Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği'nin yaptığı açıklamaya göre Bangladeş'e sığınan Arakanlı Müslümanların sayısı 270 bini buldu, kampların kapasitesi doldu.

Birleşmiş Milletler, son iki haftada Myanmar'daki katliamdan kaçıp Bangladeş'e sığınanlar Arakanlı Müslümanların 270 bini bulduğunu açıkladı. BM'ye göre, bölgedeki sığınmacı kamplarının kapasiteleri doldu.

Arakan'a giren BBC muhabiri, gezdiği köylerde halen dumanlar yükseldiğini ve yer yer silah sesleri duyduğunu aktarıyor: Biz köye doğru yürürken, genç, kaslı, ellerinde pala, kılıç ve sapanlar olan bir grup erkeği köyden çıktığını gördük. Onlara soru sormaya çalıştık ama kamera kaydı almamızı istemediler. Grubumuzdaki Myanmarlı gazeteciler onları kameralardan uzakta konuşmaya ikna etti ve gençler Arakanlı Budistler olduklarını söylediler. İçlerinden biri yangını başlattığını itiraf etti ve polisin de kendisine yardım ettiğini söyledi."

Bangladeş'e kaçan Arakanlı Müslümanlarla konuşan The Guardian muhabirine ise, sığınmacılar Myanmarlı askerlerin Naf nehrinden kaçmaya çalışanları gördükleri yerde vurduklarını anlattı. Askerlerin evini yaktığını söyleyen Petam Ali, enkazın altında başı ve bedeni ayrılmış bir ceset gördü. Yerde yatan 75 yaşındaki büyükannesiydi.

Dünya, Myanmar hükümeti ve sivil işbirlikçilerinin arakanla Müslümanlara yaptıkları karşısında şoka uğradı. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği, 25 Ağustos tarihinden bu yana Myanmar'daki katliamdan kaçıp Bangladeş'e geçen Arakanlı Müslümanların sayısını 270 bin olarak güncelledi. Uluslararası örgüte göre, bölgedeki sığınmacı kamplarının kapasiteleri doldu ve yer kalmadı.

Bölgeye giden BBC muhabiri Jonathan Head, Arakanlı Müslümanların köylerinin ateşe verildiğini gördüğünü, konuştukları Budistlerin yangını başlattıklarını itiraf ettiklerini aktarıyor.

BBC muhabiri bölgeden şu haberi geçti: "Maungdaw'daki durumu yerinde görmek için Myanmar hükümetinin davet ettiği bir grup gazeteci içindeyim. Geziye katılmanın şartı gruptan ayrılıp kendi başına dolaşmamak. Ve sadece hükümetin seçtiği yerlere götürülüyoruz.

Yakında bile olsa, başka yerleri görme talebimiz, güvenlik gerekçe gösterilerek reddediliyor. Maungdaw'ın güneyindeki Al Le Than Kyaw kasabasından hâlâ dumanlar yükseliyor. Evler kısa süre önce yanmış.Polis Müslümanların kendi evlerini yaktığını söylüyor. Ancak bölgedeki Müslümanların çoğu, 25 Ağustos'ta Arakan Rohingya Kurtuluş Ordusu karakollara saldırdıktan sonra başlayan şiddetin ardından, evlerini terk etti.

Kasaba yakınındayken, kuzeyden en az 3 farklı yerden daha duman yükseldiğini gördük. Dumana, ara sıra gelen silah sesleri de ekleniyordu.

Geri dönüş yolumuzda, genellikle yakınlarda bulunan bir köyün habercisi olan pirinç tarlalarının yanında uzanan ağaçların arkasında, büyük bir duman bulutu daha gördük.

Araçlardan inip tarlaların içinden geçerek dumanın geldiği yere ulaşmaya çalıştık. Köydeki evler yanıyordu. Çok kısa bir süre önce ateşe verilmiş oldukları açıktı çünkü bu tip köy evlerinin küle dönmesi ancak 20-30 dakika sürer.

Biz köye doğru yürürken, genç, kaslı, ellerinde pala, kılıç ve sapanlar olan bir grup erkeği köyden çıktığını gördük. Onlara soru sormaya çalıştık ama kamera kaydı almamızı istemediler.

Grubumuzdaki Myanmarlı gazeteciler onları kameralardan uzakta konuşmaya ikna etti ve gençler Arakanlı Budistler olduklarını söylediler. İçlerinden biri yangını başlattığını itiraf etti ve polisin de kendisine yardım ettiğini söyledi.

Biraz daha yürüdükten sonra köyün medresesinin çatısının yanmakta olduğunu gördük. Alevler yandaki eve de sıçradı ve ortalık 2-3 dakika içinde cehenneme döndü. Köyde başka kimse yoktu. Yangının failleri o gördüğümüz adamlardı.

Patikada etrafa dağılmış ev eşyaları, oyuncaklar, kadın kıfayetleri vardı. Yanlarında ise biri boş, birinin ise içinde hala biraz benzin bulunan iki bidon vardı. Köyden ayrılırken evler tamamen yanmış, geriye simsiyah harabeler kalmıştı."