Mısır’ın başkenti Kahire'deki Arap Birliği merkezinde, Suudi Arabistan'ın daveti üzerine "İran'ın bölgedeki müdahalelerini" görüşmek için gerçekleştirilen toplantıda bakanlar, İran'ı Husilere füze tedarik etmekle suçlayarak, Tahran'ın bölgedeki müdahalelerini durdurmak için ortak bir Arap tutumu geliştirme çağrısında bulundu.

Arap Birliği Genel Sekreteri Ahmed Ebu Gayt, toplantının açılış konuşmasında, İran'ın Husilere füze tedarik ettiğini savunarak, "Yemen'de çatışmaların başlamasından bu yana 332 balistik füze kullanıldı. Bu füzeler tek bir kaynaktan geliyor; o da İran. İran, Arap ülkelerinde birçok milis gücü destekliyor." dedi.

"Açık bir düşmanlık mesajı"

Tahran'ın Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin (BMGK) balistik füze ve milislerin silahlandırılmasına ilişkin kararlarına muhalefet ettiğini söyleyen Ebu Gayt, "Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'ı hedef alan İran yapımı füze, söz konusu ülkenin düşmanlığı konusunda açık bir mesajdı." diye konuştu.

Ebu Gayt, bölgenin şiddet ve mezhepçilik belirtilerinden kurtulmasının, İran'ın Arap dünyasına yönelik yaklaşımını değiştirmesine dayalı olduğunu vurguladı.

Suudi Arabistan Dışişleri Bakanı Adil el-Cubeyr ise Husilerin Ekim 2016 ve Kasım 2017'de Mekke'ye yönelik balistik füze saldırılarını hatırlatarak, şunları kaydetti: "İran füzeleri, İslam dininin Mekke'deki kutsallarına saygı göstermedi. Bölge, İran'ın müdahaleleri ve Suudi Arabistan'a karşı saldırılardan dolayı büyük tehlikelere maruz kalıyor. Bu saldırılar karşısında elimiz, kolumuz bağlı durmayacağız. Araplardan beklenen de ulusal sorumluluklarını üstlenmeleridir."

Cibuti Dışişleri Bakanı Mahmud Ali Yusuf da İran'dan Arap ülkelerinin içişlerine müdahalesine son vermesini isteyerek, son zamanlarda tırmanan İran müdahaleleri için acil ve etkili çözümlere ihtiyaç duyulduğunu belirtti.

"Balistik füzeler istikrar çabalarını baltalıyor"

Husilerin, Suudi Arabistan'ın başkentine yönelik balistik füze saldırısı ile Bahreyn'deki petrol boru hattında meydana gelen patlamayı hatırlatan Yusuf, bu olayların, bölge ve dünyanın güvenliği için ciddi bir tehdit teşkil ettiğini, istikrar için sarf edilen çabaları baltaladığını söyledi.

Yusuf, Arap Bakanlar Konseyi'ne sorumluluklarını gözden geçirme çağrısında bulunarak, Arap güvenliğinin korunması ve Arap ülkeleri ile halklarının ulusal güvenliğinin sağlanması konusundaki mücadelede kolektif bir Arap tutumunun oluşturulması gerektiğini sözlerine ekledi.

"Körfez ülkelerinin güvenliği kırmızı çizgidir"

Mısır Dışişleri Bakanı Samih Şukri de ülkesinin, bölgenin güvenlik ve istikrarının desteklenmesi konusundaki bağlılığını vurgulayarak, "Körfez ülkelerinin güvenliği kırmızı çizgidir." dedi.

İran'ın kesinlikle Arap ülkelerinin egemenliğine saygı duyması ve içişlerine müdahaleden kaçınması gerektiğine dikkati çeken Şukri, "Tahran yönetimi, komşuluk ilişkilerini, vatandaşlık ilkesi ve devletlerin egemenliğine saygı temelinde kurmaya çalışmalı. Ayrıca mezhepsel ve etnik söylemleri alevlendirmekten sakınmalı." diye konuştu.

Lübnan'a Hizbullah çağrısı

Bahreyn Dışişleri Bakanı Halid bin Ahmed Al Halife de Lübnan'a çağrıda bulunarak, "Lübnan, Hizbullah'ın eylemleri ile Irak, Suriye, Yemen ve Bahreyn gibi komşu ülkelerdeki saldırılarına ilişkin tüm sorumluluğu üstlenmeli." dedi.