Salı günü yapılan seçimlerde Etiyopya’nın Sağlık ve Dışişleri Bakanı Tedros Adhanom Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) başkanı olarak seçildi. Ayrıca AIDS, verem ve sıtma mücadelesinde her yıl 4 milyar Dolarlık bir kaynağı kullanan Global Fund’un da başkanı.

Adhanom başkanlık seçimlerinde İngiliz ve Pakistanlı adaylara karşı yarıştı. 52 yaşında ve bir biyolog, sıtma uzmanı. İngiltere’de enfeksiyon hastalıkları immünolojisi alanında yüksek lisans, toplum hekimliği alanında da doktora yapmış.

Adhanom DSÖ başkanlığını, yaklaşık 10 yıldır bu görevi sürdürmekte olan Hong Kong’lu Margaret Chan’den 1 Temmuz günü devralacak.

Chan’in yönetimindeki DSÖ 2013 yılında Afrika’da patlayan Ebola salgına karşı gerekli mücadeleyi verememekle suçlanıyordu. O salgında 11 binden fazla insan hayatını kaybetmişti. DSÖ’nün başına ilk kez bir Afrikalının başkan olarak seçilmesinde bu başarısızlığın etkisinin olduğu belirtiliyor.

Yeni başkan yaptığı ilk konuşmada dünyanın en yoksullarına evrensel nitelikli sağlık hizmeti sunulmasını sağlamanın ilk önceliği olacağını ve insanların yoksulluk nedeniyle ölmelerinin kabul edilemeyeceğini söyledi.

Adhanom’un İngiliz aday Nabarro karşısında başkanlığı kazanmasının önemli olduğu belirtiliyor. Zira Nabarro batılı ülkelerin çoğunluğunun desteğini almıştı ve yıllardır BM’de çalıştığı için de içeriden birisi olarak değerlendiriliyordu.

2005 yılından beri Etiyopya’nın Sağlık Bakanlığı görevini yürüten Adhanom toplum temelli binlerce yeni kliniği hizmete soktuğunu söylüyor. Anlaşıldığı gibi görüş ve yaptıklarıyla toplumcu sağlık anlayışına yakın bir görüntü veriyor.

Buna karşılık kendisini ülkesindeki üç önemli kolera salgınını gizlemekle ve insan haklarını ihlal eden bir iktidarın parçası olmakla suçlayanlar da var. Bu grup Adhanom’un DSÖ başkanlığına adaylığının bu pislikleri örtmek amaçlı olduğunu da ileri sürüyorlar.

Sovyetler Birliği’nin olmadığı dünyada kapitalizmin her şeyi gibi DSÖ de kirli. Yeni başkanın yapacaklarını izleyeceğiz.