Başbakan Yıldırım'ın açıklamalarından satır başları şöyle;

Kahramankazanlılar'a ne hizmet yaparsak azdır. Memleketin her köşesinde olduğu gibi Kahramankazan'a yatırımlarımız hız kesmeden devam ediyor. Bugün temelini atacağımız bu yolda Kahramankazan'a kazandırdığımız eserlerden sadece bir tanesi. İki gün önce Gölcük'teydik. 17 Ağustos depreminde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı andık. Bu vesile ile Marmara, Van depreminde hayatını kaybeden bütün vatandaşlarımıza bir kez daha Allah'tan rahmet diliyorum. Gölcük'te kentsel dönüşüm kapsamında yapılacak toplu konutun temelini attık. Yarın inşallah Konya'da Yüksek Hızlı Tren Garı ve Kayacık Lojistik hizmetlerinin temelini atmış olacağız. Yola çıkarken "laf üstüne laf değil taş üstüne taş koyacağız". Bugün bu inançla, bu kararlılıkla Cumhurbaşkanımız, milletin adamı, adam gibi adam Recep Tayyip Erdoğan'ın liderliğinde milletimize, ülkemize hizmet etmeye devam ediyoruz.

EY KILIÇDAROĞLU YÜRÜYECEKSİN Kİ ARKANDAN MİLLET GELECEK

CHP Genel Başkanı "Türkiye'de can, mal güvenliği yok! Türkiye'ye gitmeyin" diyor. Sen bu ülkenin ana muhalefet partisi başkanısın. Sana yakışan ülkeni yabancılara kötülemek değil; ülkenle, bayrağınla gurur duymak. Yollarda bölücülerle FETÖ'cülerle kolkola yürümek sana yakışmaz. Kılıçdaroğlu ne söylerse söylesin, kimse ciddiye almıyor. Turizm artıyor, Türkiye'ye gelenlerin sayısı artıyor. Maalesef her fırsatta ülkesini kötülemeyi alışkanlık haline getirmiş bir ana muhalefet var Türkiye'de. Türkiye, Kılıçdaroğlu'na rağmen, ana muhalefet partisine rağmen büyüyor. Daha dün Yenikapı'daydık, birlik mesajı verdik. Bir de baktık ki FETÖ'cülerle, bölücülerle kolkola girmiş yürüyüşe geçmiş. Bu da yetmezmiş gibi. Ey Kılıçdaroğlu arkasında milletin olmadığı yürüyüşten hayır gelmez. Eğer yürüyeceksen milletle yürüyeceksin, millet arkandan gelecek. Onun için bu işleri bırak. Bu yol yanlış bir yoldur.

KILIÇDAROĞLU SENİN BİR ESERİN VAR MI?

Bak FETÖ'cülerle yürüdün, PKK'ya sırtını verenlerle yürüdün. Ama yaptığın yürüyüş de unutuldu, söylediğin laflar da unutuldu. Yapılanlar ortada yüksek hızlı tren, köprü, yol, tünel, şehir hastaneleri. Şu memlekette dikili bir ağacın var mı kardeşim? Bir eserin var mı? Milletin derdine derman olduğun hiçbir işin oldu mu? Türkiye'yi karalamaya, ekonomisini baltalamaya gelince hiç kimseye sıra bırakmıyorsun. Güneş balçıkla sıvanmaz, ainesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Necip millet herşeyi en doğru şekilde görüyor ve elhamdülillah en güzel kararı da veriyorsunuz. Verdiğiniz en son karar 16 Nisan yüzde 70 Kahramankazan evet verdi. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne okey dedi, kabul etti ve referandumda evet çıktı.

NEREYE GİDERSENİZ GİDİN TÜRK ADALETİNDEN KAÇAMAZSINIZ

15 Temmuz'da işgalciler, FETÖ'cü teröristlerin derdi ülkeyi bölmek, demokrasiyi yönetmekti. FETÖ terör örgütünün emriyle ülkeyi işgale kalktılar. Kahramankazan ne yaptı? Mürted üssünü onların başına geçirdiniz. Allah sizden razı olsun. Kazan'daki çiftçilerimiz ne yaptı, o uçaklar kalkmasın diye, ekinlerini ateşe verdiler. İşte memleket sevdası, bayrak sevdası bu. Sizin bu fedakârlığınız, bu kahramanlığınız asla unutulmaz. Onun için Kazan ismini Kahramankazan olarak değiştirdik. Size de yakışan bu. Şimdi bu FETÖ'cüler, bu alçaklar mahkemelerde hesap veriyor. Son olarak Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nin etrafındaki sivil ve masum vatandaşlarımızı bombalayan hainlerden biri de Antalya'da yakalandı. Nereye giderseniz gidin, boşuna uğraşmayın, Türk adaletinden kaçamazsınız, eninde sonunda hesabı en ağır şekilde vereceksiniz.

SINARLARIMIZIN YAKININDA BİLE VAROLMA ŞANSINI VERMEYECEĞİZ

FETÖ'cülerin başı, FETÖ'cüler en ağır cezayı alacaklar. 16 Nisan halkoylaması FETÖ'yle aynı kaptan PKK da su içiyordu. Onların hali şu an FETÖ'den farksız. Örgüte katılım neredeyse bitmiş durumda. Mevsim gözetmeden kırsalda, şehirde gerçekleştirdiğimiz operasyonlarla onların belini kırdık. Katil her terör örgütünün yaptığı gibi bunlar da çaresiz kalınca sivilleri hedef almaya başladılar. Trabzon'da 15 yaşındaki yavrumuz Eren Bülbül'ü şehit ettiler. Bunlar çocuk katili. PKK'yı şirin göstermeye çalışanlar 15 yaşında gencecik evladımız ölünce kaçacak delik arıyorlar, ağızlarını bıçak açmıyor. Biz gerekeni yapacağız. Bunlara sınırlarımızın yakınlarında bile varolma şansını vermeyeceğiz.