Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Bugün 17 yıl öncesine göre çok daha güçlü bir Türkiye var. Bugün üzerinde rahatça oyun oynanan değil, bölgesinde oyun kuran, oyun bozan kararlı bir Türkiye var." dedi.

Erdoğan, NATO Liderler Zirvesi için geldiği Londra'da Old Billingsgate binasında İngiltere'deki Türk vatandaşları ve Müslüman toplumuyla bir araya geldi.

Burada bir konuşma yapan Erdoğan, vatandaşları selamladı ve "Buradan, sizlerin aracılığıyla kalpleri bizimle atan Asyalı, Afrikalı, Türkistanlı, Keşmirli, Arakanlı, Yemenli, Libyalı, Suriyeli mazlumlara selamlarımı gönderiyorum. İlk kıblemiz Kudüs'e canları pahasına sahip çıkan Filistinli kardeşlerime aynı şekilde muhabbetlerimi iletiyorum." diye konuştu.

NATO Liderler Zirvesi vesilesiyle Türk vatandaşları ve Müslüman toplumuyla bir araya gelmekten duyduğu mutluluğu dile getiren Erdoğan, salonu dolduranlara aşkı, sevdası, ahde vefası için teşekkür etti.

Erdoğan, programda bir konuşma yapan Cordoba Vakfı Başkanı Enes El Tikriti'ye buradaki tüm STK'ler adına ayrıca teşekkürlerini iletti.

Türkiye'den kucak dolusu sevgi getirdiklerini belirten Erdoğan, burada yaşayan Türklerin ana vatanını, baba ocağını, yurdunu ve mensubu olduğu milletini çok yakından takip ettiğini bildiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ülkemizin içinden geçtiği bu kritik dönemde dualarınızın, desteklerinizin daima bizimle olduğunun farkındayım. Bir kısmınız eğitim için, bir kısmınız rızkı için, bazılarınız ise ülkemizin vesayetle boğuştuğu dönemlerde kendine daha iyi, daha özgür bir hayat kurmak için bu topraklara hicret ettiniz. Buraya gelirken geride gözü yaşlı ailelerinizi, dostlarınızı, sizi canından ayrı görmeyen sevdiklerinizi bıraktınız." diye konuştu.

Türk edebiyatının "7 güzel adam"ından biri olan Erdem Bayazıt'ın, "Hicret Burcundan" şiirinden dizeler okuyan Erdoğan, burada yaşayan Türklerin vatanından uzakta, binlerce kilometre ötede, kendine yepyeni hayatlar kurduğunu, zorluklardan yılmadığını, "İman varsa, imkan da vardır" diyerek gurbeti sılaya çevirdiğini, tarihi şanlı zaferlerle dolu Türk milletini burada gururla temsil ettiğini söyledi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, ayın 12'sinde İngiltere'de seçimlerin yapılacağını anımsatarak, "Bu seçimde burada az önce başkanımızın da ifade ettiği gibi belirleyici rol oynamalısınız ve oynayacağınıza inanıyorum. Ülkem ve milletim adına her birinize tek tek teşekkür ediyorum. Rabbim sizleri her türlü sıkıntıdan muhafaza buyursun diyorum." ifadelerini kullandı.

"TÜRKİYE EMİN ELLERDE"

Türkiye'nin emin ellerde, emniyet, huzur ve barış içinde olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bugün 17 yıl öncesine göre çok daha güçlü bir Türkiye var. Bugün üzerinde rahatça oyun oynanan değil, bölgesinde oyun kuran, oyun bozan kararlı bir Türkiye var. Bugün birkaç milyar dolar için el açan değil, dünyada milli gelire oranla en fazla insani yardım yapan cömert bir ülke var. Bugün 2002'ye göre ekonomisini 3,5 kat büyütmüş, kişi başı milli gelirini 3 bin 500 dolardan 9 bin 700 dolara çıkarmış, ihracat rakamlarında her sene rekora koşan bir Türkiye var. Bugün, duble yollarla, köprülerle, hızlı tren hatlarıyla, tüneller, kavşaklar, köprülerle, viyadükler, dünyanın ilk üç sırasındaki en büyük havalimanlarıyla, Asya'yı Avrupa'ya bağlayan yeni gerdanlarıyla ulaşım altyapısını tamamlamış bir Türkiye var. Bugün, Ege'de, Karadeniz'de, Doğu Akdeniz'de haklarını savunan, menfaatlerini koruyan, donanması güçlü bir Türkiye var. Bugün, kendine sığınan 4 milyonu aşkın mazlum ve mağdura kucak açan, onlara sahip çıkan bir Türkiye var."

Dünyanın hiçbir yerinde Türkiye'den başka bu kadar mülteciye tek elde ev sahipliği yapan bir başka ülke bulunmadığını vurgulayan Erdoğan, şunları kaydetti: "Bu 4 milyon mültecinin içinde yaklaşık 3 milyon 250 bini Arap, 350 bini Kürt, kalan diğerleri ise bunun içinde Ezidi var, Keldani var, Arami var. Bütün bunlara hiçbir ayrım yapmaksızın bunları besleyen bir Türkiye var. Tabii önemli olan bir şey var. Peki Avrupa Birliği ne yaptı? Avrupa Birliği şu ana kadar söz verdiği halde sadece 2016'da '3 artı 3 yani 6 milyar avro destek vereceğim' dediği halde ne yazık ki sadece 3 milyar avro uluslararası STK'ler vasıtasıyla Kızılayımıza, AFAD'a vesaire verdiği destek var. Yani bu para bizim milli bütçemize girmiyor. Bizim yaptığımız ne? Şu ana kadar 30 milyar doları aştı yaptığımız oradaki yatırımlar. Türkiye'nin farkı bu."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bugün kendi milli güvenliği için hiç kimsenin icazetini aramadan operasyon düzenleyen, dış politikası bağımsız bir Türkiye var." ifadesini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti: "Tabii herkes bize akıl veriyor, 'Sizin Suriye'de ne işiniz var', bize diyorlar ki; 'Suriye'den ne zaman çıkacaksınız'. Tabii bizim onlara verdiğimiz tek cevap var; Sizin Suriye'de ne işiniz var? Suriye'ye sınırınız var mı? Yok. Peki ne işiniz var? 10 bin kilometreden oraya geliyorsun, 3 bin, 5 bin kilometreden oraya geliyorsun ama bizim 911 kilometre sınırımız var. Bu teröristler, bu YPG/PYD, DEAŞ, PKK bütün bunlar havan toplarıyla, füzelerle her an sınıra, bütün sınır şehirlerimize atışlar yapıyorlar. Biz şehitler veriyoruz, bizim yaralılarımız var ve bütün bunlar karşısında biz eli bağlı neyi bekleyeceğiz? Evet biz oradayız, orayı bu teröristlerden temizleyene kadar oradan çıkmayacağız. Şunu çok açık ve samimi söylüyorum; Bizim Suriye'nin topraklarında gözümüz yok ama gözü olanlar lütfen terk etsinler."

Kendilerinin sadece 82 milyonun güvenliğini değil yurt dışında yaşayan 6,5 milyon vatandaşının da haklarını savunan diplomasisi güçlü bir Türkiye olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Bütün bunlar Türkiye'nin kendine güvendiğinin, kendine inandığının, uzun yıllar sonra potansiyelini yeniden harekete geçirdiğinin işaretleridir. Hiç şüphesiz bu başarıların tamamı hepimizindir, hepimizin eseridir. Bu başarı, öncelikle devletine, iradesine, demokrasisine 15 Temmuz gecesi olduğu gibi gerektiğinde istiklal ve istikbaline canı pahasına sahip çıkan aziz milletimizin başarısıdır. Türkiye bu noktalara tam bir seferberlik ruhuyla hareket ederek geliyor. Sizlerden kalbinizi ferah tutmanızı istirham ediyorum, sizlerden Türkiye'ye inanmanızı, devletinize güvenmenizi istiyorum." ifadesini kullandı.

Recep Tayyip Erdoğan, toplantı için daha büyük bir salon bulunamadığını ve bu nedenle yaklaşık bin vatandaşın dışarıda olduğunu, içeride de bazı vatandaşların ayakta kaldığını belirterek, helallik diledi.

"TUZAKLARIN HEPSİ ÇÖKÜYOR"

Türkiye'nin hem kendi bekasını hem de bölgesinin istikbalini garanti altına alacak adımları kararlılıkla attığına işaret eden Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye'nin gayretleriyle merkezinde çatışma yerine dayanışmanın, zulmün yerine adaletin, kavga yerine barışın olduğu yeni bir dünya kuruluyor. Silah üzerinden, ölüm üzerinden, acı, kan, baskı ve tehdit üzerinden ülkemize kurulan tuzakların hepsi çöküyor. Türkiye'yi terörle, şantajla terbiye edeceklerini zannedenler, hedeflerine ulaşamamanın mahcubiyetini yaşıyor. 82 milyon tam bir dayanışma içinde huzuruna huzur katarak, kardeşliğini pekiştirerek kutlu yolculuğunu devam ettiriyor."

Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ilişkinin 400 yılı aşkın bir mazisi olduğunun altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu köklü iş birliğinin günden güne geliştiğini, derinleştiğini, yeni boyutlar kazanarak güçlendiğini gördüklerine dikkati çekti.

Birleşik Krallık'ta nüfusu yarım milyona varan dinamik ve üretken bir Türk toplumu bulunduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Buradaki mevcudiyetinizle sizler, ülkelerimiz arasında beşeri bir köprü kuruyorsunuz. Bugün 15-20 sene öncesine kıyasla bu ülkede çok daha etkin, çok daha organize bir diasporaya sahibiz. Türk toplumu, Türkiye ve Birleşik Krallık arasındaki ilişkilerin gelişmesi noktasında da kritik rol oynuyor. Vatandaşlarımızın özellikle ticari hayatta giderek daha da fazla varlık göstermeleri bizleri gururlandırıyor." şeklinde konuştu.

Türk girişimcilerin farklı sektörlerde hayata geçirdikleri proje, ortaklık ve kurdukları iş yerleriyle Birleşik Krallık ekonomisine çok ciddi katkılar sağladığına işaret eden Recep Tayyip Erdoğan, "Sizlerin de çabalarıyla iki ülke olarak 2017 başında belirlediğimiz hedef neydi biliyor musunuz? 20 milyar dolarlık ikili ticaret hacmi hedefini neredeyse yakaladık. 2018 senesinde ikili ticaretimiz bir önceki yıla göre yüzde 14 artışla 18 milyar 600 milyon dolara çıktı." dedi.

"TURİZM RAKAMLARI KATLANARAK ARTIYOR"

Turizm rakamlarının da her sene katlanarak arttığına dikkati çeken Erdoğan, 2018 yılında Birleşik Krallık'tan 2 milyon 250 bin turisti misafir ettiklerini, bu yılın ilk 10 ayında bu rakamın yüzde 13,5 artışla 2 milyon 443 bine ulaştığına değindi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "İnşallah 2019'u turizm rakamlarında rekorla tamamlayacağız. Yakaladığımız bu ivmenin ekonomiden turizme, savunma sanayinden yatırımlara her alanda kuvvetlenerek devam edeceğine inanıyorum." dedi.

Bu konuda bir özeleştiri yapmak istediğini dile getiren Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Vatandaşlarımızın ekonomik hayatta elde ettikleri başarıyı maalesef siyasi alana yeterince yansıtamadıklarını görüyoruz. Halbuki Birleşik Krallık'ın kendine özgü şartları bunu zorunlu kılıyor. Siyasi ve sivil toplum boyutu eksik olan bir Türk diasporasının, kendi geleceğini ilgilendiren politikalara etki gücü de zayıflayacaktır. Milli hassasiyetleri yüksek sivil toplum örgütlerine belki bir çok yere kıyasla Birleşik Krallık'ta daha fazla ihtiyacımız var. Bunun için sizlerden çok daha örgütlü, organize ve dayanışma içinde hareket etmenizi bekliyoruz."

Tüm sivil toplum kuruluşlarının bu alanlarda yapacakları çalışmalar ve atacakları adımların çok önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Şayet sizler ümitsizliği, öz güvensizliği kapınıza yaklaştırmazsanız, Allah'ın izniyle size kimse ket vuramaz. Şayet sizler aynı idealler etrafında birbirinize kenetlenirseniz, kimse sizi bölemez, parçalayamaz." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terör örgütlerine bilabedel on binlerce tırla silah, mühimmat, araç gönderenler bize paramızla silah vermediler, araç gereç vermediler." açıklamasında bulundu.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Terörle mücadelede bize akıl verenlere siz aklınızı kendinize saklayın diyoruz. Bir de İslami terör ifadesini kullananlara gidin aynaya bakın diyoruz. İslam bir barış dinidir. Barış dini olan dinimize asla terörü yakıştıramazsın. Bu ifadeyi kullananları ben de lanetliyorum. Peki, Yeni Zelanda'da belli bir Müslümanı namaz esnasında şehit edenler kimdi? Hristiyan mı? Biz diyor muyuz Hristiyan terörist. Kullanmayız. Çünkü dinimiz buna da izin vermez. Dünyada hala saygın ülkelerin saygısız liderleri bu ifadeleri kullanıyor. Bu bizi üzüyor.' dedi.