Ògle namazi vakti girdikten yarim saat ya da 45 dakika sonra tek olarak (Cemaatle degii) ögle namazi kilinabilir. Müstehap olan Şekli budur.

Çùnku Özürlü veya hapis olanlann Cuma günü ögle namazlanm cuma namazindan evvel ve cemaatle kılmalari mekruh görülmüştür.

Cumanın Vücubunun Şartları

195- Cumanın bir kimseye farz olabilmesi için, onda şu altı şartın bulunması şarttır:

1) Erkek olmak: Bunun için cuma namazı erkeklere farzdır, kadınlara farz değildir.

2) Hürriyet: Bu bakımdan cuma namazı kölelere farz değildir. Bir sözleşmeye bağlı olarak kısmen hür olan (mükateb gibi) kölelere farzdır.

3) İkamet: Dinî hüküm bakımından misafir (yolcu) sayılan kimselere cuma namazı farz değildir. Sefer ve misafirlik bahsine bakılsın.

4) Sıhhat: Hasta olduğundan cuma namazına çıktığı takdirde hastalığının artmasından veya uzamasından korkan kimseye cuma namazı farz değildir. Yürümeye takati olmayan çok yaşlı kimseler de bu hükümdedirler. Hasta bakıcısı da böyledir, eğer camiye gidince hastanın zarar göreceğinden korkuyorsa, ona da cuma farz olmaz.

5) Gözlerin sağlıklı olması: Onun için gözleri kör olanlara cuma namazı farz değildir. Böyle körleri camiye götürüp getirecek kimseleri olsa da, İmamı Azam'a göre yine ona cuma farz olmaz. Fakat iki imama göre, her iki gözü görmeyen kimseyi camiye götürüp getirecek bir adam varsa, o zaman böyle körlere de cuma farz olur.

6) Ayakların sağlıklı olması: Kötürüm veya ayakları kesilmiş olan kimselere cuma namazı farz değildir. Kendilerini yüklenecek kimseleri bulunsa da hüküm aynıdır.

Düşman korkusu, şiddetli yağmur, fazla çamur ve benzeri engeller de, cuma namazına gidilmemesini mubah kılan özürlerdendir.

Bununla beraber bu altı şartı taşımayan kimseye her ne kadar cuma namazı farz değilse de, gidip cuma namazını kılacak olsa, vaktin farzını yerine getirmiş olur. Kadınların veya ama ve benzeri özrü olan kimselerin cuma namazını kılmaları gibi. Artık bunlar o günün öğle namazını ayrıca kılmakla yükümlü değillerdir.

Salgın Bir Hastalık Yayıldığı Durumda veya Bulaşmasından Korkulduğu Durumlarda Cemaat ve Cuma Namazına Katılmanın Hükmü

Büyük Alimler Komitesi 16.07.1441 H. tarihli ve 246 nolu kararda şöyle dediler:

Salgın bir hastalık yayıldığı durumda veya bulaşmasından korkulduğu durumlarda Cemaat ve Cuma Namazına Katılmamanın ruhsatıyla ilgili yapılan araştırmalara binaen aşağıdaki hususların uygulanması gerekir:

Birincisi: Salgın bir hastalığa yakalanan kimsenin Cumaya veya cemaatla kılınan namaza gitmesi haramdır. Zira Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: 'Hasta olan kişi sağlıklı bir kimseye gitmesin' (Buhari, Muslim) başka bir hadiste: 'Bir yerde Taun hastalığı (salgın ve bulaşıcı) olduğunu duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde Taun hastalığı mevcutsa oradan çıkmayın' (Buhari, Muslim)

Ikincisi: İlgili merciler, bir kimse hakkında karantina veya izalasyon kararı verirse hasta olan kişinin talimatlara uyması vaciptir. O kişinin Cuma ve cemaat namazına gitmemesi gerekir. Namazlarını bulunduğu yerde veya evinde kılacaktır. Nitekim el Şerid bin Suvey el Sekafi radiyallahu anhu'dan rivayet edildiğine göre: ' Sakif heyetinde cüzzam hastalığına yakalanan biri vardı, bunu duyan Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: 'Beyatini kabul ettik sen geri dön' (Muslim)

Üçüncüsü: Her kim topluluktan bir zarar göreceğinden veya o topluma zarar vereceğinden korkarsa; Cuma ve cemaat namazlarına katılmama ruhsatı vardır. Bu bağlamda Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem şöyle buyurdu: 'Zarar görmek ve zarar vermek yoktur' (İbn Mace)

Yukarıda belirtilen durumlarda Cuma namazı öğlen olarak dört rekat kılınır.

Bununla birlikte Büyük Alimler Heyeti; ilgili kurumların verdiği talimatlara ve belirlediği kurallara uyulmasını tavsiye etmektedir. Bununla birlikte heyet; yüce Allah'ın bu belayı ortadan kaldırması için herkesin Allah'tan sakınmasını, Allah'a yönelerek dua edip yakarmasını tavsiye eder. Yüce Allah şöyle buyurdu: 'Allah sana bir zarar dokunduracak olsa, O'ndan başka bunu senden kaldıracak yoktur. Ve eğer sana bir hayır isterse, O'nun bol fazlını geri çevirecek de yoktur. Kullarından dilediğine bundan isabet ettirir. O, bağışlayandır, esirgeyendir.' (Yunus 107)

Başka bir ayette: ' Rabbiniz dedi ki: 'Bana dua edin, size icabet edeyim.….'

En iyisini Allah bilir.

Kur'an-ı Kerîm'in 62. sûresi, Cuma namazından bahsettiği için Cuma sûresi olarak adlandırılmıştır. Bu sûrede Yüce Allah şöyle buyurmuştur:

"Ey iman edenler! Cuma günü namaza çağırılınca Allah'ı anmaya (namaza) koşun ve alışverişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Namaz kılınınca yeryüzüne yayılın da Allah'ın lutfunu arayın ve Allah'ı çok çok anın ki felah bulasınız." (el-Cum'a 62/9-10)

CUMA NAMAZINI TERK ETMENİN HÜKMÜ

Hadis kitaplarında gerek Cuma namazının fazileti, gerekse kuvvetli bir farz olduğu ve bu namazı özürsüz olarak terk etmenin büyük günah sayıldığı konusunda sahih hadisler bulunmaktadır.

"Allah, önemsemediği için üç Cumayı terkeden kimsenin kalbini mühürler" (Ebû Davûd, 'Salat', 204; İbn Mace, 'İkametü's-salat', 93; Tirmizî, 'Cum'a', 7; Nesaî, 'Cum'a', 2) ve "Birtakım kimseler, ya Cuma namazını terk etmekten vazgeçerler ya da Allah onların kalplerini mühürler ve artık onlar gafillerden olurlar." (Müslim, 'Cum'a', 12; Nesaî, 'Cum'a', 2)

Rabbim Usulüne Uygun Cuma Kılacağımız Günler Nasip Etsin.