Arakan'da uzun süredir devam eden sivil Müslümanlara yönelik şiddet eylemlerinden dolayı Bangladeş'e kaçan 220 görgü tanığının ifadelerine göre hazırlanan rapor, Myanmar hükümeti ve ordusuna yönelik yoğun tepkilere neden oldu.

Raporu hazırlayan dört kişilik BM İnsan Hakları İnceleme Komisyonunun Başkanı Linnea Arvidsson,, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Bangladeş'teki ziyaretimiz esnasında duyduklarımızdan ve şiddetin boyutundan ben ve ekibim oldukça etkilendik." diye konuştu.

Arvidsson, BM İnsan Hakları Yüksek Komiseri Zeyd Raad el Hüseyin'in, raporun açıklanmasının hemen ardından Myanmar'da devlet başkanlığı danışmanı ve Ulusal Demokrasi Birliğinin (NLD) lideri Ang San Su Çi ile telefonda görüştüğünü aktararak, "Su Çi, raporu dikkatli bir şekilde inceleyeceği ve ciddiye alacağı konusunda Hüseyin'e söz verdi. Su Çi'nin, rapor hakkında soruşturma başlatılması taraftarı olduğuna dair açıklamasından memnun olduk." ifadesini kullandı.

Arakanlı Müslümanlara yönelik insan hakları ihlallerinin bir numaralı sorumlusu olarak gösterilen Myanmar ordusu üzerinde Su Çi'nin politik etkisiyle ilgili de Arvidsson, "Su Çi'nin çabalarının sonuç vermesini gerçekten çok istiyoruz. Onun, bütün bu katliam ve yaşanan şiddetin durdurulması için gerekli irade ve arzuya sahip olduğuna inanıyorum." değerlendirmesinde bulundu.

"Yaşanan şiddeti açıklayacak kelimeler yok"
Arvidsson, BM ekibinin görüşme gerçekleştirdiği 220 Arakanlının tamamının bir şekilde yaşanan zulüm ve şiddetten etkilendiğini vurguladı.

Rapora göre, 220 görgü tanığından 96'sı aile bireylerinden birinin öldürüldüğünü, 131'i dövüldüğünü ve evlerinin harap edildiğini, 91'i aile bireylerinin kaybolduğunu, 88'i tecavüz edildiğini, 26'sı kişisel olarak vurulduğunu veya bıçaklandığını ve 63'ü de cinsel istismara maruz kaldıklarını belirtiyor.

Yaşanan acıları açıklayacak kelime bulamadığını vurgulayan Arvidsson, görüştüğü Arakanlılarla ilgili izlenimlerini ise şu şekilde anlattı:

"Kimilerinin evleri yakılmış, işkence görmüş, kiminin de aile bireyleri katledilmişti. Tamamının bir şekilde kötü bir tecrübesi vardı. Bizzat benim, gözlerinin önünde çocuklarının katledilmesine şahit olan bir anneyle görüşme fırsatım oldu. Bunu bir anneden duymak son derece korkunç bir durum. Dünyanın hiçbir ülkesinde polisin, askerin güvenlik bahaneleriyle bebekleri, küçük yaştaki çocukları öldüreceğini düşünemiyorum bile. Hiçbir neden böylesine katliamları meşrulaştıramaz. Bütün bu duyduklarımız inanılmaz derecede şok ediciydi."

"Zorbalıklar devlet adına yapılıyor"
Arvidsson, bölgede daha önce de şiddet olaylarının yaşandığını anımsatarak, "Ama bu kez Myanmar'da şiddetin bizzat devlet görevlileri tarafından planlandığına ve gerçekleştirildiğine tanıklık ediyoruz. Çünkü üniforma içindeki askerler ve polislerden oluşan resmi görevliler bütün bu zorbalıkları devlet adına yapıyor." diye konuştu.

9 Ekim'den bu yana 400 Arakanlı Müslüman öldü
Arakan eyaletinde 9 Ekim'de sınır karakollarına saldırılar düzenlenmesinin ardından Myanmar ordusu, bölgeye güvenlik operasyonları başlatmıştı. Rohingya dayanışma grupları, operasyonların başlamasından bu yana en az 400 Arakanlı Müslümanın öldüğünü, çok sayıda kadına tecavüz edildiğini ve köylerinin yakıldığını belirtiyor.