İşte Başbakan Binali Yıldırım'ın konuşmasından satır başları;

Dolmabahçe ofisinde saat 21:00 gibi çalışmalarımız tamamlandı ve Tuzla'ya hareket ettim. Köprü'yü geçtikten 10 dakika sonra köprünün tutulduğunu öğrendim. Benim yakın korumama bu haber iletildi ve eşten dosttan duydum. Aradılar "Sayın Başbakanım bu olaylardan bilginiz var mı?" diye sordular. Akşam 10 civarı eve vardım.

Genelkurmay Başkanı'nın telefonu çalıyor cevap vermiyor, İçişleri Bakanı'nın telefonu ise kapalıydı. Hemen Ankara Valisi, İstanbul Valisi ve Emniyet Genel Müdürü'nü aradım. Baktım iş kötüye gidiyor. Tanklar, uçaklar çıkmış. İşin adını koymak gerekiyor. Bu bir kalkışmadır, milli iradeye karşı, demokrasiye karşı, silahlı bir eylemdir. Bunu vatandaşlarımıza hemen bir tv kanalı ile bağlantı kuruldu ve aktardık. Ben insiyatif alarak bunun emir komuta dışında bir olay olduğu kararını aldım. Sonra benim beyanatımı duyan bazı komutanlar, komuta kademesinin bilgisi dışında bir olar, bu bir kalkışma dedi.

Daha sonra halka da bir çağrım oldu. "Merak etmeyin, biz bu çapulculara pabuç bırakmayacağız, hesabını en ağır şekilde ödeyecekler" dedik. Adım adım sorular soruları getirdi. Bu yapının FETÖ terör örgütü olduğunu anladık. Adını da koyduk. Gece yarısından biraz önce idi.

CUMHURBAŞKANIMIZLA "ÖLMEK VAR DÖNMEK YOK" DEDİK

Bu arada tanklar ilerliyor. Cumhurbaşkanımız ile temasa geçtim. Telefonda konuştum. O da bir şeylerin ters gittiğini biliyordu. Bir takım olayların yayılarak devam ettiği kanaati onda da vardı. Ölmek var dönmek yok dedik. Milletimizden taraf olmasını istedik. İnsanlar akın akın bu işgalcilerin olduğu noktalara akın etti. Bu üniformalı teröristler doğrudan helikopterlerden insanları taradılar.

"Önce 'Sabiha Gökçen'e gidelim' dedik, sonra arkadaşlar 'Burası hedef yeri' dediler, 'Oraya gitmemiz çok sakıncalı Ankara istikametine gidelim'. Nihayet Ankara'ya gideceğimiz için öyle karar verdik. Ama giderken, evden çıktık, devam ederken tanklara rastladık, onlar 'durun' diye bize işaret ettiler, durdurmaya çalıştılar, bir müddet durduk, riayet ettik. Azıcık gittikten sonra yol genişledi, oradan da süratle uzaklaştık vesaire atlattık"

KOMUTANIN BİRİ "YAZILI EMİR YOLLAYIN" DEDİ

Bir yandan Sayın Cumhurbaşkanımız ayrılma planı yapıyor, bulunduğu yer güvenli değil. Biz de bu hava akımlarını durduralım dedik. Hava Kuvvetlerinden Kuvvet Komutanı'nı aradık. Eskişehir'de hava savunma bölgesinde generallerle konuştum. Onların anlattıkları daha vahim. Diyarbakır, Balıkesir, Akıncılardan izinsiz kalkan uçaklar bombalıyorlar dediler. Neden bunları baskılamıyorsunuz dedim. Araçlarımız yüklü değil diyenler oldu. Bu benim çok canımı sıktı. Size emrediyorum, derhal bu saldırıları püskürtmek üzere uçakları kaldırın dedim. Komutanın biri yazılı emir yollayın dedi. Bunun hesabını soracağım senden dedim.

Telefonda söylediğim her şey yazılı emir niteliğindedir. Gereğini ya yaparsın ya da bedelini en ağır şekilde ödersin dedim. Bu kadar mücadeleden sonra oradan uçakların gelmesini başabildik ama 2 saatimizi kaybettik.

JANDARMA ARACI BİZ YAKLAŞINCA ATEŞ AÇAMAYA BAŞLADI

Bir yandan yola devam ediyoruz. Gerede'den ayrıldık Samsun istikametine Ilgaz Tüneline gittik tünelde kaldık. Yaptığımız temelini attığımız tünel bize sığınak oldu. Artık gün ağarmış vaziyette. Karşıda bir jandarma aracı var. Biz yaklaşınca ateş etmeye başladılar. Karşılık verildi. Şöforumuz hemen geri vitese taktı. Atış menzilinden çıktık. Tali yoldan Ilgaz merkeze geldik ve Kaymakama konuk olduk.

Bu terörist ama hasta bir terörist. Dini kullanıyor ve suçuna ortak etmek için her şeyi yapıyor. Amerika Başkan Yardımcısına bu adamı daha fazla muhafaza edemezsiniz dedim, bir an önce bu suç makinasını teslim edin.

Ankara'da 24:30 civarında basın toplantısı yaptık. Cumhurbaşkanımız o sırada havalimanında halka hitap etti. Milletin yüreğini ferahlattı. Vatandaş meydanlara indi tankları durdurdu. Bu iman takdire şayan. Vatandaşı hesap edemediler.

İSTİHBARAT NASIL BİR SINAV VERDİ?

Bir ton emir hazırlamışlar. Hepsi inceden inceye çalışılmış. Ben olanları anlatıyorum bunun yorumunu da vatandaş yapsın. İstihbarat Genelkurmay'a aktarmış. Önlem alınamamış Kuvvet Komutanlarının tamamı, Genel Kurmay Başkanımız dahil derdest edilmiş Akıncı'ya götürülmüş. Bu onaylanacak bir şey değil. Bana neden haber verilmedi? O sorunun cevabını ben de arıyorum. Bizim süreçten haberimiz olmadı.

Her şeyi yeni baştan ele almamız lazım. Her türlü tedbiri alacağız. Bu süreç yaşanan bir dizi hatanın ortaya çıkması bunlara yönelik tedbirlerin alınması sürecidir.

HER ŞEYİ HABER VERİR AMA MAALESEF HABERİMİZ OLMADI

(MİT neden haber verilmedi?) Cevabını bende arıyorum. MİT bana bağlıdır, Cumhurbaşkanı'na her şeyi haber verir ama maalesef biz süreçten haberimiz olmadı. Bu bizim için sınavdı, bizim çıkarmamız gereken dersler var. Bir daha böyle bir şey başımıza gelmez diye bir şey yok. Genelkurmay'daki yapılanma, bu tanklar canı istediğinde nasıl dışarı çıkıyor? Çıkmaması lazım. Köklü tedbirlerimiz olacak. Bunun neler olduğunu da yakında göreceğiz.

YAŞ'TA GÖREVDEN ALMA OLACAK MI?

Malum YAŞ var, 28 Temmuz'a aldık. Cumhuriyet tarihinde bir ilk, Çankaya Köşkü'nde yapacağız. YAŞ olağanüstü şartlarla yapılmaktadır, diğer dönemlerden farklıdır. Bu dönemde sadece terfiler konuşulmayacak, 15 Temmuz'da yaşadığımız başarısız silahlı darbe ve onun sebepleri ve sonuçları da konuşulacak. Nerede hata yapıldı, düzeltici çalışmalarımız neler olmalı. Bir daha böyle bir sorunla karşılaşmamak için hangi tedbirleri almalıyız, bunların hepsi konuşulacak.

Bu yapının gelecek dönemler içerisinde de mileltimize bela olmaktan kurtarılacak tedbirler ne ise alınacak. Sadece askeri kurumlarda değil bütün devlet kurumlarımızda. Büyük bir bedel ödedik bu bedelin hesabını soracağız.

AKIN ÖZTÜRK İDDİALARI

Akın Öztürk ile ilgili iddiaların tesbitini mahkeme yapacak. Azmettiricisi Amerika'daki meczup. Türkiye'nin yıllarca emek verdiği General terör örgütü üyesi çıkıyor. Hem kendilerini berbat ettiler, asırlık ordumuzun itibarını lekelediler.
Bu ordu bu asker bizim. Hepsini aynı gözle göremeyiz. Bunlar TSK içerisinde asker elbisesi içerisindeki FETÖ üyeleridir. Tüm subaylarımızı aynı gözle göremeyiz. Vatandaşlarımızıdan özellikle istirham ediyorum.
Gözaltı ve tutuklamaların daha nereye gideceği soruşturmalarla ortaya çıkacak. Bu yapılanmanın 30-35 yıllık bir mazisi var.

Komuta kademesine birkaç yıldır Sayın Cumhurbaşkanımız bu işin çok hafife alınacak bir mesele olmadığını, üzerine gidilmesini hep söyledi ama bu kadar büyütülecek bir mesele yok diye olay olduğundan küçümsendi. Nihayetinde bu iş kendilerine, kuvvet komutanlarına kadar dayandı. Komutanlar abartılacak bir şey yok diyordu.

BAHÇELİ VE KILIÇDAROĞLU BENİ ARADI

Tabi bu hakikaten canınızı yakan bir iştir. İnsanlar maalesef çok acı bir şekilde gözü dönmüş caniler tarafından ateş edilerek, üzerlerine tanklar sürülerek şehit edildi. Halkta büyük bir öfke var, idam diye meydanlarda biliyorsunuz demokrasi nöbeti tutuyor. Niye böyle yapıyor, vatandaş emin olalım ki diyor gönüllü olarak nöbet tutuyor. Yarın CHP miting düzenliyor, bizde bu mitinge destek veriyoruz. Mesele parti meselesi olmaktan çıktı, memleket meselesi. Olayın duyulduğu ilk andan itibaren Sayın Bahçeli ve Sayın Kılıçdaroğlu ile görüştüm. Onlar aradı ve açıkça biz bunu kabul etmiyoruz ve ülkemizin, milletimizin yanındayız dediler. Bununla da kalmadılar, biz vatandaşı meydanlara davet ettik sizde lütfen bütün partililerinize bu çağrıyı yaparmısınız dedik. Memnuniyetle yaparız dediler. Her görüşten her partiden vatandaşlarımız akın akın meydanları doldurdular. Bütün partilerimize teşekkür ediyorum.

Kaynak: AA