Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler (BM) 72. Genel
Kuruluna katılmak üzere gittiği New York'taki temaslarını
tamamlayarak yurda döndü.
Erdoğan, toplam altı günlük ABD temaslarında yoğun bir
diplomasi trafiği gerçekleştirdi, bu kapsamda 13 devlet ve hükümet
başkanıyla ikili bir dizi görüşme yaptı.
Erdoğan aralarında ABD Başkanı Donald Trump, İngiltere
Başbakanı Theresa May ve Japonya Başbakanı Şinzo Abe gibi devlet
liderleri ile görüştü.
GAZETECİLERİN SORULARINI YANITLADI
Cumhurbaşkanı temaslarının ardından Ankara'ya dönüşüncen
hemen önce, kendisine ABD seyahatinde eşlik eden gazetecilerin
sorularını yanıtladı.
Kendisine, özellikle Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetiminin
aldığı "bağımsızlık referandumu" ana ekseninde yöneltilen sorulara
net cevaplar veren Erdoğan, Türkiye'nin referanduma olan kesin
itirazını yineledi.
Barzani yönetimini vefasızlıkla suçlayan Cumhurbaşkanı,
"Bunlar kadir kıymet bilmiyor! Ne ABD, ne Rusya bizim gibi yardım
etmedi..." dedi.
Erdoğan sözlerini, "Cuma ve cumartesiyi izleyelim. O günler
çok önemli!" diyerek sürdürdü.
- İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın gazetecilere yaptığı o
açıklamalar;
Değerli arkadaşlar, BM 72. Genel Kurulu vesilesiyle, malum,
pazartesiden bu yana bir çok görüşme, bir çok toplantı yapmış
olduk. Bu toplantılarda özellikle de gerek ikili bazı görüşmeler,
gerekse de BMGK bazında yaptığımız Arakanlı Müslümanlarla ilgili
toplantı, sizlerle şimdi gerçekleştirdiğimiz toplantı, ayrıca
yabancı medyaya verdiğim mülakatlarla birlikte 20'ye yakın ikili
görüşme gerçekleştirdim.
Gerçekten ara vermeden adeta nefes almadan diyebileceğimiz
şekilde görüşmeler sürdü. Bu görüşmelerde Irak ve Suriye en öne
çıkan konular oldu. Irak'taki son gelişmeler malum referandum
konusu, Irak'ı da öne çıkarmış vaziyette.
Yaptığımız mülakatta aldığımız görüşmeler olumlu istikamette.
Son olarak iş adamlarıyla yaptığımız toplantı var. Onun öncesinde
de Donald Trump ile yapmış olduğumuz görüşme var. Yapmış olduğumuz
görüşmenin merkezinde yine Suriye ve Irak vardı. Yine malum FETÖ
meselesi vardı. Onların gündeminde de "papaz" meselesi vardı. O
tabii ki şu anda yargının hakkında tutuklama kararı verdiği bir
kişi. Yargının verdiği karar nedeniyle içeride. FETÖ'nün başıyla
ilgili olarak malum bizler, ABD makamlarına 85 koli belge bilgi
verdik. Kendisi ABD'de yargı ve benzeri bir sürecin içinde de
değil. Ama buna rağmen bize vermiyorlar. Halbuki isteseler, bunu
kişisel tasarruflarıyla rahatlıkla Türkiye'ye gönderebilirler. Ama
nedense buna yanaşmıyorlar. Bunlar düşündürücüdür. Vakti zamanı
geldiğinde ne düşündüğümüzü çok daha açık ortaya
koyarız.
ABD'DE MÜSLÜMANLARLA BULUŞMA
Burada özellikle de Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme
Komitesi'nin himayesinde Türk Amerikan ile Amerika Müslüman
temsilcileriyle bir araya geldiğimiz toplantı önemliydi. 2 binin
üzerinde katılımın olduğu ve sadece Türk-Müslümanlarının değil,
dünyanın değişik yerlerinde bir çok ülke Müslüman halkının
katılımıyla bir toplantı oldu. Doğrusu bundan önce ABD'de böyle bir
toplantıyı yapmamıştık. Ondan dolayı da bunu düzenleyen
arkadaşlarımıza teşekkür ediyorum.
ARAKAN KATLİAMI
Arakan konusuna gelince. Dünya maalesef Arakan konusunda
halen sessiz. Arakanlı Müslümanlarla ilgili biz bir toplantı
yaptık. Bu toplantıya Reis-i Cumhur noktasında bir ben katıldım,
bir de İran Cumhurbaşkanı katıldı. Başbakan olarak Pakistan ile
Afganistan başbakanları vardı. Endonezya devlet başkanı yardımcısı
katılmıştı. Bunun dışındakiler dışişleri bakanı düzeyinde veya
mülteci konularıyla ilgili bakanların katıldığı bir toplantı
yaptık. Katılımda sayı iyiydi ama bana göre genel itibarıyla
katılımcılar düşük düzeydeydi. Kim nasıl bir noktaya gelicek, tam
olarak ne yapacak? Görünürde henüz ciddi bir şey yine
yok.
Bangladeş Başbakanı, ülkelerinde bir adayı tahsis etmekten
bahsetti. Bu adanın durumunu öğrenmek için Kızılay, AFAD gibi
heyetlerle gidip adayı incelemekte fayda var. Bangladeş Kızılay'ı
ile birlikte incelemekte fayda var. Burada ne gibi adımlar atmamız
gerekir ki bu insanları şu sıkıntılı hayattan
kurtaralım.
MECLİS IRAK İÇİN TOPLANIYOR!
Bir diğer konu ise Irak'ta yapılacak referandum konusunda,
MGK'ya bu konuyu getireceğiz. Hükümetimize teklifimizi yapacağız.
Bakanlar Kurulu ile ardından görüşeceğiz. Ve bugün Binali Bey ile
bir görüşmemiz oldu. Görüşmemizin ardından da parlamentoyu
toplantıya çağıralım dedik. Bu Irak merkezli bir adım. Bu adımı
atmak suretiyle de herhangi bir durumda artık bütün adımlar atılmış
olmalı ve buna göre de bu işin üzerine gitmeliyiz. Kuzey Irak
yönetiminin de ne yapacağını düşünmesi lazım. Irak Anayasası zaten
kararını verdi. "Attığınız adım yanlıştır. Geçerliliği yoktur"
kararını vermiştir. Ama hala direniyorlar.
"İRAN İLE ADIM ATMAMIZ LAZIM"
Yalnız gördüğümüz kadarıyla ABD bizimle aynı düşünüyor. İkili
görüşmemizin ardından, ortak kısa bir basın açıklaması yapıldı.
Bahsettiğim konudaki mutabakat o açıklamada da belirtildi. Yapılan
işin yanlış olduğu, bunun olamayacağı vurgulandı. Tabii İran ile
görüşmemiz çok önemli. İran'ın kararı bizimle örtüşüyor. Geleceğe
yönelik bazı yaptırımlar konusunda İran ile adımları atmamız lazım
ki geri adım atılmasın.
SURİYE KRİZİ
Suriye'ye gelince aslında Astana'nın son toplantısı yani
14'ündeki toplantıda alınan kararlara uyarak adımlar atılmaya
başlandı. Ve bu konuyla ilgili olarak da İdlib, çatışmasızlık
bölgesiyle ilgili sınırlarda dışardaki karakollar Rusya tarafından,
içerideki karakollar ise bizim tarafımızdan kullanılıyor. ÖSO ile
buradaki süreci kontrol altında tutuyoruz. Heyet Tahrir-i Şam
burada dağılmaya başladı. Bunların dağılması güneydoğudaki terör
örgütlerini zayıflatmış bulunuyor. El Nusra da dağılma sürecine
girecektir diye düşünüyorum.
Pazartesi günü okullar açıldı. İdlib'te ilk defa çocuklar
okula gitmeye başladı. Ancak rejim tarafından hastanenin vurulması
kötü oldu.
FETÖ ABD'DE DİASPORA MI OLUŞTURUYOR?
SORU: Bizim burada görüştüğümüz Amerikalı Türkler FETÖ'nün
diaspora oluşturduğunu ve finansal olarak da eski güçlerine
kavuşmak üzere olduğunu söylediler. Siz bu konuda ne
düşünüyorsunuz?
CEVAP: Ben bu tür bir şeye
ihtimal vermiyorum. Olabileceğine de inanmıyorum. Çünkü bunların
elindeki güç etnik milliyetçiliğe bağlı bir güç değil diğerleri
gibi. Her yerde kan kaybediyorlar. Hele hele mahkumiyetler
başladığı zaman bunların durumu çok daha farklı olacak. Mahkumiyet
kararlarından sonra onlar düşünecek. Bu konu diğerlerinin durumuna
benzemez. Diğer taraftan da tabii Türkiye'de barınma imkanlarının
olamayacağız çok net ortada. Önemli olan bizim millet olarak
kararlı duruşumuzu ortaya koymamızdır.
SORU: Amerika'nın Barzani konusunda birlikte hareket etmesi
ancak PKK/PYD konusunda farklı hareket etmesiyle ilgili Trump'ın
size bir izahı oldu mu?
CEVAP: Bu konuyla ilgili bizim
söylediklerimize karşı herhangi bir olumsuz bir yaklaşım
sergilemedi. TIR'ların gönderilmesiyle ilgili bir şey söyleyemiyor.
Seri numaraları falan bu konulara da girdiğimizde oraları da
savunamıyor. Onun dışında mesela Trump bana S-400 konusunu açma
gereği hissetmedi. Bu bizim kararlı duruşumuzun önemini gösteriyor.
Tabii bir de şu var. ABD'liler benzer bir şeyi bize sunabilme
noktasında değillerse bize bir şey diyemezler. Mesela Zigzaver'i
verme hususunda kongreden onay çıkmamışsa bizim elbette bekleyecek
halimiz yok. Biz o işi kendi yerli silahlarımızla da o işi görürüz.
Atmaca ile Sarsılmaz ile işimizi görürüz. Öbürü marka, bizimki
henüz marka değil. Ama bizimki de kullanmaya başladıktan sonra
marka olur.
ZARRAB KONUSU, KORUMA KRİZİ DE GÖRÜŞÜLDÜ
SORU: Trump ile görüşmeniz ne kadar sürdü? Başka hangi
konuları görüştünüz?
CEVAP: Görüşmemiz yaklaşık
45 dakika sürdü. Ağırlıklı olarak Irak ve Suriye'yi konuştuk. Onun
dışında Rıza Zarrab, İzmir'de tutuklu olan papaz gibi konular da
görüşüldü. Ayrıca 16 Mayıs'ta geldiğimizde korumalarla ilgili konu
vardı. Bunları tekrar gündeme getirdik. Adalet Bakanlığımız tüm bu
konuların takibini yapıcak.
"S-400'LER TAMAM, PUTİN İLE BİZ ARAMIZDA
KONUŞTUK"
SORU: S-400 konusunu Trump
gündeme getirmediğine göre konuyu kabullenmiş görünüyorlar.
Putin'le bir araya geldiğinizde bu anlaşma kesinliğe bağlanacak
mı?
CEVAP: Şu anda anlaşmamız
tamam. O noktada bir sıkıntı yok. Bizzat Putin ile biz aramızda
konuştuk.
SORU: Balistik füze olayı vardı bir de?
CEVAP: Balistik olayı
S-400'lerden çok önce konuşulan bir konuydu. Balistik konusunda da
biz yine ABD'ye güvendik. Ama onlar o konuda da yine maalesef aynı
tavır gelince biz bunu uykuya aldık. Balistik olayı, Başbakanlık
dönemimdeki bir hadiseydi.
SORU: Ana muhalefetin başının ziyaretinizle ilgili bir
yorumu oldu. Kimseyle yan yana fotoğraf veremeyeceğinizi ileri
sürdü.
CEVAP: (Gülerek) Ey ahali
duyduk duymadık demeyin. Duyanlar duymayanlara, görenler
görmeyenlere anlatsın. Burada kimlerle görüştüğümüz, kimlerle bir
araya geldiğimiz, kimlerle görüştüğümüz, fotoğraflarıyla,
videolarıyla basında yer almışken, o tür şeyler söylenebilmesi
gerçekten gülünç.
BARZANİ'YE TEPKİ: BUNLAR KADİR KIYMET BİLMİYOR
SORU: Türkiye'nin Barzani ile ilişkileri iyiydi, nasıl oldu
da neredeyse kopma noktasına geldi?
CEVAP: Kopma noktasına
geldi diyorsanız, bunu Barzani bu hale getirdi. Memurlarına maaş
ödeyemez hale geldiklerine onlara biz yardımcı olduk. Başbakanlığım
dönemiydi, 2 milyar dolar kredi verdik ki maaş ödesinler. Fakat
bunlar kadir kıymet bilmiyorlar. Yoksa bizim onlarla alıp
veremediğimiz bir şey yok. Ne ABD ne Rusya bizim gibi yardım
etmedi.
"CUMA VE CUMARTESİ" VURGUSU
SORU: Başta bölge ülkeleri olmak üzere, referandumun
yapılmaması konusunda bu kadar uyarı gelmesine rağmen, Barzani neye
güvenerek böyle hareket edebiliyor? Türkiye bu konuda ne
yapacak?
CEVAP: Cuma ve
Cumartesi'yi izleyelim. O günler çok önemli.
SORU: Sınırlarımızı kapatabilir miyiz?
CEVAP: Atılacak adımlar,
yapacağımız değerlendirme neticesinde belirlenecek. Kararlarımızı
açıkladıktan sonra ne olacağını görmüş oluruz. Ama o topraklar
sadece Kürtlere ait değil. Orada Türkmeni var, Arabı var.
Dolayısıyla birilerinin orada sadece kendileri varmış gibi hareket
etmeleri son derece yanlış. İşin tarihi boyutuna girersek işler
değişir. Orada Türkmenlerin parti merkezini ateşe tuttular.
Birilerinin giderek istikametlerini iyice kaybettiklerini
görüyoruz.
İSRAİL'İN REFERANDUMA DESTEĞİ
SORU: Referanduma en güçlü destek İsrail'den...
CEVAP: İsrail'in bu tavrını doğru
bulmuyoruz. Bunu New York'ta görüştüğüm Yahudi kuruluşlarının
temsilcilerine de anlattım. İsrail'in ilişkileri menfi yönde
etkileyecek tavırlardan uzak durması lazım.
SORU: FETÖ'ünün ele başını bize iade etmemek için hangi
bahaneyi kullanıyorlar? Bir de TEOG ile birlikte LYS'nin de
kaldırılması gündemde mi?
CEVAP: Bizim eğitim
öğretimde çok ciddi bir dönüşüme girmemiz lazım. Bunların hiç biri
bizim geçmişimizde olan sistemler değil. Sonradan siyasi
yaklaşımlarla eğitim öğretimin içerisine girmiş sistemler. Ben YÖK
ile de bu konuyu görüştüm. Milli Eğitim ile de. Başbakanla da bu
konuda mutabık kaldık. En kısa zamanda gereken adımlar atılacak.
FETÖ'nün ele başıyla ilgili olarak biz, talebimizi bir kez daha
tekrarladık. 400 dönümlük arazide beyler gibi yaşıyor. Kendilerine
belgeleri bilgileri de gönderdik. Bahane üretilmeksizin, bize iade
edilmesi lazım.
SORU: Gülen'in görüşlerinin dinle de bağdaşmadığını
söyleyenler var...
CEVAP: Mensupları ne
diyorlar? O bize şahdamarımızdan daha yakın diyorlar. Ayet-i kerime
çok açık ve net oysa. Sadece Rabbimizdir bize şahdamarımızdan daha
yakın olan. Sorduğunuz konuyla alakalı Diyanet'in bir çalışması
var. O çalışma, bu adamı İslam'ın içerisinde tutan hiç bir şey
kalmadığını açıkça gösteriyor.
SORU: Kapsamlı bir eğitim reformunu ne zaman
tartışabiliriz?
CEVAP: Şu anda
tartışmıyoruz, yaşıyoruz. Mesela TEOG, ben o açıklamayı yapmamış
olsam hala ülkenin gündeminde kalacaktı. Baktım ki bu işe yeterince
kulak asılmıyor. En iyisi açıklama yaparak gündeme taşıyayım
istedim bunu. Çünkü ailelerin hali ortada. Çocuklar bindirilmiş
kıta. TEOG ne kazandırıyor bize? Sadece, stres stres stres...
Masraf masraf masraf.. O sistem, paraların genelde o namussuzlara
(FETÖ'ye) akmasını sağlıyordu. Bu nedenle dersaneleri kapattık, biz
devlet olarak haftasonlarına takviye kursları koyduk. Çocuklarına
kurs isteyen göndersin kurslara. İnat etmenin hiç bir anlamı yok.
Sen devlet olarak çocuklarını yetiştiremiyorsan bir yerde suç
bizimdir. Bunu aşmamız lazım. Ortayı düz ortaokulda okudun, buradan
fen lisesine gidecek. Kendisine en yakın yere gidecek. Fazla
müracaat varsa lise kendi imtihanını yapar.
SORU: ETÜT merkezleri kalkacak mı?
CEVAP: ETÜT merkezlerinin
kalktı diye biliyorum. Milli Eğitime talimatı verimişti bunun.
Takviye kursları var onların yerine.
SORU: 28 Şubat çok konuşuldu, ama pek bir ilerleme
kaydedilmedi sanki, ne dersiniz?
CEVAP: Şu anda 28 Şubat
ile ilgili yargının belirli bir hazırlığı var. Onu biliyorum.
Çalışma nereye varır tabii onu yargıda göreceğiz.