Fethullahçı Terör Örgütü’nün Medya yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında aralarından Atilla Taş’ın da olduğu 35 gazeteci hakkında gözaltı kararı çıkarılan Atilla Taş ve 12 gazeteci, dün akşam saatlerinde adliyeye sevk edildi.

Bu sabah sattlerinde sorgusu tamamlanan Atilla Taş ile gazeteciler Murat Aksoy, Mutlu Çölgeçen ve Gökçe Fırat Çulhaoğlu "Örgüt hiyerarşisine dahil olmaksızın örgüte bilerek, isteyerek yardım etmek" gerekçesiyle tutuklandı.

Atilla Taş’ın bu sabah saatlerinde mahkemeye verdiği ifade doğrultusunda, FETÖ yapılanmasına ilişkin “Böyle olduklarını bilsem, selam dahi vermezdim” dediği bildirildi.

Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği'nde sorgulanan Atilla Taş’ın, mahkemede verdiği ifadede kendisine yöneltilen suçlamayı kabul etmeyerek, "Ben böyle bir yapılanma içinde olduklarını bilseydim, değil gazetelerinde çalışmayı, selam dahi vermezdim" dediği öğrenildi.

Lliseyi Adana'da bitirdiğini ve ilk albümünü 1998 yılında çıkardığını belirten Taş, ifadesinde 2000 yılında ABD'ye gittiğini, burada New York Film Akademisi'ni bitirdikten sonra 2002 yılında Türkiye'ye döndüğünü anlattı. Türkiye'ye döndükten sonra tekrar kaset çıkardığını ancak istenilen satış rakamlarına ulaşamadığı için 2005'ten sonra da kaset çıkarmayı bıraktığını ve değişik TV'lerde programlar yaptığına belirtti.

Kapatılan Meydan Gazetesi'nin genel yayın yönetmeni Levent Kenez'in gazetede yazması için kendisine teklifte bulunduğunu, teklifi ise uzun süreden beri işsiz olduğu için kabul ettiğini söyleyen Taş’ın, "Levent Kenez bana ilk iş teklif ettiğinde ona Atatürkçü, laik ve demokrat biri oldumuğu ifade etmiştim. Kendisi de bana gazetenin magazin ağırlıklı olacağını söylemişti. Ben de bu sebeple kabul ettim" dediği belirtildi.

İfadesinde Ergenekon davasını en çok eleştirenlerden biri olduğunu vurgulayan Taş'ın, kaçmasının söz konusu bile olamayacağını belirterek, mahkemeden salıverilmeyi talep ettiği kaydedildi.

Taş ifadesini şöyle sürdürdü:

FETÖ’nün hedefi ve amacı doğrultusunda herhangi bir eylemde bulunmadım ve himmet adı altında herhangi bir desteğim olmadı. Darbe girişimini ilk olarak tweetter üzerinden öğrendim, darbeye ilk tepki verenlerdenim. Bu örgütün silahlı terör örgütü olduğu kanaatine 15 Temmuz tarihinden sonra sahip oldum. Kamuoyunun çoğunluğu da bu tarihten sonra bu örgütün silahlı terör örgütü sonucuna vardılar. Eğer bu gazetede çalıştığım için suçlanıyorsam, benim devletim silahlı terör örgütünün gazete çıkarmasına neden izin vermiştir? Ben böyle bir yapılanma içinde olduklarını bilseydim, değil gazetelerinde çalışmayı, selam dahi vermezdim."