Yahudi Embriyolog Robert Gilham, boşanmış kadının İslam'da beklemesi gereken iddet süresine ilişkin ayetleri okuduktan sonra büyük hayret içinde kalarak İslam'a girdi.

Zira Gilham, ömrünü erkeğin evlilikte bıraktığı izler üzerine geçiren bilimadamlarından biri idi ve kendisinin erkeğin izlerinin ancak üç ay sonra kaybolacağını doğrulayan özenle gerçekleştirilmiş araştırmaları bulunuyordu.

Mısır'daki Ulusal Merkez'de Tıbbi Analizler Profesörü ve Tamamlayıcı Tıp Danışmanı Dr. Abdulbasıt Muhammed Es Seyyid, Gilham'ın hikayesini şöyle anlattı: 'Albart Einstein Enstitüsü'nde Yahudilerin lideri olan embriyoloji uzmanı Robert Gilham, ulaştığı ilmi gerçeğin Kur'an-ı Kerim'de mevcut; kadının boşandıktan sonra beklemesi gereken iddet süresi hakkındaki mucizevi ayetlerle aynı olduğunu görünce Müslüman oldu.'

Es Seyyid sözlerini şöyle sürdürdü: 'Gilham, bilimsel kanıtlara dayanarak ikna oldu. Bu bilimsel kanıtlara göre eşlerin beraber olması sonucunda erkek özel izlerini kadında bırakır. Bu izler, cinsel ilişkinin söz konusu olmadığı her ay yüzde 25-30 oranında gider. 3 ay sonra ise bu izler tamamen ortadan kaybolur ve boşanmış kadın başka bir erkeğin izlerini taşımaya hazır duruma gelmiş olur.'

Es Seyyid bu gerçeğin Yahudi embriyologu, Amerika'da Afrikalı Müslümanların yaşadığı bir mahallede araştırma yapmaya ittiğini ve tüm kadınların sadece eşlerinin izlerini taşıdığı sonucuna vardığını, Müslüman olmayan başka Amerikalı kadınlar üzerinde yaptığı araştırmada ise kadınların birden çok erkeğin izlerini taşıdığını gördüğünü vurguladı.

Yahudi bilim adamı bu sonuçların ardından kendi eşi üzerinde de testler yaptı ve eşinin 3 ayrı erkeğin izlerini taşıdığını; yani kendisini aldattığını fark etti. Ardından oğullarından da şüphelenerek DNA testi yaptırdı ve 3 erkek çocuğundan sadece birinin kendi çocuğu olduğunu keşfetti. Sonunda kadını koruma ve toplumsal uyumu güvence altına aldığına kanaat getirdiği İslam dinine girdi.