Türkiye'nin tarihi ticaret merkezlerinden Karaköy Perşembe Pazarı'nda 1 metrekare civarındaki dükkanında kaynakçılık yaparak geçimini sağlayan "Karadenizli çılgın usta" lakaplı Erol Durmuş, bir yandan da Makbul İbrahim Paşa Camisi'nde gönüllü müezzinlik yapıp, bir yandan da pazardaki kedileri günde 3 öğün besleyerek gönülleri fethediyor.

Karaköy'ün sevilen simalarından Trabzon Çaykara doğumlu Durmuş, 1988'de lise öğrenimini tamamladıktan sonra yeni bir hayata adım atmak için İstanbul'a geldi.

Hayatını kazanmak için İstanbul'un çeşitli yerlerinde yıllarca sıvacılık, tesisatçılık, elektrikçilik ve kaynakçılık yapan Durmuş, 2014'te Karaköy'de bir dükkan kiralayarak demire sanatın gücüyle şekil vermeye başladı.

Dünyanın en eski pazarlarından olarak da bilinen Karaköy Perşembe Pazarı'nda çalışırken seslendirdiği Karadeniz türküleriyle hem esnafın hem vatandaşların kalbini kazanan Durmuş, yaptığı gönüllülük faaliyetleriyle de dikkati çekiyor.

Sabah dükkanını açar açmaz beslediği kedilerle güne başlayan Durmuş, dükkanının yakınındaki Makbul İbrahim Paşa Camisi'nde de ezan okuyor, namazlarda müezzinlik yapıyor.

Durmuş, renkli kişiliğiyle üniversite öğrencileri ve turistler tarafından da sıklıkla ziyaret ediliyor, onlara tecrübelerini anlatıyor.

"1 metrekarelik dükkanımda hayatımı kazanıyorum"

Sanat, gönüllülük ve güçlü esnaf ilişkileri arasında geçen yaşamını AA muhabirine anlatan Durmuş, "Siftah etmediyseniz size komşularınız müşteri yollar." dediği Perşembe Pazarı'nda çalıştığı için mutlu olduğunu söyledi.

Trabzon'dan İstanbul'a geldikten sonra yaşama tutunmak için birçok farklı sektörde çalıştığını anlatan Durmuş, "Kendimi aslında sanata verdim. Farklı malzemeler kullanarak eserler ortaya koymaya çalışıyorum. Aynı zamanda kaynakçıyım, tesisatçıyım, sıvacıyım ve elektrikçiyim. 'Karaköy'de Erol Usta var, 1 metrekarelik dükkanında çalışıyor.' diyerek beni ziyarete gelirler, fotoğraf çektirirler." diye konuştu.

Erol Durmuş, çalıştığı pazarın yüzlerce yıldır İstanbul demircilerinin ve hırdavatçıların merkezi olduğunu belirterek, esnafın birbiriyle sürekle selamlaştığını ve siftah yapamayan komşuma müşteri gönderme geleneğinin devam ettiğini kaydetti.

Çalışma mekanının Karaköy'ün en küçük dükkanı olduğunu vurgulayan Durmuş, "Dükkanımın uzunluğu 1,5 metre, genişliği 70 santimetre. Gelenler bana 'Siz tüm işi bu kadarlık bir dükkanda mı yapacaksınız?' diye soruyor. Ben de onlara 'Benim dükkanım 350 metrekaredir merak etmeyin. Ben sizin işinizi 10 numara yapacağım.' diyorum şakayla. Bana güvenen olursa sağ olsun işimi pürüzsüz yapıyorum ve bana dua ediyorlar. Sabah ve akşam malzemeleri içeriye sığdırmak için 1 saat spor yapıyorum." ifadelerini kullandı.

"En zor işim bile olsa ezan vaktinde işimi bırakıp camiye koşarım"

Yaptığı gönüllülük faaliyetlerinden de bahseden Durmuş, şöyle devam etti:

"Aynı zamanda sadece Allah rızası için burada Makbul İbrahim Paşa Camisi'nde gönüllü müezzinlik yapıyorum. Ezan vakti geldiğinde Allah'ıma şükür gider camiye ezanı okurum. Namazda müezzinlik yapıyorum. İçimden gelen, tamamen Allah rızası için yapıyorum. Ezan vaktine yarım saat kala kalbime bir huşu geliyor. En zor işim olsa bile işimi bırakıp abdest alıp camiye koşuyorum. Rabb'ime hamdolsun. Aynı zamanda kedileri günde 3 öğün tavukla besliyorum. Onların buna hakkı var. Bazen bana kızanlar oluyor ama kedileri çok seviyorum ve onları beslemeye devam edeceğim."

Durmuş, Karadeniz türkülerinin ise çalışırken kendisine ilham verdiğini belirterek, yoldan geçen insanların durup kendisini dinlediğini ve bundan mutluluk duyduğunu söyledi.