Hafta sonu da mesai yapan mahkeme heyeti, gerekçeli kararını en geç salı gününe yetiştirmek için hummalı bir şekilde çalışıyor. Ancak heyetin gerekçe oluşturmakta güçlük çektiği öğrenildi.
Anayasa Mahkemesi (AYM), MİT TIR'larının durdurulmasına yönelik
davada yargılanan Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can
Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül'ün bireysel başvurusu
hakkında, hem yetkisini aşan
hem de Anayasa'yı ihlal niteliği taşıyan kararıyla eleştiri
oklarının hedefi oldu.
PANİK HAVASI
Alelacele verdiği kararla anayasa ihlali yapan AYM, kendisine
yöneltilen haklı suçlamaların ardından panikledi.
Mahkemeye yöneltilen eleştirileri boşa çıkartmak için apar topar
gerekçeli karar yazılmaya başlandı. AYM'de halen bu doğrultuda
hafta sonu mesaisi ile de devam eden hummalı bir çalışma
yürütüldüğü öğrenildi.
Mahkeme heyetinin kararını yarın ya da en geç salı gününe
yetiştirmeye çalıştığı belirtildi. Henüz iddianameyi bile okumadan
bir dava hakkında esasa giren ve kararını, “Anayasa'nın 19.
maddesinde güvence altına alınan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkı
ile 26. ve 28. maddelerinde güvence altına alınan ifade ve basın
özgürlüklerinin ihlal edildiğine” dayandıran AYM'nin, gerekçenin
yazımında hayli zorlandığı belirtildi.
O MADDELER DE YALANLIYOR
AYM'nin gerekçe olarak gösterdiği Anayasa'nın 26. ve 28.
maddelerinde basın özgürlüğünün hangi konularda
sınırlandırılabileceği de açıkça ifade ediliyor. Bu
sınırlandırmalar, “millî güvenlik, kamu düzeni, kamu güvenliği,
Cumhuriyetin temel nitelikleri ve devletin ülkesi ve milleti ile
bölünmez bütünlüğünün korunması, suçların önlenmesi, suçluların
cezalandırılması, devlet sırrı olarak usulünce belirtilmiş
bilgilerin açıklanmaması, başkalarının şöhret veya haklarının, özel
ve aile hayatlarının yahut kanunun öngördüğü meslek sırlarının
korunması veya yargılama görevinin gereğine uygun olarak yerine
getirilmesi” olarak sıralanıyor.
SUÇLAMALAR GÖZARDI EDİLDİ
İki gazeteci hakkındaki suçlamalar arasında tam da bu maddede yer
alan “gizliliği ihlal” ve “gerçeği yansıtmayan haber, yorum ve
görüntüleri yayınlamak suretiyle adil yargılamaya teşebbüs”ün yanı
sıra, “Hükümeti ortadan kaldırmaya veya görevini yapmasını
engellemeye teşebbüs” gibi ciddi suçlamalar
yer alıyor.
İKİ MADDE ZORLUYOR
Dolayısıyla AYM'nin bu iki maddeyi gerekçesine yazmakta hayli
zorlandığı vurgulanıyor. AYM'nin anayasayla kendisine tanınan görev
ve yetkilerini aşarak ilk derece mahkemesinin görevini gasp
etmesini de izah etmekte zorlandığı belirtiliyor.
İZAH EDİLİR GİBİ DEĞİL
Verdiği karara izahat getiremeyen AYM'nin gerekçeli kararının sadece Anayasa'nın 19. maddesinde düzenlenen kaçma şüphesi olmayan durumlara yönelik “tutuksuz yargılanma” hakkı çerçevesinde kalabileceği değerlendiriliyor. AYM'nin yaptığı hukuksuzluğu kamuoyunanasıl izah edeceği erakla bekleniyor.
HER ADIMI HUKUKSUZ
AYM'nin, anayasa ihlalleri, özetle “Henüz hukuk yolları
tüketilmeden hatta yargılama başlamadan yapılmış olan bireysel
başvuruyu gündemine almak ve daha da ileri giderek ihlal kararı
vermek, iptal kararını, gerekçesini yazmadan açıklamak, yetki ve
görev gaspı yaparak incelemesinde esasa girerek ilk derece
mahkemesinin yerine karar vermek, bu kararıyla ilk derece
mahkemesinde yargı görevi yapanlara baskı kurmak ve müdahale etmek”
olarak sıralandı.
ANAYASA'DA ÇERÇEVE BELLİ
Anayasa'nın bireysel başvurularda AYM'ye çizdiği çerçeve şöyle: Madde 148: Herkes, Anayasada güvence altına alınmış temel hak ve özgürlüklerinden, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi kapsamındaki herhangi birinin kamu gücü tarafından, ihlal edildiği iddiasıyla Anayasa Mahkemesine başvurabilir. Başvuruda bulunabilmek için olağan kanun yollarının tüketilmiş olması şarttır.
(Ek fıkra: 7/5/2010-5982/18 md.) Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.
MADDE 153: Anayasa Mahkemesi'nin kararları kesindir. İptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamaz.
Kaynak: AA