8 yıldır Türkiye'de yaşayan ve İstanbul Valiliğinin de girişimiyle Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına geçenMuhammed Faris, AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

Faris, "Türkiye vatandaşlığı aldığım için çok mutluyum. Çünkü ben, Türkiye ve Suriye halkını bir sayıyorum. İkisinin de ortak tarihi mevcuttur." dedi.

"Dünyanın geleceği uzay bilimlerinde"

Suriye'de savaştan önce normal bir hayat yaşadığını anlatan Faris, orada uzay bilimlerine yeterince ilgi olmadığını, bu durumun kendisini üzdüğünü belirterek şöyle devam etti:

"Ancak benim bir kozmonot olarak çok büyük hayallerim vardı. Özellikle uzay bilimleri ile ilgili uzaydan döndükten sonra, bu alanla ilgili bazı çalışmalar, değişimler öngörüyordum. Çünkü bu zamanda uzay bilimleri çok önemli yeryüzü artık uzaydan kontrol ediliyor. Dünyanın geleceği uzay bilimlerinde. O yüzden bu teknolojiye sahip olan gezegeni kontrol edecek, her şeyi gözetleyecek. Bu konuyla ilgili Suriye'de çaba sarf ettim fakat bunun karşılığını görmedim. Normal idari bir işle uğraştım hava kuvvetlerinde. Orada bu konuyla ilgili konferanslar düzenliyordum, dersler veriyordum. Özellikle gençlere ve çocuklara ulaşmaya çalışıyordum, onları bu konuda bilgi anlamında donatmaya çalışıyordum. Amacım yeni bir nesil yetiştirmekti."

Faris, "Ben uzaydan döndükten sonra 1987'de doğan bir sürü erkek çocuğa Muhammed Faris ismi verildi. Sırf bundan dolayı bile rejim bana neredeyse dokuz yıl boyunca hapis hayatı yaşattı. Beni görünmez hale getirmeye çalıştı, engelledi. Hafız Esed de bunu yaptı Beşar Esed de. Ben sadece sabrettim." dedi.

"Suriyelilerle yardım etmek için Türkiye'ye geldim"

Mart 2011'de Suriye'de ayaklanma başladığında buna çok sevindiğini belirten Faris, şöyle konuştu:

"Çünkü çok şiddetli bir baskı vardı rejim tarafından. Tüm dünya da gördü, her alanda Suriyeliler üzerinde büyük bir baskı vardı. Ben, burada Suriyelilerle yardım etmek için Türkiye'ye geldim. Bu benim için insani ve ahlaki bir tavırdı. Muhalifleri bir araya getirmek için Reyhanlı'da bir süre yaşadım. Ancak oradaki şartlar biraz değişti maalesef amacımı gerçekleştiremedim. Sonra İstanbul'a geldim uzayla ilgili konferanslar, dersler vermeye başladım. Üniversitelerde, liselerde ders anlatmaya başladım. Derse gelen herkes çok mutluydu ben de çok mutluydum. Beni babaları gibi görüyorlardı. Uzay bilimine çocuklara erken yaşta eğitimle aşılamalıyız en son Bursa'da bilim merkezinde çok büyük bir yerde eğitim verdim. Derslerimde genelde uzaya çıkışı, uzay tarihi, astronot gibi konuları anlatıyorum."

Faris, Suriye'de kendi alanıyla ilgili çalışma ve ders verme konusunda kısıtlamalar yaşadığını, Türkiye'de bu konuda çok özgür ve mutlu olduğunu söyledi.

"Ben kendimi Türkiye'de hiçbir zaman yabancı olarak görmedim"

Bazı ülkelerden bilimsel çalışmalar için teklifler aldığını ancak Türkiye'de kalıp tecrübelerini buraya aktarmak istediğini, bu çalışmaları da vatandaşlık almak için yapmadığını, içinden geldiği için yaptığını söyleyen Faris, şöyle konuştu:

"Vatandaşlık konusunda da diğer Suriyeliler gibi normal süreçten geçtim. Çok mutluyum çünkü artık bundan sonra hem Türkiye'de hem de yurtdışına istediğim yere rahatça gidebileceğim. Çünkü Suriye rejimi bana pasaport vermiyordu. Artık yurtdışında bilim konferanslarına katılabilirim. Türkiye ve Suriye halkı aynı millet. Bazıları her iki tarafı karşı karşıya getirmek için çalışıyor ama Suriye halkı Türkiye'yi seviyor. Ben kendimi Türkiye'de hiçbir zaman yabancı olarak görmedim."

Kozmonot Faris, uzay ve havacılıkla ilgili deneyimlerini Türkiye'deki bilimsel çalışmalarda kullanmak istediğini belirterek, "Ankara'da Türksat'ı ziyaret ettim. Orada Türk mühendislerin çalışmalarını gördüm. Çalışmalarını çok beğendim, bazı konularda fikir de verdim. Çünkü bu alanda başarılı olundukça hem uzay alanında hem de askeri savunma alanında olumlu sonuçlar olur." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye Uzay Ajansı ve Türkiye'nin uzay çalışmaları hakkında da konuşan Faris, sözlerini, "Her türlü destek için hazırım. Türk vatandaşlığı almadan önce de bu konuda Türkiye'de zaten eğitimler veriyordum. Şimdi de hazırım ve bu eğitimler, destek sadece vatandaşlıkla alakalı değil, bu her zaman vardı. Çünkü kendimi Türkiye'de ailem içerisinde hissediyorum. Hepimiz Müslümanız. Bu konuda çalışmam benim için insani, ahlaki ve İslami bir konu." diye tamamladı.