Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde;

Son grup toplantımızdan bugüne geçen 2 haftada önemli çalışmalara imza attık. Tarım Bakanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı'nca düzenlenen fidan dikme projesine katıldık. Her bir öğrencimiz okulunu bitirdiğinde, onun adına dikilen fidan 10, 15 yıllık koca bir ağaca dönüşecek.

'BAŞARI VEREMEYENLER GÖREVİ DEVREDECEKLER'

"Bakanlıklarımızda sistemin henüz tam oturmamış olmasından dolayı bazı sıkıntılar olduğunu ve bürokraside bundan kaynaklı rehavet olduğunu biliyoruz. Bunları en kısa sürede aşacağız. Böyle dönemler imtihan dönemleridir. Başarılı olanlar milletimizin gönlünde yerini alacaktır.

Çevrecilik adına yakıp yıkanlar sokakları ateşe verenler gelip millet bahçelerine bakıp gerçek çevrecilik nedir görsünler. Öyle lafla çevrecilik olmuyor. Gezi olaylarında bu olayları yapanların finansörü konumundaki şu anda cezaevinde olan bu kişiyle iltisaklı birçok malum kişi akademisyenler de var. Bunlar geçenlerde gözaltına alındı. Malum çevreler batı dünyası açıklamalar yapılıyor. Türkiye'de de bu işlerin finansörü durumunda olanlar var. Bu içeri alınınca neden rahatsız oluyorsun?

Dün TürkAkım hattının Karadeniz'den ülkemize ulaşması törenine katıldık. Konuşacaksak bunları konuşalım. Sizin bunlarla hiç alakanız yok mu? Karadeniz'in bir ucundan diğer ucuna böyle bri yatırım gerçekleşiyor. Ülkemize yeni bir doğalgaz imkanı oluyor. Bu gündeminizde değil. Gündemlerinde hala biz Türkiye'yi nasıl karıştırırız bu var. Ülkemizi bölemeyeceksiniz böyle bilin."

Partimiz aday belirlemek için kesintisiz mesaide. Titiz araştırma, soruşturma ile adayları netleştiriyoruz. Aday tespiti noktasında sık sık bir arata geldik. İlçelere de inmeye başladık.

TÜRKÇE EZAN TARTIŞMASI

Dünyanın kendini 21. yy'nin ikinci yarısına hazırladığı dönemde birilerinin ıslarla 60-70-80'lerin baskı iklimine taşımaya çalışıyor olması manidardır. Yapılmaya çalışılan gericiliktir. Hala tek parti dönemini özleyenlere söylenecek başka ne söz olabilir? Milletimiz tek parti dönemini vicdanında hakettiği yere oturtmuştur."

MUSLUKLAR HARİÇ ŞEHRİN HER YERİ AKIYORDU'

Biz bu şehri devraldığımızda musluklar hariç şehrin her yeri akıyordu. Şehrin her yerinden mezhepçilik, rüşvetçilik akıyordu. Su derseniz, o hiç akmıyordu. CHP'nin tahribatını gidermek bize nasip oldu.

Türkiye'nin tarihinde adı yoklukla, faşizan baskıyla özdeşleşmiş bir partinin aynı kafada gidiyor olmasını ülkemizin talihsizliği olarak görüyoruz. Rahmetli Nurettin Topçu, 'Kendimiz dışında nereye koştuysak gurbette kaldık' der. Milletimiz kendisi ile aynı değerleri yaşayan ve yaşatan, aynı türküleri söyleyen yerli ve milli siyasetçi ile siyaset istiyor. Artık her adımını devlet ve millet düşmanları ile birlikte atanlar ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar yeniden hortlayamayacaklardır. Bu ülkenin Cumhurbaşkanı'ndan başlayıp, milletin kendisine hakaret eden bu CHP zihniyeti hak ettiği cevabı 31 Mart'ta sandıkta alacaktır.

'YOLUNU ŞAŞIRANLARI YA ISLAH YA DA TASFİYE EDECEĞİZ'

Türkiye'yi eski karanlık günlerine göndermek isteyenler, kendi karanlıklarında kaybolup gideceklerdir. Kaybettikleri mevzileri tekrar kazanmak için yeni senaryolar hazırlamak için gayretleri olmayanlar eski usül yöntemleri ortaya koyuyorlar.

Yolunu şaşıranları ya ıslah ya tasfiye edeceğiz. Kazanmadık gönül bırakmayacağız. Gece gündüz çalışacağız. Eksiklerimizi tamamlayacağız. Çok yatırım yapacağız. Bir göreve çok kişi talip olur, bir kişi sonunda üstlenir. Tüm adaylarımız da onun yanında saf tutar. Kendi adaymış gibi çalışır. Kim ki ben aday olmadım diyerek çalışmıyorsa, o kişi zaten hiçbir zaman AK Partili olamamış demektir. Aynı şekilde şuradan neden aday olamadım, buradan aday oldum diyorsa önce nefsini bir hizaya çeksin. Biz bir davayız, teşkilatız. İstişareler yapılır, sen şurada adaysın denilince eyvallah deyip çalışmaya başlanır.

Aday olunca her şey güzel de aday olmayınca neden bozuluyorsun? AK Parti ben değil, biz partisidir. Bireysel olarak yanlışa düşmeniz size aittir, ancak AK Parti neferi olarak böyle bir lüksünüz yoktur. Gönül yapmak yerine gönül kıran da yanlış yerde olduğunu aynen bilmelidir. Siyaset gönül, gönüllülük işidir. Üzerinde en fak şaibe olan kişiler ikaz beklemeden bu kapıdan çıkmalıdır.

Teşkilat ve adaylar kendini gözden geçirmeli. Ölçümüz, 'Acaba millet bana ne diyor?' olmalıdır.