Rubio’nun Hamas’a Karşı “Sıfır Tolerans” Politikası ve ABD’nin Güvenlik Stratejileri
Marco Rubio’nun Hamas’ı bir terörist organizasyon olarak tanımlayarak, bu tür gruplara destek verenlerin ABD’nin ulusal güvenliğini tehdit ettiğini belirtmesi, dünya genelinde yankı uyandırdı. Bu açıklamanın ardından, ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yabancı öğrencilerin sosyal medya hesaplarını yapay zeka ile tarayıp, Hamas’a destek veren paylaşımlar arayacağı ve İsrail karşıtı gösterilere katılan yabancı öğrencilerin vizesini iptal etme önerisi, ABD’nin terörle mücadele stratejisi hakkında önemli soruları gündeme getirdi.
“Hemen harekete geçeceklerini sanmıyorum”
Sayın Dilipak, bu açıklamaların ne gibi sonuçlar doğurabileceği konusunda şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Bir korku salacaktır. Hemen harekete geçeceklerini sanmıyorum, ama bu bir korku ve caydırıcı bir baskıya dönüşebilir. Epstein dosyalarını da açıklayacaklardı ne oldu. Göçmen konusunda çok kararlı görünüyordu, evet bir şeyler oluyor, ama o düşündükleri gibi olmuyor. Grönland, Panama, Kanada, Ukrayna, Gazze konusunda da kararlıydılar ama sonuçta geldikleri noktada evdeki hesapları çarşıya uymuyor. Herkesle düşman oldular. ABD bir iç isyanın, iç savaşın eşiğine geldi. AB ve NATO ile ipler kopma noktasına geldi. İsrail'i savunanlar %50 azalırken, bugün ABD’de Filistin'i savunanlar %40 arttı. Artık bir çok kişi Siyonizm'i ve İsrail'in politikalarını eleştiriyor. İsraillilere öfke ve tepki var.”
Özetle, bu tür açıklamaların ABD içinde ve küresel ölçekte ciddi tepkilere neden olabileceği, hatta ülke içindeki kutuplaşmayı artırabileceği ifade ediliyor.
Vize İptalleri ve ABD Eğitim Sistemi
ABD Dışişleri Bakanlığı, yabancı öğrencilerin sosyal medya hesaplarını yapay zeka destekli araçlarla inceleyerek, Hamas’a destek veren paylaşımları tespit etmeyi planlıyor. Ayrıca, İsrail karşıtı gösterilere katılan öğrencilerin vizeleri iptal edilebilecek.
Rubio’nun, Hamas’a destek veren kişilere karşı “sıfır tolerans” politikası, ABD’nin dış politikası ve terörle mücadele stratejisi üzerinde nasıl bir etki yaratır?
Bu kararın ABD’nin eğitim sistemine ve kültürel çeşitliliğine etkisi konusunda Sayın Dilipak şunları söylüyor:
“ABD yönetimi Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olacağa benziyor. Rubio’ya karşı bazı eyaletlerde Gazze lehine gösteriler var. Bu konuda daha ileri bir adım atacak olurlarsa tepki de o ölçüde sert olur. ABD’ye ziyaretler azalacak ve ABD mallarına ve Dolara karşı boykot güç kazanacaktır. Haddinden fazla şiddet gayedeki hikmeti yok eder. ABD’deki Müslüman öğrenciler ve öğretim üyeleri ülkeden ayrılacak olursa, bu keskin sirke politikası, hedef kişilerden çok kendilerine zarar verecektir.”
Ayrıca, bu tür politikaların diğer ülkeler tarafından da örnek alınabileceğini ve ilerleyen süreçte ABD’li öğrenci ve akademisyenlerin benzer şekilde hedef alınabileceğini belirtiyor.
ABD’nin Sosyal Medya Takibi ve Kişisel Özgürlükler
ABD hükümetinin yapay zeka kullanarak sosyal medya hesaplarını denetlemesi, kişisel özgürlükler ve mahremiyet açısından büyük tartışmalar yaratıyor.
ABD Dışişleri Bakanlığı’nın yapay zeka kullanarak sosyal medya hesaplarını inceleme kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu uygulama, kişisel özgürlükler ve mahremiyet açısından bir sorun yaratır mı?
Sayın Dilipak, bu durumu şu sözlerle değerlendiriyor:
“Bu terör karşı tepki olarak anlaşılmayacak, ABD’nin Siyonistlerin terörüne destek verdiği şekilde anlaşılacak. Bu bir ‘cadı avı’ anlamına gelir. Düşünce, ifade, örgütlenme ve basın hürriyeti bu işten yara alır. Bir topluluğa yapılan bu haksızlık, diğer topluluklar için de bir tehdit anlamına gelir. Bu idari bir karar olarak uygulanır. Yargılama aşamasında toplumsal tepki daha da artacaktır. Bu ABD’nin imajına zarar verecek bir durum olarak gelecekte de hatırlanacak bir yanlışa dönüşür.”
Bu durum, özellikle sosyal medya üzerinde yapılan yorumlar üzerinden bireylerin cezalandırılması anlamına geleceği için büyük eleştiriler alıyor.
Rubio’nun ‘Yakala ve İptal Et’ Politikası
Marco Rubio’nun önerdiği ‘Yakala ve İptal Et’ politikası, ABD’nin terörle mücadele stratejisinin bir parçası olarak sunuluyor. Ancak bu politikanın dünya genelinde nasıl bir etki yaratacağı merak konusu.
Biden hükümetinin bu konuda bir adım atmadığı, ancak Rubio’nun bu uygulamayı başlatması, siyasetin bu konuda nasıl bir evrim geçirdiğini gösteriyor?
Sayın Dilipak, Rubio’nun bu politikayla ilgili motivasyonuna dair şunları söylüyor:
“Rubio kraldan fazla kralcı bir rol oynuyor. Yahudi lobisinin dikkatini çekmek ve desteğini almak istiyor olabilir. Onun gelecek kariyeri açısından da onun için özel bir anlamı olabilir. Trump ve ekibi, başarılarını çabuk bir şekilde başarısızlığa dönüştürme eğilimi içinde. Böyle devam ederlerse Cumhuriyetçilerden kopmalar olabilir. Ya da Trump için azil süreci başlatılabilir. Ya da bir suikast’auğrayabilir. ABD’de bunlar olmayan işler değil. Trump da kendine karşı olanları bastırmak için kendi sınırları dışında bir yerden bir saldırı yapmış gibi, 11 Eylül’ü hatırlatan bir saldırının ardından o ülkeye saldırabilir.”
Özetle, bu tür sert politikaların ABD’de siyasi dengeleri değiştirebileceği ve beklenmedik sonuçlar doğurabileceği ifade ediliyor.
ABD’nin Vize Politikası ve Küresel Güvensizlik
ABD’nin, sosyal medya paylaşımları üzerinden vize iptali gibi bir uygulamaya yönelmesi, özellikle uluslararası öğrenciler arasında büyük bir güvensizlik yaratabilir.
ABD’nin, sosyal medya üzerindeki paylaşımlar üzerinden vize iptali gibi bir uygulamaya yönelmesi, özellikle diğer ülkelerdeki öğrenciler arasında bir güvensizlik yaratır mı?
Sayın Dilipak bu konuda şu yorumu yapıyor:
“Hem kötü örnek olur, hem de güvensizlik oluşturur. Yarın başka ülkelerde Yahudilere aynı şeyi yapabilir. Amerikan ürünleri ya da kuruluşlarına yönelik boykotlar yaygınlaşabilir. ABD yönetimi bu akılsızlıkla aslında kaçtığını sandığı şeye doğru koşuyor. Yokuş aşağı doğru koşar gibi gidiyor.”
Bu durum, ABD’nin eğitim ve bilim alanındaki prestijini zedeleyebilir ve yabancı öğrencilerin alternatif ülkeleri tercih etmesine yol açabilir.
Zelensky’nin Güney Afrika Ziyaretinin Amacı ve Sonuçları
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky’nin önümüzdeki ay Güney Afrika’ya yapacağı kritik ziyareti ve bu ziyaretin, Rusya-Ukrayna savaşının sona erdirilmesi sürecine nasıl katkı sağlayabilir? Zelensky’nin bu ziyareti, sadece Ukrayna’nın savaştan çıkış stratejileri açısından değil, aynı zamanda uluslararası barış çabaları ve Güney Afrika’nın küresel diplomasi içindeki rolü açısından da büyük bir öneme sahip.
Ukrayna Cumhurbaşkanı Volodymyr Zelensky’nin önümüzdeki ay Güney Afrika’ya yapacağı kritik ziyaret, Rusya-Ukrayna savaşının çözümü açısından önem taşıyor. Ancak bu ziyaretin gerçekten bir çözüm getirme ihtimali var mı?
Sayın Dilipak bu konuda şu yorumu yapıyor:
“Zelensky destek arayışı içinde… Meşruiyet arayışında. Bir çıkış kapısı arıyor. Güney Afrika’nın kendine sağlayacağı bir şey yok. Güney Afrika, UCM’de İsrail’e karşı. Zelensky, İsrail yanlısı. Zelensky’nin yaptığı hareket alanını genişletmek, zaman kazanmak. Biraz da kendi tabanına dostlarına yönelik, ‘dostlar alışverişte görsün’ kabilinden işler. Güney Afrika BRICS ülkesi. BRICS 2006’da Brezilya, Rusya, Hindistan ve Çin tarafından BRIC olarak kuruldu, 2010 yılında Güney Afrika Cumhuriyeti’nin katılımıyla adı BRICS oldu. Güney Afrika, BRICS’te Rusya ile birlikte. Belki ondan arabuluculuk istiyor olabilir. Bunu zaman gösterecek.”
"Hakan Fidan’ın 'Cin Şişeden Çıktı' Metaforu: Yeni Uluslararası Düzene İşaret"
Son olarak, Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın “Cin şişeden çıktı, geri konulamaz” ifadesiyle ne anlatmak istediği konusunda Sayın Dilipak şu değerlendirmeyi yapıyor:
“Uluslararası düzenden söz ediyor. Eski hal artık muhal. Kavramları ve kurumları ile yeni bir uluslararası düzen kaçınılmaz. Türkçe ifadeyle ‘ok yaydan çıktı’. Görelim Mevlam neyler. Herkesin bir planı var, Allah’ınsa bir hükmü.”