Sarı-lacivertli kulüpte 3 lig, 2 Türkiye Kupası, 2 de Süper Kupa
şampiyonluğu yaşayan Alex, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ekim
ayında Türkiye’de gösterime girecek "Alex Camera 10, Türkiye’den
Brezilya’ya" isimli belgeseli için Fenerbahçe Kulübünden çekim izni
alınamadığını altını çizerek, "Şu an kulübü yöneten kişi Aziz
Yıldırım ve her şey ondan geçiyor. Fenerbahçe’den ayrılmamın ertesi
yılı Türkiye’ye gittim ve kitap için Aziz Yıldırım ile konuşmaya
çalıştım ama bana cevap vermedi. Kitabın yazarı, Başkan ve teknik
direktör Aykut Kocaman ile konuşmak için geri döndü ve konuşmak
istemediler. 10 gün sonra Fenerbahçe’den ayrılmamın üzerinden 5 yıl
geçmiş olacak. Şu anki duruma neden geldiğimizi hala anlamıyorum."
ifadelerini kullandı.
Fenerbahçe’de oynadığı süre boyunca kimseye asla sıkıntı
vermediğini, sadece çalıştığını ve kendi üzerime düşeni yaptığını
ifade eden Alex, "Tabii ki problemler, tartışmalar vardı. Bir yerde
çalıştığınız zaman böyle şeyler olur. Ancak neden bana cevap
vermeyip bunların olmasına izin verildiğini gerçekten bilmiyorum.
Üzgünüm çünkü kulübü çok seviyorum ve Aziz Yıldırım’a çok saygı
duyuyorum. Fenerbahçe için çok fazla şey yaptığına inanıyorum. Bu
ilişkinin neden bu kadar karmaşık hale geldiğini anlamıyorum ve bu
ondan kaynaklanıyor. Bana kalsa kendim, kulüp ve Başkan için de iyi
olacak şekilde onunla oturur ve durumu çözmeye çalışırdım." diye
konuştu.
"Aykut Kocaman hayatımı değiştirdi"
Fenerbahçe’den ayrılışının çok ani olduğunu, cumartesi günü maçta
oynadığını, pazartesi ise Aykut Kocaman’ın kendisini gönderdiğini
ifade eden Alex, "O hafta sonu ne oldu bilmiyorum. Fenerbahçe ile
bir sezon daha kontratım, kafamda ise kontratımı yenilemek vardı.
Kariyerimi Türkiye’de bitirecek, hayatımı orada sürdürecektim.
Benim fikrim buydu." dedi.
Alex, Fenerbahçe’den ayrılık süreci ile ilgili olarak
şunları ifade etti:
"Aykut Kocaman hayatımı değiştirdi. Yalnızca bir oyuncuyu
göndermedi, bir aileyi gönderdi. Eşim ile oturup ’Şimdi nasıl işin
içinden çıkacağız?’ diye konuştuk. Çünkü beni gönderdiğinde artık
daha fazla futbol oynamak istemiyordum. İyi oynuyordum ve o beni
gönderdi. Ben sorun çıkarmadım ama o beni bir sorun haline getirdi.
Curitiba’ya dönüp hayatımı düzene sokmam bir buçuk iki yılımı aldı.
İnsanlar Alex’i görüyor ama Alex’in arkasında bir kadın ve
büyümekte olan 3 çocuk vardı. Aykut Kocaman kariyerimi durma
noktasına getirdi."
Fenerbahçe’den gönderilmesinin sebebini, muhtemelen
öğrenemeyeceğini belirten Alex, "Beni göndermek Aykut Kocaman’ın
sabah verdiği bir karardı ve aynı gün öğleden sonra da Aziz
Yıldırım tarafından imzalanınca sözleşmem iptal edildi. Açıkça
görülüyor ki, teknik direktörle ilişkimde sorunlar yaşadım. Fakat
inanıyorum ki başka bir şekilde çözebilirdik."
Her şeyin geride kaldığını ve artık futbol oynamadığını
vurgulayan Alex, şöyle devam etti:
"Fenerbahçe’yi seviyorum. Eğer Aziz Yıldırım beni ararsa, e-posta
atarsa, benimle konuşur ve dönmemi isterse, Türkiye’ye gider ve
onunla iyi bir şekilde oturur, konuşurum. Aykut Kocaman’ın kendisi
ile de iyi bir şekilde otururum. Fenerbahçe tutkum çok büyük ve
kulübe saygım aynen duruyor, Aykut Kocaman ve Aziz Yıldırım’a
olduğu gibi. İnsanlar ’Onlarla sorunun mu vardı?’ diye soruyorlar.
Benim yok. Onların benimle sorunu vardı. Fenerbahçe ile geçmişim,
sadece sevinç getiriyor. Hiçbir üzüntü getirmiyor."
"Ali Koç ile 5 yıldır konuşmadık"
Ali Koç’un Fenerbahçe Başkanı olması halinde kulübe
döneceği ile ilgili haberler ve ileride Fenerbahçe’de teknik
direktör olarak görev alabilme ihtimali hakkında Alex, şu
değerlendirmelerde bulundu:
"Bir şey var olduğunda onun hakkında düşünebilirim. Şu an böyle bir
şey yok. Eğer dedikodular üzerine çalışsaydım, bir milyon şey
yapardım. Ali Koç ile 5 yıldır konuşmadık. Son olarak Brezilya’ya
gelmek için valizlerimi toplarken görüştük. Geçen doğum günüm için
mesaj attı, ben de teşekkür ettim. Kendisiyle konuşmamız bu kadar.
Kulüpte başkanlığa aday olup olmayacağını bilmiyorum. Teknik
direktör olmak istiyor muyum? Muhtemelen bir gün olacağım. Ama ne
zaman olacağı ile ilgili hiçbir fikrim yok. Kariyerimi
sonlandırdığımda tek bir endişem vardı: İyi bir baba olup ailemle
yaşamak."
"Fenerbahçe 11’ini say desen, sayamam"
Artık Fenerbahçe camiasında yer almadığını dile getiren Alex,
"Fenerbahçe 11’ini say desen, sayamam. Çünkü çok uzaktan izliyorum.
Örneğin, internetten maç sonuçlarını takip ediyorum. Josef de Souza
ile Giuliano de Paula’nın da benim gibi mutlu olmasını istiyorum.
Ben stattayken olan o fantastik atmosferin geri dönmesini
istiyorum. Çünkü biraz kaybolduğunu biliyorum." diye konuştu.
"Giuliano yeni bir Alex olmayacak"
Alex, Fenerbahçe’nin yeni transferi Giuliano’nun kendisiyle
karşılaştırılması hakkında şunları söyledi:
"Yeni bir Alex olmayacak. Hiç kimse bunu yapamaz. Yeni hikayeler
olacak. Giuliano oraya gidip yeni bir hikaye kurabilir. Yeni Alex’i
ne zaman keşfedeceğiz diye bakılıyorsa, unutun. Çok zor bir
karşılaştırma. Ben 300 maç oynayıp 180 gol attım. Giuliano’nun bir
ayda yaptıklarıyla birinin 8 yılda yaptıklarını karşılaştırmak
haksızlık olur. Giuliano elbette iyi bir oyuncu. Gremio’da,
Inter’de, Parana’da, Zenit’te ve Brezilya Milli Takımı’nda oynadı.
Kendi yolunda farklı şeyler yapabilecek ve Fenerbahçe’ye yardım
edebilecek bir oyuncu. Benim yaptığım şey çok güzeldi ve bitti.
Yeni oyuncular gelecek ve bir şeyler yapmaya çalışacaklar. Daha
fazlasını ya da daha azını yapabilirler ama benim yaptığımın aynısı
olmayacak. Bu imkansız. Bu başka bir hikaye, başka bir oyuncu,
başka bir kafa, başka bir eğitim, başka bir takım, bir başka an.
Örneğin, Galatasaray yeni Hagi’yi beklerse olmaz. Aynı şey
antrenörlere, başkanlara, politikada cumhurbaşkanlarına da olur.
Gelenler iyi ya da kötü olabilir, ama iki kişinin aynı olması
imkansız."
"Heykel olayının şaka olduğunu düşündüm"
Türkiye’de yaşadığı 8 yıllık dönemde unutamadığı birçok şey
yaşadığını belirten Alex, heykelinin dikilmesine ilişkin, "Heykel
olayının şaka olduğunu düşündüm, aniden gerçeğe dönüştü. Heykelimin
yapıldığını ilk defa Büyükada’ya Lefter’i ziyaret etmeye giderken
duydum. Çünkü Lefter’in de bir heykeli vardı. Bu beni çok etkileyen
bir durumdu." değerlendirmesinde bulundu.
2011 yılında gerçekleşmeyeceğini düşünürken şampiyon olduklarında,
Galatasaray’ın stadında attığı golü unutamadığını söyleyen Alex,
"Çünkü o golü 1 milyon kere seyrettim." dedi.
Türkiye’de unutamadığı bir başka anısının ise, 26 Ekim
2006’da kızı Antonia’nın doğumu olduğu söyleyen Alex, o günü şöyle
anlattı:
"O gün sabah 04.30 civarında Zico’nun arabasını alarak
Samandıra’dan ayrıldım. Hastaneye gittim, kızımın doğumunu
bekledim. Ardından akşamki maça konsantre olmak için geri döndüm. O
karşılaşmada Kayserispor’a karşı 2 gol attım."
"Brezilya ve Türkiye’deki futbol düşünce yapısı yüzde 100
farklı"
Brezilya ve Türk futbolunun her anlamda birbirinden farklı olduğuna
değinen Alex, "Antrenmanlara, oyuna bakış ve basının çalışma şekli,
sonuçların kabullenilmesi, gelişime olan ilgi gibi farklılıklar
var. Brezilya ve Türkiye’deki futbol düşünce yapısı yüzde 100
farklı. Futbolcunun toplumdaki yeri bile farklı." yorumunu
yaptı.
Alex, Brezilya ve Türk futboluyla ilgili ise şunları
söyledi:
"Türkiye’de futbolun sunumu da çok büyük. Örneğin, Başbakanlığı
döneminde Recep Tayyip Erdoğan ile birkaç kez görüştüm. Brezilya’da
bir futbolcunun devlet başkanı ile karşılaşması çok zordur. Bir
örnek vereyim. Ali Koç Türkiye’de bir şirketler grubunun başında ve
Fenerbahçe’nin içinde. Brezilya’da Ali Koç’a benzeyen bir kişi
futbolu idare eder ama maçlara gelmez. Bunlar, Türkiye’de ve
Brezilya’da yaşadığınız zaman anladığınız farklılıklar."
"Tutku, sıcaklık ve saygı, işlerin iyi gitmesini
sağladı"
Fenerbahçe’de kulüp ve taraftarlar arasındaki ilişkinin iyi
gitmesini "Tutku, sıcaklık ve saygı" sayesinde sağladığını söyleyen
Alex, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Kendimi insanların beni gördüğü kadar büyük görmüyorum. Ben sadece
gittim, Brezilya’dan farklı bir kültürde yaşayacağımı anladım ve
biraz Türk olmaya çalışmak zorunda kaldım. Yaptığım tek şey, ülkeye
ve kültürünüze, kulübe ve kararlarına saygı göstermekti. Futbol
oynamak için sahaya çıktım. Fenerbahçe taraftarına her zaman olduğu
gibi sonsuz teşekkür ediyorum. Kulüpteki ilk günümden son günüme
kadar bana son derece iyi davrandılar. Beni daha fazla mutlu eden
ise Fenerbahçe taraftarının yanı sıra Türk halkı. Galatasaray,
Beşiktaş, Trabzonspor ve diğer takım taraftarlarıyla
karşılaştığımda bana çok iyi davrandılar. Hala çok iyi muamele
görüyorum. Bu yüzden sonsuz teşekkür ediyorum."