DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, partisinin Arnavutköy İlçe Kongresinde konuştu. Burada iktidara ekonomi üzerinden yüklenen Babacan, "İtibarlı bir ülkenin parası bu hale düşürülür mü? Bir ülkenin parası o ülkenin gücüdür" tepkisini gösterdi.

İktidarın ortaklarının Türkiye'yi karanlık bir tünelin içine soktuğunu söyleyen Babacan, "Bu tünelde hukuksuzluk, adaletsizlik, yolsuzluk, haksızlık, işsizlik, hayat pahalılığı var. Koskoca bir ülke şu andaki kötü yönetimin içinde adeta can çekişiyor. Ülkemiz adeta varlık içinde yokluk çekiyor" dedi.

Babacan'ın konuşmasından öne çıkanlar şekilde:

Bütün dünyada pandemi sonrasında tüketimin hızlandığı, insanların yoğun bir şekilde alışveriş ettiği, insanların yüzlerinin güldüğü bir dönemden geçiyoruz. Bütün dünya merkez bankaları trilyonlarca dolar, trilyonlarca euro parayı bastılar piyasaya sürdüler.

'AVRUPA'DA EKSİ FAİZ VAR'

O kadar çok para var ki eksi faiz var Avrupa'da ya. Eksi. Avrupa Merkez Bankası 'yeter ki şu parayı alın. Ben faiz falan istemiyorum hatta üstüne para vereceğim' diyor. Eksi faiz bu demek biliyorsunuz. Eksi faiz ne demek? Parayı al üstüne para vereceğim diyor. Yanı başımızdaki Avrupa'da tablo bu ya.

'TÜRKİYE ÇOKLU KRİZ ORTAMI İÇİNDE'

Biz hala varlık içinde yokluk çekiyoruz. Kriz üstüne kriz üreten bu mevcut iktidar, uzunca bir süredir artık bu ülkeyi yönetemiyor. Ekonomiden hukuka, dış politikadan tarıma, eğitimden sağlığa kadar her alanda ülkemiz kriz üstüne kriz yaşıyor. Kriz içinde kriz yaşıyor. Aynı hastalarda çoklu organ yetmezliği gibi şu anda Türkiye bir çoklu kriz ortamının içinde.

'PARAMIZ PUL OLDU'

Asgari ücret artık açlık sınırının dahi altında kalmış durumunda. Yoksulluğu yokluğu bu ülke, iliklerine kadar hissediyor. Çarşıya pazara adımımızı attığımız an bakıyoruz paramız pul olmuş.

'MERKEZ BANKASI ARTIK BAĞIMSIZ FALAN DEĞİL'

Geçtiğimiz hafta ekonomiyle ilgili bir adım atıldı. Sayın Erdoğan Merkez Bankası'nın politika faizinin indirilmesini emretti. Sayın Erdoğan emretti diyorum çünkü Merkez Bankası artık bağımsız falan değil. Yetki bir kişinin elinde. 84 milyonluk ülke, bir kişinin iki dudağının arasına sıkıştırılmaya çalışılıyor. Ülkedeki her karar talimatla veya tek imzayla atılıyor.

Normal şartlarda faizlerin düşmesi bir ülke için iyidir. Düşük faiz olunca o ülkenin vatandaşları daha kolay ev, araba alabilir. O ülkenin sanayicileri yatırımlarını yaparken kredi çektiklerinde daha az maliyetle o krediyi çekerler. Dolayısıyla düşük faiz o ülke için iyidir. Ama hangi düşük faizden bahsediyoruz ya. Önemli olan piyasa faizleridir. Sayın Erdoğan'ın bu adımı halkımızın yani hepimizin muhatap olduğu orta ve uzun vadeli piyasa faizlerinin artmasına sebep oldu. Son iki ayda Merkez Bankası'nın politika faizi 3 puan düştü. Peki Hazine'nin borçlanma faizleri ne oldu? Aynı dönemde yüzde 17,5 olan Hazine faizleri yüzde 20,5 oldu. A'dan Z'ye tüm piyasa faizleri artmış oldu. Bunlar bilmiyor arkadaşlar, bilmiyor.

Faizin talimatla düşmeyeceğini bilmiyorlar. Zannediyorlar ki bütün yetkiyi kendi elimizde topladık; emrederiz faiz düşer. Emrederiz enflasyon düşer, emrederiz kur düşer. Siz rüyanızda görürsünüz rüyanızda. Mümkün değil.

'ÖYLE BİR ADIM ATILDI Kİ...'

Bu adım atıldı ne oldu? Son bir ayda dolar kuru 8,30'dan tam 9,60'a çıktı. Öyle bir adım atıyorlar ki en piyasa faizi artıyor hem de dolar kuru artıyor. Dolar kuru artarda ne olacak? A'dan Z'ye her şeye zam gelecek. Tabii kur buralarda durur mu? Onu da bilemiyoruz. Tutabilene aşk olsun. Sayın Erdoğan bu yanlış kararlarıyla gelecek yılların enflasyonunu da artırmış oldu. Kur arttığında fiyatlar yerinde durmuyor. Her şeye zam geliyor. Çünkü niye? Harcamalarımızın çoğunun maliyetine indiğinizde döviz kuru var. Kur arttığında her şey zamlanıyor. Aslında Erdoğan bir inat uğruna tüm milletimizi yoksulluğun daha da derinlerine indirmiş oldu. Daha evvel de söylemiştim koskoca Türkiye Cumhuriyeti Sayın Erdoğan'ın yıllardır dayattığı yanlış tezinin bir deney laboratuvarı oldu. Deniyor. İndirin bakalım ne olacak? Bindirin bakalım ne olacak? Bu ülkenin haysiyetli insanları Sayın Erdoğan'ın kobayı değil.

'SATIN ALMA GÜCÜMÜZ DÜŞÜYOR'

2015'te ben ve arkadaşlarım ekonomi yönetiminden ayrıldıktan sonra o günden bu güne ortak akıl ve istişarenin terk edilmesinden bu yana Türk Lirası gittikçe değer kaybediyor. Satın alma gücümüz düşüyor. O tarihlerden itibaren Sayın Erdoğan ve şimdilerde kayıp olan Akraba Bakan ne söylemiş hatırlatmak istiyorum ben.

2018'in Haziran'ında bu ülkede bir seçim oldu. O seçimde taraflı, partili Cumhurbaşkanı ve akraba bakan el ele kol kola bu ülkenin ekonomisini yönetmeye başladılar.

'SAYELERİNDE TÜRKİYE DOLARLA MAAŞ ALANLAR İÇİN CENNET OLDU'

Türkiye, sayelerinde maaşını dolarla alanlar için cennet oldu. Edirne'de, Kırklareli'nde diyorlar 'Bulgaristan'dan geliyorlar Bulgarlar Levalarını bozdurup bozdurup harcıyorlar diyorlar. Eskiden yemek yiyip de Leva bahşiş bıraktıklarında biz onu çöpe atardı çünkü kağıt kadar değeri yoktu. Şimdi keşke Bulgarlar gelse biraz döviz bıraksa dört gözle Bulgar turistleri bekliyoruz diyorlar.