Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (Türk Konseyi) Zirvesi'ne katıldı.

Video konferans yöntemiyle gerçekleştirilen toplantıda konuşan Aliyev, Dağlık Karabağ'da yaşanan savaşla ilgili bilgi verdi.

Aliyev, Azerbaycan'ın uluslararası toplum tarafından tanınan topraklarının yaklaşık 30 yıl Ermenistan tarafından işgal altında tutulduğunu, 1 milyondan fazla Azerbaycanlının anavatanlarından çıkarılarak mülteci durumuna düştüğünü hatırlattı.

Uluslararası kuruluşların Azerbaycan'ın tutumunu desteklediğini fakat bu desteğin pratik hayatta o kadar da büyük önem taşımadığını belirten Aliyev, çözüm için kurulan Avrupa Güvenlik ve İş Birliği Teşkilatı (AGİT) Minsk Grubu'nun faaliyetinin de sonuç doğurmadığını kaydetti.

Aliyev, "Minsk Grubu'nun elde ettiği sonuç sıfıra eşitti. Minsk Grubu eş başkanları dünyanın önde gelen ülkeleri, nükleer devletleri ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin daimi üyeleridir. Elbette, Ermenistan'a işgal nedeniyle üzerine ciddi bir baskı yapılsaydı ve Azerbaycan'ın talepleri dikkate alınarak yaptırımlar uygulansaydı, mesele barışçıl şekilde uzun zaman önce çözülebilirdi fakat maalesef bu olmadı. Tam aksine sorunun dondurulması yönünde adımlar atıldı. Ermenistan müzakerelerden imtina etti." diye konuştu.

Ermenistan'ın provokasyonları üzerine operasyon başlatarak yürüttükleri 44 günlük savaşın Azerbaycan'ın tam zaferi ile sonuçlandığını vurgulayan Aliyev, Ermenistan'ın yenilgisini kabul eden belgeyi imzalamak zorunda kaldığını hatırlattı.

Aliyev, 10 Kasım 2020'de Azerbaycan, Rusya ve Ermenistan olarak üçlü bildiriye imza attıklarını belirterek, "Böylece sorun askeri ve politik yollarla çözüldü. Dağlık Karabağ sorununun çözüldüğünü artık eminlikle söyleyebiliriz. Şu anda Dağlık Karabağ adında herhangi bir bölgesel birim bulunmamaktadır. Azerbaycan bu sorunu çözdü, tarihi bir zafer kazandı ve tahrip olmuş bölgelerde yeniden imar çalışmalarına başladı." ifadelerini kullandı.

Savaş döneminde kendilerine Türkiye'den verilen desteklerden de bahseden Aliyev, şunları söyledi:

"Sevgili kardeşim (Cumhurbaşkanı Recep Tayyip) Erdoğan savaşın başladığı 27 Eylül günü Azerbaycan'a desteğini açıkça ifade etti. Bu siyasi ve manevi destek çok önemliydi. Sevgili kardeşim Azerbaycan'ın yalnız olmadığını, Türkiye'nin Azerbaycan'ın yanında olduğunu söyledi. Bu çok ciddi bir mesajdı. Bu, başarılı bir karşı saldırı gerçekleştirmemizi sağladı, herhangi bir dış gücün bize müdahale etmesini önledi. Herhangi bir dış müdahale olmazsa Azerbaycan'ın Dağlık Karabağ sorununu kısa sürede çözülebileceğini söylüyordum, öyle de oldu. Kardeş Türkiye'ye ve değerli Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a derin şükranlarımı sunuyorum. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve diğer Türk yetkililerin savaş sırasında ve çeşitli zamanlarda yaptığı çok sayıda açıklama, sorunun çözümünde önemli rol oynadı. Şuşa'nın kurtuluşu için beni ve Azerbaycan halkını ilk tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan oldu."

Aliyev, Türk Konseyi'nin de savaşın başlamasından bir gün sonra Azerbaycan'ı destekleyen bildiri yayımladığını hatırlatarak teşekkür etti.

Savaşın bittiğini, sorunun tarihte kaldığını söyleyen Aliyev, şunları dile getirdi:

"Yeni fırsatlar oluştu. Bunların arasında en önemli ulaştırma fırsatlarıdır. Bugün Zengezur koridoru üzerinde aktif şekilde çalışıyoruz. Bir zamanlar Zengezur'un Azerbaycan'dan koparılarak Ermenistan'a birleştirilmesi Türk dünyasını coğrafi olarak parçalamıştı. Haritaya bakarsak, sanki vücudumuza hançer saplanmış, Türk dünyası parçalanmıştır. Tarihi Azerbaycan toprağı olan Zengezur şimdi Türk dünyasının birleştiricisi rolünü oynayacak. Çünkü Zengezur'dan geçen ulaşım, iletişim ve altyapı projeleri tüm Türk dünyasını birleştirecek ve Ermenistan dahil diğer ülkeler için ek fırsatlar yaratacaktır. Ermenistan'ın şu anda müttefiki Rusya ile demiryolu bağlantısı bulunmamaktadır. Bu demir yolu bağlantısı Azerbaycan topraklarından kurulabilir. Ermenistan'ın komşusu İran ile demir yolu bağlantısı yoktur. Bu demir yolu Nahçıvan üzerinden sağlanabilir. Azerbaycan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti üzerinden Türkiye'ye bağlanıyor, Orta Asya Avrupa ile bağlanıyor. Yani yeni bir ulaşım koridoru oluşuyor. Azerbaycan bu işe çoktan başladı. Ortak ülkelerin de bu fırsatları kullanacağına eminim."