Dışişleri Bakanlığından yapılan yazılı açıklamada, "Temmuz
ayından bu yana kuşatma ve yoğun bombardıman altında tutulan Doğu
Halep'te, rejim ve destekçileri tarafından aralarında kadın ve
çocukların da bulunduğu çok sayıda sivilin katledilmesini büyük bir
dehşet ve infialle karşılıyoruz." ifadelerine yer verildi.
Tüm bu eylemler uluslararası insani hukukun ağır ihlali niteliğinde
olup, bu konuda rejim ve destekçilerinin sorumluluğu açıktır"
Rejimin aylardır insani yardım erişimine izin vermeyip hastane,
okul, su ve elektrik şebekeleri gibi sivil altyapıyı yok ederek
Doğu Halep halkını "insanlık dışı koşullara mahkum ettiği"
vurgulanan açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Bu yetmezmiş gibi şimdi de her türlü silahla halkı hedef almakta, sivillere yönelik adeta toplu infazlar icra etmektedir. Bu süreçte, kentten ayrılmak isteyen sivillere de herhangi bir şans tanınmamaktadır. Halep'te muhaliflerin bulunduğu son iki mahallede sıkışmış durumdaki on binlerce sivilin de önümüzdeki günlerde benzer bir kaderi paylaşmasından ciddi endişe duyulmaktadır. Tüm bu eylemler uluslararası insani hukukun ağır ihlali niteliğinde olup, bu konuda rejim ve destekçilerinin sorumluluğu açıktır."
Halep'e yönelik saldırıların derhal durdurulması, Doğu Halep'te kalan nüfusun buradan Birleşmiş Milletler (BM) dahil gerekli gözetim mekanizmaları eşliğinde güvenli tahliyesinin bir an önce gerçekleşmesi ve insani erişimin önünün açılmasının şart olduğu belirtilen açıklamada, Türkiye'nin bu amaçla ilgili ülkeler ve uluslararası kuruluşlar nezdinde girişimlerini sürdüreceği bildirildi.
Birleşmiş Milletler, Halep'te dün gece Esed rejiminin sivillerin yaşadıkları evleri basarak 82 sivili katlettiğini açıkladı.