Myanmar ordusunun Arakan'a yaptığı operasyonda köyü yakılan öğretmen Abdullah, çareyi Bangladeş'e sığınmakta buldu.

Abdullah, yaptığı açıklamada, köyündeki medresede hadis öğretmenliği yaptığını ifade ederek, Myanmar'daki Budist yönetimin, bir bahane ile bölgedeki İslami çalışmaları engellediğini kaydetti.

Camilerin ve medreselerin kapatıldığını belirten Abdullah, artık hadis öğretmenliği yapamadığını vurguladı.

Budist askerlerin Arakan'da Rohingyalı Müslümanları temizlemek istediğini ve bu yüzden köylere baskın düzenlediğini aktaran Abdullah, şöyle devam etti:

"Köyüme yaptıkları baskında evleri ve medreseyi yaktılar. 250'den fazla kadına tecavüz ettiler. Bunlardan çocuk olan 50 kızı, tecavüz ettikten sonra öldürdüler. Askerler, bir aileyi evin içine kilitlediler ve daha sonra evi yaktılar. Aile evin içinde diri diri yandı. Yanan ateşlere çocukları ve gençleri atıyorlardı. Daha sonra askerler ve onlarla beraber hareket eden Budistler, camiye girip Kur'an-ı Kerim'i yaktılar ve tuvaletlerini yaptılar. Kadınların ziynet eşyalarını çaldılar. Genç kızların üzerindeki elbiselerin hepsini alıp meydanda çıplak olarak dolaştırdılar. Arakan genelinde 2 binden fazla ev yakıldı. 500'den fazla insan öldürüldü. Bin kişi tutuklandı."

Budist yönetimin zulüm yaptığını ve Arakan'da işi de evi de kalmadığını anlatan Abdullah, şunları söyledi:

"Arakan'da ormandan yürüyerek, can güvenliğim için Bangladeş'e geldim. Askerler, hiçbir şey anlamıyor, sormuyor direk vuruyorlar bizi. Oysa biz Arakan'da yaşamak istiyoruz. Biz bin 500 seneden fazla tarihi olan bir milletiz. Rohingyalıyız. Budistler bize, 'Bengalli' diyorlar ama hayır biz Rohingyalıyız. Eskiden olduğu gibi şimdi de huzurlu bir şekilde Arakan'da yaşamak istiyoruz. İnsani bütün haklarımızla yaşamak istiyoruz. Uluslararası kuruluşlar bize yardım etmeli, diplomatik destek vermeli."