“Egzama, hem genetik hem de çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır”

Egzamanın kalıtsal bir rahatsızlık olduğunu söyleyen Mustafa Aktaş,“Dermatit ve egzama, aynı anlamda kullanılabilen terimlerdir. Tek bir hastalık spektrumu olmamakla birlikte, hem genetik hem de çevresel faktörlerin birleşimi sonucu ortaya çıkan bir hastalık grubudur. Özellikle çocukluk döneminde sık görülen atopik dermatitte genetik bir yatkınlık söz konusudur. Ancak çevresel faktörler de hastalığın tetiklenmesine neden olabilir.” ifadelerini kullandı.

“Egzamayı tetikleyen faktörlerden uzak durun”

Egzamayı tetikleyen bazı unsurlardan bahseden Aktaş, “Egzamayı tetikleyen faktörler arasında tahriş edici maddeler, özellikle deterjanlar, alkol içeren temizlik ürünleri ve sabun gibi kimyasallar bulunmaktadır. Ayrıca evde bulunan akarlar, hayvan tüyleri gibi alerjenler de hastalığı şiddetlendirebilir. Atopik dermatiti olan hastalar için önerilen en önemli önlemlerden biri, çocuğun odasının kuru ve soğuk olmamasıdır. Kuru ve soğuk hava, cildi kurutarak egzamanın artmasına yol açabilir. Bunun yanı sıra bazı besinler, özellikle süt, fındık ve yumurta gibi gıdalar egzamanın şiddetlenmesine neden olabilir. Enfeksiyonlar ve günlük hayatta yaşanan stres de egzama alevlenmelerini tetikleyen diğer faktörler arasındadır.” şeklinde belirtti.

“Egzamanın tamamen kalıcı bir tedavisi bulunmamaktadır”

Egzamayı kalıcı olarak bitirmenin mümkün olmadığının altını çizen Aktaş,“Egzamanın tamamen kalıcı bir tedavisi bulunmamaktadır. Kronik bir hastalık olduğundan, yaşam tarzı değişiklikleri ve doğru dermatolojik tedavilerle kontrol altına alınabilir. Çocukluk çağında görülen egzama (atopik dermatit), çoğu hastada erişkinlik döneminde gerileyebilir. Ancak tam iyileşme genellikle mümkün değildir. Hastalığın belirtileri, cilt bakımına özen göstererek, tetikleyicilerden kaçınarak ve gerektiğinde ilaç tedavisi kullanarak azaltılabilir.” şeklinde konuştu.

“Cildin bariyer fonksiyonunu korumak çok önemli”

Cildin korunması yönünde tavsiyelerde bulunan Aktaş, “Egzama hastalarının en çok dikkat etmesi gereken nokta, cildin bariyer fonksiyonunu korumaktır. Cilt, vücudu dış etkenlere karşı koruyan bir bariyer görevi gördüğü için bu bariyerin güçlendirilmesi önemlidir. Bunun için cildin düzenli olarak nemlendirilmesi gerekir. Banyo sonrası ilk 5-10 dakika içinde nemlendirici krem uygulanması, cilt bariyerini destekler. Gün içinde de düzenli olarak nemlendirici kullanmak fayda sağlar.” dedi.

“Egzama hastaları giyimine, aldığı besinlere ve nasıl duş aldığına dikkat etmesi gerekiyor”

Egzama hastalarının dikkat etmesi gereken konular üzerinde duran Aktaş, “Duş süresi 10-15 dakikayı geçmemeli ve suyun ılık olmasına dikkat edilmelidir. Çok sıcak su, cildin geçirgenliğini artırarak egzamanın şiddetlenmesine neden olabilir. Pamuklu giysiler tercih edilmeli, parfümsüz ve iyi durulanmış kıyafetler giyilmelidir. Besin alerjileriyle tetiklenebilen egzama türleri de mevcuttur, bu nedenle hastaların tükettikleri gıdalara dikkat etmeleri önemlidir. Soğuk ve kuru hava, ev tozu, polen ve akarlar egzamanın kötüleşmesine neden olabileceğinden, ev ortamının düzenli temizlenmesi ve alerjenlerden arındırılması gerekmektedir. Şiddetli egzama vakalarında, topikal tedaviler yani deriye sürülen kremlerle hastalık kontrol altına alınabilir.” diyerek konuşmasını noktaladı.

Kaynak: Özel Haber