stanbul'da düzenlenen 'Cumhurbaşkanlığı Sistemi Paneli'nde konuşan Başbakan Binali Yıldırım,"Türkiye, özellikle 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra pozisyonunu savunmadan taarruza çevirdi. Aradan geçen zaman içerisinde ekonomik anlamda attığımız adımlar da meyvesini verdi. 2017 yılında G-20 ülkeleri içerisinde Türkiye en çok büyüyen ülke oldu.Bizim için her şey 11 Ekim'de Sayın Bahçeli'nin açıklamasıyla başladı. Biz bunu açık çağrı olarak kabul ettik." ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE KAZANACAKSA BEN KAYBETMEYE HAZIRIM

Başbakan sözlerine şöyle devam etti;

"Beni çokça tenkit ettiler, 'Ya sen kendi koltuğunu yok edecek bir sistem için çalışıyorsun' diye. Ben o zaman da söyledim, ülkem kazanacaksa ben kaybetmeye hazırım. Bir Ali gider, bin Ali gelir. Bürokrasi işini yapacak, yargı işini yapacak, kolluk işini yapacak ama milli iradenin temsilcisi tektir. Eskiden yürütme-yasama birlikte seçiliyordu. İlişkiler iç içeydi. Şimdi bu iki irade sandıkta ayrıldı.

GÜÇLÜ TEK BAŞINA İKTİDAR

Cumhurbaşkanı bu dönemde 'zaman ekonomisi'nin dümeninde olacak ve bürokrasinin daha hızlı çalışmasının önünü açacak. Memleketin kurumlarının daha hızlı çalışabilmesi için lazım gelen neyse Cumhurbaşkanlığı bunları yapacak.'Sürekli istikrar güçlü tek başına iktidar' olarak tanımlıyorum bu dönemi ben.

MİLLET İSTEDİĞİ ZAMAN İŞE EL KOYABİLİR

Yeni sistemde tek vesayet kalıyor o da milletin vesayeti. Millet istediği zaman tekrar işe el koyabilir.Artık yeni sistemde bahaneler de olmayacak. Herkese hak ettiğini veren bir yapı dizayn ettiğimizi düşünüyoruz. İyiyi bulmakla yetindik. Bunu getirdik. İleride aksaklık olursa, bundan sonra gelen babayiğitler de onun gereğini yapar.Darbelerle, vesayetlerle millete gına getiren bir yönetim anlayışını değiştiriyoruz."