Eren, Diyanet tarafından müezzinlerin sahurda salâ okumalarının yasaklandığını hatırlatıp, bu nedenle birçok kimsenin orucun başlangıç zamanıyla ilgili hataya düştüğünü yazdı.
'Eğer sabah ezanına kadar sahur yemeğine devam ediyorsanız orucunuz olmuyor demektir.'
İşte o yazı;
Sayın Hocam!
Önceleri, Ramazan gecelerinde sahur yemeğine son verme ve
oruca başlama vakti / imsak girdiği zaman, müezzinler salâ
okurlardı.
Sahur yemeğine geç kalkmış olanlar, bir taraftan alel-acele
yemek yerken bir taraftan da kulakları müezzinin salâ sesinde
olurdu.
Müezzin salâya başlayınca ağzındaki son lokmayı yutar ve
yiyip içmeyi keserdi.
Sonra sabah namazını kılmak için müezzinin ezan sesini
bekler, ezan okununca da sabah namazını kılardı.
Bunda bir sıkıntı yoktu.
Fakat ne olduysa ve niçin lüzum görüldüyse, Diyanet
tarafından müezzinlerin sahurda salâ okumaları yasaklandı. O
yasaktan beri sadece sabah ezanı okunuyor.
Böyle olunca, ya birçok kimsenin sabah namazı olmuyor veya
birçok kimsenin orucu olmuyor.
Şöyle ki:
İki kişi düşünün…
Birisi sahur yemeğine normal vakitte kalkmış, yemeğini yemiş,
abdestini almış, sabah namazını kılmak için müezzinin sesini
bekliyor.
Diğeri sahur yemeğine geç kalkmış. Bir taraftan yemek atıştırırken,
bir taraftan da kulağı müezzinin sesinde.
Müezzin Allâhü ekber diye sabah ezanına başlayınca, vaktin
geldiğini anlıyor ve ağzındaki son lokmayı yutup yemeğe son
veriyor.
Bu durumda, birisi “Allâhü ekber”le sabah namazının sünnetine
başladı, diğeri aynı anda ağzındaki son lokmayı yuttu.
Başka bir ifadeyle: Aynı anda biri namaza başladı diğeri
oruca…
Böyle şeyler olduğunu nereden biliyorum?
Komşularımızdan ve câmi cemaatinden.
Bir kısmı ezanı duyunca sabah namazına başlıyor, diğeri ezan
okunurken son lokmasını yiyor.
Şimdi…
Eğer o anda gece bitip sabah olduysa, sahur yemeği yiyenin
orucu olmadı. Çünkü oruca geceden başlamak farz.
Yok, eğer daha sabah olmadı ve gece devam ediyorsa, bu
durumda da namaz kılanın namazı olmadı. Çünkü vakit girmeden namaz
câiz değil.
Çünkü bu durumda ikisi de yemek yeme ve namaza başlama işini
aynı saniyelerde yapmış oluyorlar.
Diğer bir mahzur:
Teknik olarak, müezzinlerin hepsinin saatlerinin, -memleket
saat ayarı gibi- saniye olarak birbirinin aynısı olması mümkün
değil. Çünkü hepsinde aynı anda gonk vurmuyor.
Nitekim ezanı birbirlerinden birer-ikişer hatta üçer beşer
dakika erken veya geç okuyabiliyorlar.
Böyle olunca, vaktinden bir dakika önce ezan okuyan müezzine
göre sabah namazı kılanın namazı kesinkes olmuyor.
Vaktinden bir dakika sonra sahur yemeği yiyenin de kesinkes
orucu olmuyor.
Sayın Hocam!
Diyanet güzel bir ikaz olan salâ okumaya niçin engel
oluyor?
Önce salâ okunup sahur yemeği yeme vaktinin geldiği
bildirilse, sonra da ezanla sabah namazının vaktinin girdiği
bildirilse ne mahzuru var?
Böylece hem oruç tutanın orucu hem de namaz kılanın namazı
garanti altına alınmış olmaz mı?
Malûmunuz olduğu üzere, oruçla ilgili hükümleri bildiren
Bakara sûresi 187. âyetin sonunda, “Bu (hükümler) Allah’ın (yasak)
sınırlarıdır. Sakın sınırlara yaklaşmayın” buyuruluyor.
Salâyı yasaklayıp, ezanı gece ile gündünüz tam birleştiği
anda okutmak, -sınırlara yaklaşmamak şöyle dursun-Müslümanları
getirip tam o sınırın üstüne bırakmak değil midir? Yani âyetin
emrine ters olmuyor mu?
Diyanet İşleri Başkanlığı yayınlarından yani kendi yayınınız
olan, Sahih-i Buharî Muhtasarı Tecrid-i Sarih Tercüme ve Şerhi’nin
6. Cilt, 268. Sahife, 912. Hadiste, “Peygamberimiz’in sahur yemeği
yiyip, 50 âyet okuyacak kadar bir vakit geçtikten sonra sabah
namazı kıldığı” beyan buyuruluyor.
Diyanet’in aynı eserinin 269. sahifesinde 50 âyet okuma
zamanının 18 dakika olduğu yani sahur yemeği ile sabah namazı
arasında 18 dakikalık bir zaman geçmesi icap ettiği yazılı
bulunuyor.
Yani sahur yemeği ile sabah namazını aynı saniyeye almanın
mahzuru ortada.
Lütfen "temkin"li ve ihtiyatlı hareket ederek ezandan 15-20
dakika evvel yemekle irtibatı kesmeye gayret edelim ve bu yazıyı
dostlarımızla paylaşalım inşâAllah.