllarda bizden birilerinin -sözde- ermeni soykırımını tasdik edercesine;

O günlerde hayatlarını kaybeden Osmanlı Ermenilerini saygıyla yad etmek, onlara taziyede bulunmak ve bugünkü torunlarıyla acılarını paylaşmak;

'Evet Osmanlı dedemiz, Ermeni katliamı/ soykırımı yapmıştır!' anlamına gelmiyor mu?

*O zaman bizim, 'Ermeni Soykırımı' diyenlere feveran etme hakkımız var mı?!...*