ABD Başkanı Donald Trump, Çin’e yönelik gümrük tarifelerini artırma tehdidinde bulundu. Bu açıklamanın ardından Çin, "kararlı karşı tedbirler" alacağını duyurdu. Karşılıklı tarife restleşmeleri, sadece iki ülkeyi değil, tüm dünyayı etkileyen bir süreç haline geldi.

Trump'ın %50 Ek Tarife Tehdidi ve Arkasındaki Nedenler

Trump’ın Çin’e yönelik yüzde 50 ek tarife tehdidini nasıl değerlendirileceğine ve bu sert çıkışın arkasında ne olduğuna dair açıklamalarda bulunan Dilipak, "Trump artık robotik sistemlerin ucuz emeğe ihtiyaç göstermediğini düşünüyor. Kaldı ki Çin de robot kullanıyor. Grönland ya da Ukrayna'da nadir elementler olduğunu ve onları daha kolay ve ucuz şekilde elde edebileceğini öne sürüyor. Çin’den navlun daha yüksek. 'Ben bunu kendi ülkemde üretebilirim' diyor. Çin’e vereceğim parayla kendi ülkemde yatırımı teşvik ederim, hem istihdam sorununu çözerim, hem de üretim yaparım, hem de dışa bağımlılıktan kurtulurum diye düşünüyor" ifadelerini kullandı.

Aslında aynı dili konuşuyorlar”

Çin'in "Kararlı Tedbir" açıklamasının gerçekliğine dikkat çeken Dilipak, "Çin de, 'Sen kendi çıkarını düşünüyorsan, ben niye kendi çıkarımı düşünmeyeyim? O zaman ben de sana karşı tedbir alırım' diyor. Aslında aynı dili konuşuyorlar. Tek sorun hammadde değil; enerjiyi buldunuz, emeği de robotlara yüklediniz, ancak pazar ve rekabet şartları işleri karıştıracaktır. Artık yapay zeka ve yeni teknolojiler konusunda yarış daha da sertleşecek" diyerek uyarıda bulundu.

Asya Borsaları ve Küresel Piyasalara Etkisi

Bu restleşmenin Asya borsaları başta olmak üzere küresel piyasalara etkisinin nasıl olduğuna ve nasıl olacağına ilişkin açıklamalarda bulunan Dilipak, "Bu bir ekonomik savaş. Şimdilik etkiler %5-13 arasında, ancak sıcak bir çatışma durumunda sonuçlarını öngörmek zor. Burada doların geleceği kritik bir konudur. ABD doları kaybederse ya da yeni bir kripto parayı dünyaya kabul ettiremezse, tüm senaryo sil baştan yazılacak" şeklinde konuştu.

“ABD, Çin için önemli bir Pazar”

Çin Merkez Bankası’nın yeniden borçlanma desteği açıklamasını ve Çin Yatırım Kurumu’nun hisse alımlarını nasıl okuyacağımız hakkında konuşan Dilipak, "Bu bir stratejik hamle. Çin, pazar ve hammadde alanlarında avantajlı konumda olmak ve elindeki dolar stokundan kurtulmak istiyor. ABD, Çin için önemli bir pazar. Şimdi Çin, ABD ürünlerine alternatifler üretmek ve rekabet edebilmek zorunda" şeklinde ifade etti.

Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ve Çin'in Başvurusu

“Bu, stratejik bir hata”

ABD’nin gümrük tarifeleriyle Çin’i köşeye sıkıştırma politikasının Dünya Ticaret Örgütü’ndeki yerinin ne olduğunu ve Çin’in WTO’ya yaptığı başvurunun etkisi olup olmadığına dair tahminlerde bulunan Dilipak, "Yeni dünya düzeni, kurumları ve dengeleriyle birlikte değişiyor. ABD, Grönland, Panama, İngiltere, AB, İran, Gazze, Çin gibi tüm cephelerde savaşmaya kalktı. Bu, stratejik bir hata. Özellikle Gazze konusu, İslam dünyasını ABD’ye karşı birleştiriyor. ABD iç dengeler ve ekonomik şartlar açısından da rahat değil" şeklinde konuştu.

Gelişmekte Olan Ülkeler ve Türkiye'ye Etkileri

“Adalete güven kalmadı”

Bu süreçten özellikle gelişmekte olan ülkeler ve Türkiye nasıl etkileneceğine ve  İthalat/ihracat dengeleri açısından ne gibi risklerin söz konusu olabileceğine ilişkin yorumlarda bulunan Dilipak, "Türkiye, 'mavi boncuk politikasından' vazgeçmeli ve bedel ödemeye hazır bir strateji belirlemeli. Önce iç güveni tazelemeli, adalet sistemini hakkaniyet temelinde düzeltmeli. Bugün Türkiye, siyasi, ekonomik ve sosyal bir kriz yaşıyor. Aile, gençlik, din ve ahlak konusunda ciddi sorunlar var. Adalete güven kalmadı. Önce iç sorunlar çözülmeli, yoksa bu gidişin sonu hayırlı olmaz" dedi.

“Trump, ‘Tanrıyı kıyamete zorlamak'tan bahsediyor”

Sizce bu gelişmeler bir ticaret savaşının ötesine geçme ihtimalini, sadece ekonomik değil, jeopolitik bir kırılmaya işaret etme ihtimalinden bahseden Dilipak, "Bu bir ticaret savaşı, aslında daha büyük bir savaşın parçası. Trump, 'Tanrıyı kıyamete zorlamak'tan bahsediyor. Büyük bir kaostan yeni bir düzen çıkarmak istiyor. Teopolitik, Satanist ve Siyonist bir duruş sergiliyor" ifadelerini kullandı.

“ABD’nin toplumsal tabanı erimeye başladı”

Trump yönetiminin bu tarz agresif ekonomi politikalarının uzun vadede ABD’ye fayda mı yoksa zarar mı getireceğine dair tahminlerde bulunan Dilipak, "Bu gidişin ne ABD’ye, ne dünyaya faydası var. ABD adeta intihar ediyor. Toplumsal tabanı erimeye başladı. İngiltere ve AB ile yollarını ayırıyor. BM ve NATO ile de arası bozuk. Fincancı dükkanına giren fil gibi, Global Resetçilerle de arası iyi değil" şeklinde konuştu.

“Bu süreçte kıyamete doğru giden bir kaos yaşanabilir”

Önümüzdeki süreçte bu tarife savaşının nasıl evrileceğini, bir uzlaşma mı yoksa daha da tırmanan bir kriz mi olacağı hakkında yorumlarda bulunan Dilipak, "Uzlaşma zor. Yeni dünya düzeni için kan akması gerekiyor. 1648 Westfalya sisteminin sonuna geldik. 3. Dünya Savaşı sonrası yeni bir düzen kurulacak, ancak içinde bulunduğumuz dehşet dengesi sebebi ile yeni bir dünya savaşının galibi olmayacak ve dünya kıyamete doğru giden bir süreç yaşayacak gibi gözüküyor. Kozmik şartlar, teolojik beklentiler de bu öngörüyü destekliyor" şeklinde ifade etti.

“Uzaydan lazer ve RF saldırıları gerçekleştirilebilir”

Yatırımcıların ve iş dünyasının bu dönemde nasıl bir tutum sergileyeceğine ilişkin açıklamalarda bulunan Dilipak, Ayakta kalmayı başarmaları gerek. Tabii afetler, savaş, kıtlık, ekonomik, sosyal, siyasal kriz şartlarında değişen şartlara uyum gösterecek esnekliğe sahip kuruluşlar ayakta kalacak. Bir siber savaşta, bütün akıllı sistemler bombaya dönüştürülebilir. Uzaydan lazer ve RF saldırıları gerçekleştirilebilir. İKLİM YASASI çıkarıyorlar, iklim şartları manipüle edilebilir. Çok fazla kötü ihtimal var. Doğru bir ihtimal, maliyet ve risk analizi ile hızlı hareket ederek ayakta kalanlar daha şanslı. Büyüme yerine mevcudu muhafaza da öncelikli olacak” ifadelerini kullandı.

ABD Başkanı Donald Trump ve İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, Beyaz Saray’da kritik bir görüşme yaptı. Bu görüşme, sadece ABD-İsrail ilişkilerini değil, Gazze’deki savaşın gidişatını, İran’la ilgili gelişmeleri ve Türkiye-İsrail ilişkilerini de yakından ilgilendiriyor. Özellikle Netanyahu’nun “Türkiye ile çatışma istemiyoruz” açıklaması dikkat çekti. Trump ise Gazze’deki savaşın yakında sona ereceğini söyledi.

“Türkiye’yi ikna ederek yanlarına almaya çalışacaklar”

Netanyahu'nun "Türkiye ile Çatışma İstemiyoruz" Açıklaması Trump ve Netanyahu’nun bu kritik dönemde Beyaz Saray’da bir araya gelmesinin nasıl bir mesaj içerdiğine ve zamanlaması açısından neye işaret ettiğine dair açıklamalarda bulunan Dilipak, “Netanyahu, Tevrat’ta Nuh kıssasındaki Yafes oğulları ile ilgili bir uyarıya atıfta bulunuyor. Bu sürpriz değil. Yani Türkiye’yi ikna ederek yanlarına almaya çalışacaklar. Türkiye saldıracak olursa, onu şiddetle ve öncelikle cezalandırmak isteyeceklerdir. Çünkü Dahlan – Kushner senaryosundan tutun, kurulacak kukla Filistin devletinin garantörü yaparak İslam dünyasının kontrol edilmesine, Gazze’lilerin tehcir edileceği bir ülke olarak, stratejik konumu, toplum yapısı, tarihi arka plan, Karay ve Hazara senaryoları açısından Türkiye, İsrail için hayati bir öneme sahip. Zaten güneyimiz büyük ölçüde Arz-ı Mevud coğrafyası” ifadelerini kullandı.

Başlangıçta ortak basın toplantısı planlanmışken, bunun iptal edilip sadece Oval Ofis’te soru cevap yapılması üzerine konuşan Dilipak şu sözleri kullandı:

“Türkiye ve Erdoğan ile ilgili Trump’ın sözlerinin soruya dönüşmesini arzu etmemiz olmalı. Yeteri kadar açık verdi”

Trump'ın "Gazze Savaşı Yakında Bitecek" İfadesi

Trump, “Gazze savaşı çok kısa sürede sona erecek” dedi. Bu sözü ABD kamuoyuna yönelik bir iç politika olup olmayacağına dair tahminlerde bulunan Dilipak, "Trump, Sina'yı boşaltıp Gazze halkını oraya yerleştirmeyi planlıyor. Ardından Türkiye, Mısır, Katar, BAE gibi ülkeleri davet ederek ticaret yollarını kontrol etmek istiyor. Ancak Allah’ın hükmü her şeyden üstündür" şeklinde konuştu.

Dilipak , Gazze’deki çatışmaların durması için ABD gerçekten arabuluculuk rolü mü üstleniyor, yoksa sadece İsrail’in yanında pozisyon almaya mı çalışıyor sorusunu şu sözlerle cevapladı:

"ABD arabulucu değil, işbirlikçi ve işgalci bir rol oynuyor"

“Belki Trump’ın ömrü, hayallerini gerçekleştirecek kadar uzun olmaz”

Trump’ın “İran’la doğrudan görüşmeler başladı, Husiler’e desteği kesmezlerse baskı artacak” açıklamasını nasıl okuyacağımıza dair yorumlarda bulunan Dilipak, “Doğrudan değil, dolaylı görüşmeler başladı. Husilere İran desteğini kesse de, Çin ve Rusya var. İş sadece İran’la ilgili değil. ABD’nin İran’ı vurma planı var. Ardından iki Azerbaycan birleşecek, tek devlet olarak. İran Kürdistanı, Irak Kürdistanı ile birleşecek. Huzistan Arap Şiası, Irak’ta, Necef’te kurulacak kutsal Şia devleti ile birleşecek ve İran’ın dini misyonu sonlandırılacak. Belucistan’ın bağımsız olması söz konusu. Bu onların planı, Allah’ın hükmü ne, onu da bu süreçte göreceğiz. Belki Trump’ın ömrü, hayallerini gerçekleştirecek kadar uzun olmaz” ifadelerini kullandı.

“Ortada bir vekalet savaşı var”

İran, Gazze ve Yemen üzerinden dolaylı savaşlar yürütüyor deniyor. Bu noktada ABD-İran ilişkilerindeki bu gelişmelerin Gazze’yi etkileyip etkilemeyeceğine dair konuşan Dilipak, “Ortada bir vekalet savaşı var. Matruşka, iç içe geçmiş bir savaştan söz ediyoruz. Bu süreç Gazze’yi de etkiler, Suudi Arabistan’ı da, Türkiye’yi de, Irak’ı da, Çin’i de etkiler, Rusya’yı da...” şeklinde konuştu.

“Trump aslında kinaye yollu, Bronson’a gönderme yaparak tehdit ediyor”

Netanyahu’nun; “Türkiye ile çatışma istemiyoruz” ve “Trump’ın Erdoğan’la arası iyi, bize yardım etmesini istiyoruz” gibi söylemlerine ilişkin yorumlarda bulunan Dilipak, “Trump aslında kinaye yollu, Bronson’a gönderme yaparak tehdit ediyor. “Akıllı olursan...” diyor, “yoksa...” diyor aslında. O beni, ben onu bilirim diyor. Netanyahu’ya “Acele etme, korkma, benim sözümü dinle, ben Türkiye’yi yola getiririm” diyor. Trump’ın Ankara’ya büyükelçi olarak atayacağı kişi, aslında Trump’ın Türkiye’den, Ankara’dan beklentilerini sıraladı. Bunlar bilinmeyen şeyler değil. O açıklama iltifat değil, kaba ve açık bir tehdit. Aslında hedefte sadece Erdoğan yok, onun şahsında, onunla birlikte Türkiye üzerinde planları olan, AB, İngiltere, Rusya gibi ülkeler de bu şekilde bir mesaj vermiş oluyor. “Türkiye benim” diyor bir bakıma... Bu bölgedeki diğer İslam ülkelerine de bir mesaj anlamı taşıyor” şeklinde ifade etti.

Trump’ın, Erdoğan’la ilişkisi üzerinden Türkiye-İsrail hattına müdahil olması ne anlama geldiğine dair Dilipak şunları söyledi:

“Türkiye, İsrail’in koruyucusu, yardımcısı olması isteniyor. Arz-ı Mev’ud coğrafyası, Karay ve Hazara politikasını söyledim. Yani Bakü’nün İsrail’le ilişkisini model almamızı istiyorlar”

“Trump, bizden ülkemize ve halkımıza ihanet etmemizi istiyor”

Bu görüşmenin ardından bölgede yeni bir diplomatik süresin başlama ihtimaline ilişkin yorumlarda bulunan Dilipak, “Başlar ve bitmez. Çünkü bu senaryoda Erdoğan, İsrail’in yanında yer alacak olursa, yani Erdoğan, Türkiye’nin Sisi’si, Suudi Veliahd Prensi olacak olursa, siyaset sahnesinde ne Erdoğan ne de AK Parti kalır. Bugünkü muhalefet de kalmaz. Erdoğan da bunu bilmiyor olamaz. Trump, bizden ülkemize ve halkımıza ihanet etmemizi, dünyamızı ve ahiretimizi satıp, manen intihar etmemizi istiyor”  şeklinde konuştu.

“Kadere, rızka ve ecele hükmeder”

Son olarak, Türkiye bu denklemde nasıl bir yol izleyeceğine dair yorumlarda bulunan Dilipak, “Son derece aktif, akıllı, dürüst ve cesur. Akif'in dediği gibi, Allah'a dayanmalı, sa'ye sarılmalı, hikmete ram olmalı. Allah (cc) kadir-i mutlaktır. Kadere, rızka ve ecele hükmeder. Onun kolaylaştırdığından daha kolay, zorlaştırdığından daha zor bir şey olmaz. Olamaz” diyerek sözlerini noktaladı.

Kaynak: Beyzanur Akar