“Arama kurtarma çalışmasına ara verme kararı her zaman son çaredir”
Turkuaz Arama Kurtarma Ekip Lideri Mehmet Eskitaş ile Kayseri Molu Atık Depolama Tesisi’nde yürütülen arama kurtarma çalışmasının detaylarını İstiklal Gazetesi'nden Meltem Suzan Zeki'ye anlattı. İşte arama kurtarma çalışmasına ara verilmesine tepki gösteren herkesin merak ettiği soruların yanıtını...
Kayseri’de dün öğle saatlerinde, Kocasinan Molu Düzenli Çöp Depolama ve Kompost Tesisleri’nde atık toplayıcı bir vatandaş, çöp kamyonundan dökülen çöp yığınlarının altında kaldı. Gece saat 22:00’de alınan ihbar üzerine bölgeye Jandarma, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD), Ulusal Medikal Arama Kurtarma Ekibi Birimi (UMKE), Turkuaz Arama Kurtarma, Eğitim Araştırma Yardımlaşma ve Arama Kurtarma Derneği (ANDA) ve İnsani Yardım Vakfı (İHH) ekipleri sevk edildi.
Ekipler 5 saatlik çalışmanın ardından hava şartlarının kötüleşmesi ve ekibin güvenliğinin riske girmesi sebebiyle çalışmayı durdurup sabah saatlerine erteledi. Sabah erken saatte yeniden başlayan aramanın ikinci saatinde 45 yaşındaki vatandaşın cansız bedenine ulaşıldı.
Olayla ilgili soruşturma sürerken haberi duyan vatandaşlar, arama çalışmalarının sabaha bırakılması kararına sosyal medyada tepki gösterdiler. Birçok insan, gece arama çalışmalarına ara verilmesi konusunda arama kurtarma ekiplerini yargıladı.
Haberi ilk gördüğümde benim de ilk tepkim aynıydı. Gazeteci bir dostumu arayarak şu cümleleri kurdum:
“Adıyaman’da günlerce uykuyu, yemeyi, içmeyi düşünmeden bir can daha kurtarmanın derdine düşen ve tüm bölge halkını kendi ailesi gibi sahiplenen Vali Gökmen Çiçek ve Kayseri’den bölgeye giden arama kurtarma ekipleri karda, yağmurda, çamurda ve Doğu’nun o keskin soğuğunda çalışmaları durdurmadılar. Kayseri’nin bir çöp tesisi deprem bölgesinden daha mı zor şartlara sahipti veya hava şartları Adıyaman kışından daha mı kötüydü? Bu ülkenin başına gelmiş en büyük felaket olan Kahramanmaraş depremlerinde AFAD Kriz Yönetimi Valisi olarak görev yapmış ve bölgede yürüttüğü çalışmalarla üstün bir başarıya imza atmış, o ağır krizi yönetme konusunda ulusal çapta takdir kazanmış bir vali olan Kayseri Valisi Gökmen Çiçek’in şehrinde böyle bir ihmal akıl alır gibi değil.”
İlk yorumum birçok insan gibi bu oldu ancak her zaman yaptığım gibi kesin hüküm vermeden önce olayın detaylarını ve gerçeği, işin uzmanlarından ve bölgede arama yapan ekibin ağzından dinlemek istedim. Dün gece atık tesisinde arama çalışmasına katılan Turkuaz Arama Kurtarma Ekip Lideri Mehmet Eskitaş’a ulaştım. Sosyal medyada yazılan ve şahsi olarak kafama takılan tüm soruları kendisine yönelttim ve duyduklarım karşısında yaptığım ilk yorumdan dolayı üzüntü duydum.
Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Afet ve Acil Durum Yönetim Uzmanı olarak görev yapan Mehmet Eskitaş, dünyanın birçok platformunda arama kurtarma şefliği ve afet kriz yöneticiliği yapmış, uluslararası çapta çalışmalar yürütmüş, 27 yıllık deneyimi olan bir arama kurtarma eğitmeni. Türkiye’de akredite olan ilk 5 arama kurtarma ekibinden biri olan Turkuaz Arama Kurtarma ekibine başkanlık etmekte.
Dolayısıyla dün tesiste yaşanan talihsiz olayla ilgili en doğru cevapları alabileceğimiz isimlerden biri zira hem dün geceki arama kurtarma ekibinde yer almış hem de daha ağır koşullarda çalışmalar yürütmüş bir uzman kendisi.
Olay yerinde yaşananları tüm şeffaflığı ile aktardığı için kendisine teşekkür ediyor, benim gibi anlık refleks ile arama kurtarma ekiplerine haksızlık eden ve doğru bilgiyi öğrenmek isteyenlerin takdirine sunuyorum.
Olayı ne zaman ve ne şekilde haber aldınız? Olay yerine ulaştıktan sonraki tespitlerinizi ve alanda yürütülen çalışmaların detaylarını paylaşır mısınız?
Dün gece 21:59 itibariyle AYDES (Afet Yönetimi ve Karar Destek Sistemi) sistemimize düşen ihbarın ardından akredite olan tüm ekiplerle beraber anında harekete geçtik. Kayıp kişinin, Mardin nüfusuna kayıtlı, ailesiyle birlikte Kayseri ve Adana’da ikamet eden 45 yaşındaki Zeydan Mugan olduğunu öğrendik. Yeğenleriyle beraber hurda ve çöp toplamak amacıyla alanda bulunduğunu ve gündüz 13:30 civarında kaybolduğunu bizzat aile üyelerinden duyduk.
Zeydan Mugan’ın kaybolduğunu 40 dakika sonra fark eden yeğenleri, tesis çalışanlarına ya da Kayseri arama kurtarma ekiplerine bilgi vermek yerine Adana’da bulunan aile üyelerini arayıp bilgi verirler. Adana’da bulunan aile üyeleri ise Adana 112 çağrı merkezini arayıp durumu bildirirler, oradaki ekipler de durumu Kayseri 112 çağrı merkezine bildirirler. Adana Jandarma’ya iletilen ihbar değerlendirildikten sonra Kayseri Jandarma ekiplerine iletiliyor.
Jandarma ekiplerinin yaptığı değerlendirmenin ardından arama kurtarma ekiplerine bilgi veriliyor. İhbarın sistemimize düştüğü saat 21:59’dur. Bu sürecin tamamı resmi olarak kayıt altındadır. Aile üyeleri direkt Kayseri acil çağrı merkezini aramış olsalardı arama kurtarma çalışmaları daha erken başlardı. İhbarı aldıktan sonra 26 dakika içinde ekip ve ekipman toplanarak müdahale aşamasına geçilmiştir. Gece 3’e kadar 65 kişilik ekiple çalışmalara kesintisiz devam edilmiştir.
Olay yerinde hava şartları nasıldı? Yaşadığınız zorluklar nelerdi? Arama çalışmaları gece neden durduruldu?
Alanda, saatte 90/110 km hızla esen bir rüzgâr ve fırtınaya karşı çalışma yaptık. Yağmur işimizi zorlaştırsa da bizi en çok tedirgin eden şey yağmurla birlikte bölgeye sıklıkla yıldırım düşme tehlikesi idi zira o bölgenin en büyük tehlikelerinden biri budur. Takdir edersiniz ki çalışan ekibin de güvenliğini sağlamak bizim önceliklerimizden biridir ve ekipten birinin hayatını kaybetmesine sebep olmak alabileceğimiz bir risk değildir. Gece 3’e kadar tüm ekip dönüşümlü olarak çalışmasına rağmen herkes sırılsıklam olmuştu.
Ekibin hipotermi geçirme riski yükselince birkaç saat ara verme kararı alma zorunluluğu doğmuştur. Sabah 7:30’da fırtına ve yağmurun dinmesiyle birlikte çalışmalar yeniden başlatıldı. Öğleden önce kazazedenin cansız bedenine ulaştık ve savcılığa teslim ettik. Savcılık olay yerinde ilk incelemeyi yaptıktan sonra kazazedenin cenazesi hastane morguna sevk edildi. Devasa büyüklükteki bir alanda çöp dağlarının arasında 24 saat dolmadan Zeydan Mugan’ın bedenine ulaşmış olmamızın bile başarı olduğunu ancak bölgeyi görenler ve arama kurtarmanın zorluğunu bilenler anlayabilecektir.
Dün geceki çalışma, bölgenin içinden çıkılmayacak derecede karmaşık ve zor olmasına, hava şartlarının ise çalışmaları engellemesine rağmen bu şartlarda gerçekleştirdiğimiz en hızlı sonuçlanan arama kurtarma çalışması oldu. Gece çalışmalar başladığında kayıp şahsın aile üyelerini de çalışmaları bizzat izleyebilmeleri için sürece dahil ettik. Verdiğimiz mücadeleye şahit oldular. Tüm arama kurtarma ekiplerinin ellerinden gelenden fazlasını yaptıklarını gördüler. Kayseri Savcısı ile aile üyeleri alanda görüştüler ve olanların kendi ihmalleri olduğunu zaten kabul ettiler.
“Halkımızın, arama kurtarma konusundaki tecrübemize güvenmelerini bekler, sınırları zorlayarak mücadele verdiğimizden emin olmalarını isteriz.”
Halk tarafından en çok sorulan iki soruyu yöneltmek isterim. Termal cihazlar veya kadavra köpekleri sürece dahil edilseydi kaybolan şahsı bulmak kolaylaşır mıydı?
İki buçuk milyonun yaşadığı şehirden toplanan 400 tonluk bir çöp dağından bahsediyoruz. Her tır 70 ton çöp getirir. Termal arama cihazları bu alanda işe yaramaz çünkü metan gazı her yerde aynı ısıyı yayar. Çok büyük bir arazi ve çok büyük bir çöp dağında, termal cihazlar sonuç vermeyecekti. Kadavra köpeği de aynı şekilde baskın kükürt ve metan kokusu nedeniyle başarılı olamazdı. İnsan kokusunu bastıracak düzeyde çöp ve leş kokularından dolayı köpekler çok kısa bir süre sonra koku alma yetisini kaybedecektir. Aramanın iş makineleri ile yapılmasının sebebi ise 150 tonluk çöp dağlarını insan eliyle yıkmanın ve kaldırmanın imkânsız oluşudur.
Benim tahminimce Zeydan Mugan, atık topladığı yamacın üzerinden boşaltılan 150 ton ağırlığında bir çöp dağının altında kalmıştır. Olayın bize bildirildiği saate baktığımızda, şahsın onca saat o ağırlığın altında havasız şekilde hayatta kalabilmesi mucize olurdu. Buna rağmen ümidimizi kesmeden tüm şartları zorlayarak çalıştık çünkü o mucizenin gerçekleşmesini tüm kalbimizle istedik. Alanı görenler ne demek istediğimi anlayacaktır. Halkımızın, arama kurtarma konusundaki tecrübemize güvenmelerini bekler, sınırları zorlayarak mücadele verdiğimizden emin olmalarını isteriz.
Molu Atık Depolama Tesisi’nde güvenlik önlemleri alınmış olmasına rağmen görevli olmayan insanlar nasıl girebildiler? Çöp boşaltılan yerde insan olup olmadığı görülmüyor muydu?
Bahsi geçen bölge Kayseri şehir merkezinden uzakta Erkilet Molu Çiftliği’nde yer almaktadır. Kayseri’nin tamamından toplanan tüm çöplerinin boşaltıldığı, çevresi tel örgülerle çevrili bu atık depolama tesisine giriş kesinlikle yasak olmasına ve gerekli güvenlik tedbirleri alınmış olmasına rağmen dayı, amca ve yeğenlerden oluşan dört kişi, bölgeye kaçak yollarla giriş yapmıştır. Atık topladıkları yer yamaç olduğundan çöp boşaltmak için yanaşan kamyonun kendilerini görebilmesi imkansızdır.
Zeydan Mugan’ın altında kaldığı çöp yığını, bir çalışanın veya insanın girmesinin yasak olduğu bir yamaçtan boşaltıldığı ve alan düzlük olmadığı için kendilerinin orda olduğunun görülmesi veya tahmin edilmesi mümkün değildir. Güvenlikler ve tel örgülerle giriş engellenmeye çalışılsa da alanın devasa büyüklükte olması kaçak girişlerin gözden kaçırılmasına sebep olabiliyor. Orada atık toplayarak ekmeğini kazanmaya çalışan insanları suçlamak da doğru değil. Evet tesiste bulunmaları yasaktı ancak yanlış zamanda yanlış yerde olmalarına rağmen bu emekçi insanları böyle derin bir acı yaşadıkları zamanda eleştirmek ve suçlamak vicdani olmayacaktır.
Hava soğuk olduğu için arama kurtarmaya ara verip kayıp vatandaşın donarak ölmesine sebep oldular suçlamasına nasıl yanıt verirsiniz?
Hiçbir zaman, akredite olmuş kurumlarda çalışan hiçbir arama kurtarma görevlisi hava soğuk olduğu için veya üşüdüğü için keyfi olarak çalışmayı sonlandırmaz. Böyle bir şeye hiçbir zaman şahit olmadım ve yapmadım. Ekiplerimiz hava ne kadar soğuk olursa olsun dönüşümlü olarak ısınarak çalışmaya devam ederler. Dünkü arama çalışmalarına katılan tüm ekipler akredite olmuş kurumların ekipleri idi. Uluslararası akreditasyon şartlarına göre 72 saat boyunca hiçbir kişi ve kurumdan yardım almadan arama kurtarma çalışması yapabilecek kabiliyetinizin olması durumunda akredite edilirsiniz. Turkuaz Arama Kurtarma Ekibi olarak biz de akredite edilen kurumlardan biriyiz ve araçlarımızın içinde ısıtma sistemlerimiz mevcuttur. Ancak bazı koşullar ekip ve ekipmanın üstesinden gelemeyeceği şekildedir.
Ekibi ısıtabilirsiniz ancak yıldırım düşmesini engelleyemezsiniz. Dünkü çalışmada ekiplerimiz defalarca iş elbisesi değiştirerek çalıştılar ancak yıldırım çarpma tehlikesi ve saatte 110 km hızla çalışmamızı engelleyen fırtınaya, görüşümüzü kısıtlayan karla karışık yağmura karşı yapabileceğimiz bir şey yoktu. Ayrıca alanda maske olmadan dayanması güç bir koku mevcuttu ve maske ile alanda çalışmak da imkânsız hale gelmişti. Tüm dünya literatüründe geçen ve uyulması gereken önemli kurallardan biri olan “Ekibin çalışabilmesi için uygun şartlar oluşana kadar arama kurtarma çalışmalarına ara verilmelidir” şartını yerine getirerek önlem aldık. Şartlar hayati tehlike oluşturmasına rağmen ekibi çalışmaya zorladığımızda bir arkadaşımızın kaybı durumunda bunun hesabını veremeyiz.
Aranan kişinin hayatta oluşundan ümit kesilmesi durumunda arama kurtarma çalışması durdurulur mu?
Her zaman için aranan kişiye ulaşana kadar aynı hassasiyetle çalışırız. Canlı ulaşmayı ümit ederiz ancak cansız olarak ulaşacağımızı tahmin etsek bile rehavete kapılmayız. Ta ki şartlar bizim çalışmalarımızı engelleyene kadar... Dün gece olduğu gibi havanın soğukluğu umurumuzda olmadan, yıldırım düşme tehlikesine rağmen gece 3’e kadar durmaksızın çalışma yaptık.
Ekibin hayatının riske girmesi söz konusu olunca ara vermek zorunda kaldık. Aranan kişi kim olursa olsun hassasiyetimiz aynıdır. Ekibime her zaman söylediğim iki şey vardır: “Aranan kişi, kendi yakınınızmış gibi davranın” ve “Arama kurtarma çalışması bittiğinde vicdanınızın rahat olmasını sağlayın”. Ekibim ve ben bu iki kuralı hiçbir zaman göz ardı etmedik. Yürüttüğümüz tüm arama kurtarma çalışmalarında, ayrım yapmadan, ümidimizi kesmeden tüm şartları zorladığımızdan emin olabilirsiniz.
Sorularımı nezaketle yanıtladığı için Mehmet Eskitaş’a teşekkür ediyorum. Yaptıkları iş çok kıymetli. Yeterince zorlukla mücadele eden arama kurtarma ekiplerinin, haksız eleştiriler ve bilinçsizce yapılan yorumlar ile yıpratılmalarını engellemek adına daha hassas düşünmeyi ve detayını bilmediğimiz, şahit olmadığımız olaylar hakkında olumsuz konuşmamak gerektiğini önce kendime sonra siz kıymetli okurlara hatırlatmak isterim. Tüm arama kurtarma ekiplerine kolaylıklar diliyorum.
Röportaj: Meltem Suzan ZEKİ