Suriye'de Beşşar Esed rejiminin başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesindeki Duma ilçesine 7 Nisan 2018'de kimyasal silahla 78 sivili öldürdüğü katliamın üzerinden 3 yıl geçti.

Doğu Guta'daki en büyük ikinci kimyasal silahlı katliam olarak hafızalara kazınan bu saldırı, yaklaşık 5 yıl boyunca rejim ve destekçilerinin yoğun ablukasına maruz kalan Doğu Guta bölgesindeki zorunlu tahliyelerin yaşandığı sırada gerçekleşti.

Saldırıda çoğu kadın ve çocuk yüzlerce sivil zehirli gazlardan etkilenerek tedavi gördükten sonra evlerini terk etmek zorunda kaldı.

Rusya, katliamdan 5 gün sonra rejim güçlerinin, Duma ve Doğu Guta'nın tümünde kontrolü ele geçirdiğini duyurmuştu.

Zorunlu tahliyeler kapsamında ülkenin kuzeyinde muhaliflerin kontöründeki bölgelere göç etmek zorunda kalan görgü tanıkları, kendi ifadeleriyle "kıyameti andıran o günü" hafızlarından silemiyor.

AA muhabiri, kimyasal silah saldırısından kurtulduktan sonra Türkiye sınırındaki Azez ilçesine göç etmiş Dumalı sivillere ulaştı.

"Islak havlularla korunmaya çalıştık"

Kimyasal silah saldırısına evinin altında kazdığı tünelde yakalanan Ömer Nahsen, "Bizim için kıyamet gününden farklı olmayan bir gündü. Abluka altında kimyasal saldırıya maruz kaldık. Rejim bizi tüm imkanlarıyla havadan ve karadan hedef alıyordu." dedi.

Nahsen, saldırının sabah saatlerinde gerçekleştirildiğini belirterek saldırı anını şöyle anlattı:

"Saldırı sonrası çevreye farklı bir koku yayılmaya başlamıştı. Daha öncesinde hissetmediğim bir kokuydu. Çoluk çocuk hep beraber tünellerdeydik ve kokuyu tünellerde hissetmeye başlayınca, hep beraber dışarı kaçtık. Kokulardan uzak kalmaya çalışıyorduk. Sarin gazı mı klor mu bilmiyorduk ama farklıydı. Koku arttıkça ıslak havlularla korunmaya çalıştık. Havada rüzgar da yoktu. Kokudan kaçamıyorduk ve ne olduğunu da bilmiyorduk."

Saldırıda yakınlarından çok sayıda sivilin can verdiğini kaydeden Nahsen, "Gün ağarmasıyla koku azalmıştı. Çevredeki insanlara yardıma koştuk. Gördüğümüz manzara bizi derinden etkilemişti. Varil bombaları, füze ve uçak saldırıları çok hafif kaldı bu katliamın yanında. Nefesimizi kesmişti." diye konuştu.

Nahsen, saldırı anını hafızasından silemediğini dile getirerek "Uçak saldırılarından etkilenmeyelim diye yerin 9 metre altına kadar tüneller kazmıştık ancak kimyasal saldırılardan korunmanın yolu yoktu, çok şükür hayattayım. Allah zalimlerin belasını versin. Sorumluların yargılanmasını istiyoruz." ifadelerini kullandı.

"Kimse onlardan hesap sormuyor"

Dumalı görgü tanıklardan Yasin Kebkeb de ölümden döndüklerini belirterek "Hava saldırılardan korunmak için ailemle tünellerde kalıyorduk. Kimyasal saldırı olmuş diye haber aldık. Olay yerine ulaştığımızda bir binanın zarar gördüğünü ve sivillerin hareketsiz olduklarını gördük." dedi.

Kebkeb, bölgedeki sağlık merkezine gittiğinde çok sayıda sivilin hareketsiz şekilde koridorlarda yattığına tanıklık ettiğini belirterek "Sabah 09.30 civarında ulaşmıştım hastaneye, gördüğüm manzara çok şiddetliydi. Kadınlar çocuklar hareketsiz, gözleri açık, sanki uyuyor gibi ama hayatta değillerdi." şeklinde konuştu.

Rejim güçlerinin hiçbir şey olmamışçasına havadan ve karadan saldırılarına o gün devam ettiğinin anlatan Kebkeb, "Hayatlarını kaybedenleri defnetmek için saatlerce beklemek zorunda kaldık. Aradan 3 yıl geçmesine rağmen o günün şiddetini hala içimizde hissediyoruz. Ne acı ki saldırıyı yapanlar özgür bir şekilde hayatlarını sürdürürken, dünya üzerinde kimse onlardan hesap sormuyor." diyerek sitemini dile getirdi.

Kebkeb, Doğu Guta halkının bu saldırıda çok sayıda kayıp verdiğini ve sorumluların yargılanacağı günü beklediklerini söyledi.

Hafızalara kazınan diğer kimyasal silah saldırıları

Esed rejimi, ilk büyük kimyasal silahlı katliamını 21 Ağustos 2013'te başkent Şam'ın Doğu Guta bölgesinde yapmıştı. Uluslararası camianın gündemine oturan katliamda 1400'ün üzerinde sivil hayatını kaybetmişti.

Rejim güçleri, 4 Nisan 2017'de de İdlib'in Han Şeyhun ilçesinde sivilleri kimyasal silah saldırısıyla hedef alarak bu yasaklanmış silahtan vazgeçmediğini gösterdi.

Söz konusu katliamda 100'den fazla sivil ölmüş, 500'den fazla sivil yaralanmıştı.

Suriye İnsan Hakları Ağına göre, Esed rejimi, Suriye'de iç savaşın başlamasının ardından muhaliflerin kontrolündeki yerleşimlere 217 kez kimyasal silah saldırısı gerçekleştirdi.

Editör: Uğur EKİNCİ