İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu, TBMM'de partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Dervişoğlu, TÜSİAD'a yönelik başlatılan soruşturmayla ilgili "TÜSİAD bütün bunları söyleme hakkına sahiptir. Peki o zaman sorun nedir? Bence sorun, bunları söylemek için çok geç kalmış olmaları… Kısa dönemli karlılıkları için uzun dönemli demokratik ve sosyal düzenin yıkılıp tarumar olmasını oturup beklemeleridir. TÜSİAD'ın hatası konuşmak değil, geç kalmaktır" ifadelerini kullandı.

Gündemdeki soruşturmalara ve yargı süreçlerine de değinen Dervişoğlu, ülkede her geçen gün yeni soruşturmalar açıldığını ve yeni tutuklamalar yaşandığını söyledi.

Türk milletinin sesinin susturulmaya çalışıldığını savunan Dervişoğlu, "Susturulan sensin! Senin dertlerin, acıların, yokluğun, yoksunluğun ve isyanlarındır susturulan!" ifadelerini kullandı.

“TÜRKİYE, HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜNDE GERİLİYOR”

Hukukun üstünlüğü konusunda Türkiye'nin dünya sıralamasındaki yerine dikkat çeken Dervişoğlu, "Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 142 ülke arasında 117. sırada yer almaktadır. Rakiplerimiz Honduras, Kongo, Gabon, Mali, Nijer’dir." bilgisini paylaştı.

Bu tablonun ciddi sonuçları olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, “Yediğinden zehirlendiğinde, içtiğinden öldüğünde, hesap sorulacak kimse olmaması demektir.” ifadelerini kullanarak, hukuki güvencelerin yetersizliğine dikkati çekti.

Dervişoğlu, hukukun üstünlüğü ve adalet mekanizmasına yönelik eleştirilerde bulundu. Türkiye’de hukukun yetersizliğinin birçok alanda mağduriyetlere yol açtığını belirten Dervişoğlu, denetimsizlik ve sorumsuzluk nedeniyle yaşanan olaylara dikkat çekti.

Dervişoğlu'ndan TÜSİAD açıklaması: Hatası konuşmak değil, geç kalmaktır

Cumhurbaşkanı Erdoğan: TÜSİAD haddini aştı Cumhurbaşkanı Erdoğan: TÜSİAD haddini aştı

“SORUMLULAR HESAP VERMİYOR, SUÇLULAR CEZA GÖRMÜYOR”

Dervişoğlu, kamu denetiminin yetersizliği nedeniyle meydana gelen ihmalleri sıralayarak, “Otele gittiniz, yangın çıktı… Denetim raporlarını iç edenler, maliyet gerekçesiyle yangın merdiveni ve alarm sistemini yaptırmayanlar, insan hayatını tehlikeye atıyor. Deprem oldu, bina öldürdü… Kolonları kesenler, kaçak kat çıkaranlar, yapı malzemesinden çalanlar, hiçbir ceza almıyor.” ifadelerini kullandı.

6 Şubat depremlerinde yıkılan binaların müteahhitlerinin, gündemin gölgesinde tek tek serbest bırakıldığını belirten Dervişoğlu, “Bu sahte gündem fırtınasında, sorumlular yargılanmıyor.” dedi.

“HUKUKUN ÜSTÜNLÜĞÜ YERİNE KEYFİYET HÂKİM”

Dervişoğlu, hukukun üstünlüğünün sağlanmadığı bir ortamda adaletin yerine keyfi yönetimin geçtiğini vurgulayarak, “Sınava giren mülakatta eleniyor, dükkan açan mafyanın baskısıyla karşılaşıyor, madende çalışan denetimsizlik nedeniyle hayatını kaybediyor.” değerlendirmesinde bulundu.

Emeklilerin yaşadığı ekonomik sıkıntılara da değinen Dervişoğlu, “35 yıl çalışıp emekli olan vatandaşlarımız, hakkı olanı almak yerine sadakaya mahkum ediliyor, fitre listelerine konuluyor.” ifadelerini kullandı.

“DEVLET GÜCÜNÜN HUKUKLA SINIRLANDIRILMASINDA EN DİPTEYİZ”

Dervişoğlu, Türkiye’nin hukukun üstünlüğü sıralamasında alt sıralarda yer aldığını belirterek, “Devlet gücünün hukukla sınırlandırılmasında neredeyse en dipteyiz. 135. sırada yer alıyoruz ve rakiplerimiz yine kabile devletleri ve muz cumhuriyetleri.” dedi.

Medya ve demokratik süreçlere yönelik baskılara da değinen Dervişoğlu, “İzlediğiniz televizyona ceza verecekler, okuduğunuz gazeteyi kapatacaklar. Oy verdiniz, belediye başkanı seçtiniz, kayyum atanacak.” ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu'ndan TÜSİAD açıklaması: Hatası konuşmak değil, geç kalmaktır

“MUHALEFET SUSTURULUYOR, HUKUKSUZLUK NORMALLEŞİYOR”

Dervişoğlu, siyasetçilerin ve gazetecilerin baskı altına alındığını belirterek, “Siyasetçiler tutuklanacak, gazeteciler cezaevine konulacak, sosyal medyada paylaşım yapanlar gün doğmadan gözaltına alınacak.” dedi.

Terör tanımının keyfi şekilde yapıldığını savunan Dervişoğlu, “İktidarın sözlüğünde terörist demek, saray rejimine karşı olmak demektir. Devleti yönetenler teröristbaşına emeklilik planları yaparken, bu duruma itiraz edenler terörist ilan ediliyor.” ifadelerini kullandı.

Hukukun üstünlüğü ilkesinin ortadan kalkmasının toplumun her kesimini olumsuz etkilediğini belirten Dervişoğlu, adalet mekanizmasının güçlendirilmesi gerektiğini vurguladı.

"HUKUK SINIRI OLMAYINCA AHLAK VE TARİHİ ŞUUR DA ORTADAN KALKAR"

Gündeme dair eleştirilerini sürdüren Dervişoğlu, hukuk düzeninin zayıflamasıyla birlikte toplumda milli şuurun da zedelendiğini ifade etti. "Hukukla sınırlama olmayınca ahlak, izan, tarihi ve milli şuur da ortadan kalkacak. Gencecik teğmenleri Mustafa Kemal’in askeriyiz dediler, Sarayın muhafızı değil, Türkün askeriyiz dedikleri için Türk vatanı ve Türk milletini korumak üzerine yemin ettiler diye ordudan atabilecekler demektir" dedi.

Dervişoğlu, askeri kurumların kapatılmasını da eleştirerek, "FETÖ’yü bahane ederek 160 senelik Kuleli’yi, 120 senelik GATA’yı, askeri hastaneleri kapatabilecekler, ordumuzu askerimizi bundan bile mahrum bırakabilecekler demektir" değerlendirmesinde bulundu.

İktidarın askeri hastaneleri yeniden açma planına da değinen Dervişoğlu, "Güya GATA’yı yeniden açacaklarmış. Ne yapalım şimdi, yaptığınız hatayı düzelteceksiniz diye sizi alkışlayalım mı yani?" ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu'ndan TÜSİAD açıklaması: Hatası konuşmak değil, geç kalmaktır

"SUSMAK KİMSEYİ KORUMAZ"

Vatandaşlara seslenen Dervişoğlu, susmanın çözüm olmadığını belirterek, "Şunu söylemek istiyorum: Bu dikta rejimi içerisinde susmak sizi korumaz. Genci, yaşlısı, işçisi, işsizi, memuru fark etmez. Zenginseniz yetmez, fakirseniz ıskalamaz. Susmak, size dokunmayan yılanları sizden uzak tutamaz!" diye konuştu.

"TÜRKİYE YOLSUZLUKLA MÜCADELEDE GERİYE GİDİYOR"

İYİ Parti Genel Başkanı, yolsuzlukla ilgili açıklamalarda bulunarak, Türkiye’nin uluslararası standartlarda geriye gittiğini savundu. "Yolsuzluğu artık devlet yönetmenin bir aracı haline getiren iktidar, 20 yıl önce imzaladığı Yolsuzluğa Karşı Hukuk Sözleşmesini bilerek ve isteyerek hayata geçirmemektedir" dedi.

Dervişoğlu, mevcut ekonomik sistemin halkı daha da yoksullaştırdığını söyleyerek, "Unutulmasın; yolsuzluk, yoksullukla kardeştir. Birinin olduğu yerde diğeri kaçınılmazdır. Çünkü yolsuzlukla edinilmiş zenginlik, yoksullaştırılmış milletin emeğidir, alın teridir, malıdır, hakkıdır" değerlendirmesinde bulundu.

"TÜRKİYE VERGİ CEHENNEMİNE DÖNÜŞTÜ"

Dervişoğlu, gelir adaletsizliğinin arttığını belirterek, "Türkiye’de vergi cehenneminde yaşıyoruz. Dürüst vatandaş için bir cehennemdir yaşadıklarımız. Çalışıp neredeyse tüm sistemin yükünü çeken orta sınıf, mavi ve beyaz yakalılar için bir cehennemdir. Ama bu cehennem, namussuzlar için bir rant cennetidir" ifadelerini kullandı.

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in vergi kaçaklarına karşı sahaya inildiğine yönelik açıklamalarına da tepki gösteren Dervişoğlu, "Gücü sadece emekliye, ücretliye, memura, çarşı pazar esnafına yeten Tahsildar Mehmet, Saray’ın sınır tanımayan harcamalarına ses çıkaramıyor. Ama vatandaşın cebine, ekmek parasına göz dikmekten de geri durmuyor" şeklinde konuştu.

Dervişoğlu, 2024 yılında tahsil edilen 1,5 trilyon liralık gelir vergisinin neredeyse tamamının işçi, memur ve ücretlilerden kesildiğini belirterek, "Geçen yıla göre bu kesimlerden alınan vergi yüzde 100 artarken, kurumlardan alınan vergiler yalnızca yüzde 10 arttı. Devletin resmi enflasyonu bile yüzde 40’ın üzerindeyken bu tablo, vergi yükünün adaletsizliğini gözler önüne sermektedir" dedi.

Vergi yükünün yalnızca ücretliler ve küçük esnafla sınırlı olmadığını belirten Dervişoğlu, "ÖTV, KDV, otomobil, bilgisayar, cep telefonu, internet ve daha birçok kalemde alınan vergiler, vatandaş için ağır bir yük oluşturmaktadır" ifadelerini kullandı.

Dervişoğlu'ndan TÜSİAD açıklaması: Hatası konuşmak değil, geç kalmaktır

"VERGİDE ADALET BÖYLE Mİ SAĞLANACAK?"

Vergi adaletinin sağlanması için büyük kurumların vergi yükünün artırılması gerektiğini vurgulayan Dervişoğlu, "Eğer vergi kaçıran birini arıyorsanız, milletin kürsüsünden ihbar ediyorum: Son 20 yılın en büyük meblağlı vergi kaçırılmasına göz yuman Saray’daki kayyumdur" dedi.

Dervişoğlu, dünya çapında faaliyet gösteren büyük bir firmanın Türkiye'deki ekonomik ve siyasi belirsizlikleri gerekçe göstererek İzmir'deki Ar-Ge merkezini kapattığını hatırlatarak, "Bu kararın sonucunda onlarca nitelikli mühendisimiz işsiz kalmıştır" dedi.

Sağlık sistemindeki sorunlara da değinen Dervişoğlu, hastaların ameliyat masasında stent pazarlığı yapmak zorunda kaldığını belirterek, "Bu sistem, bebeklerin sağlığı üzerinden ticaret yapan bir anlayışa dönüşmüştür. Anjiyo masasında 'Ucuzu mu olsun? Pahalısı mı olsun?' diye pazarlık yapılan bir sağlık sistemi iflas etmiş demektir" ifadelerini kullandı.

"EKONOMİK GÖSTERGELER, VATANDAŞIN YAŞADIĞI GERÇEKLERLE ÖRTÜŞMÜYOR"

Dervişoğlu, vatandaşların yaşadığı ekonomik zorluklara dikkat çekerek, "Gerçek gösterge; yatağa aç giren, okula aç giden çocuklardır. Gerçek gösterge; pazarda kalan sebze ve meyveyi utana sıkıla toplayan emeklilerdir" diye konuştu.

Türkiye’nin tarım ve hayvancılıkta dışa bağımlı hale getirildiğini söyleyen Dervişoğlu, "AK Parti iktidarına kadar dünyanın en büyük bakliyat üreticisi ve ihracatçısı olan ülkemiz, bugün yaklaşık 1 milyar dolar ödeyerek 1 milyon 350 bin ton bakliyat ithal eder hale gelmiştir. Bu skandal bile Saray rejiminin gelecekte nasıl anılacağının kanıtıdır" dedi.

"SORUN KAYNAK EKSİKLİĞİ DEĞİL, YÖNETİM ANLAYIŞIDIR"

Türkiye’nin kaynak açısından zengin bir ülke olduğunu vurgulayan Dervişoğlu, "Sorun, bu muhteşem potansiyelin liyakatsiz, vizyonsuz ve sadece kendi çıkarlarını düşünen yöneticiler tarafından heba edilmesidir" ifadelerini kullandı.

Ülkenin yönetim anlayışını eleştiren Dervişoğlu, "Suyun başındakiler, suyun akışını kendi tarlalarına yönlendirmekte, vatandaşın tarlasını ise kurak bırakmaktadır" diyerek, hükümeti vatandaşın sorunlarını görmezden gelmekle suçladı.

Son olarak, yaşanan ekonomik krizin dış faktörlerden kaynaklanmadığını belirten Dervişoğlu, "Bugün milletimizin içine düştüğü yoksulluğun sebebi kader ya da dış şartlar değildir. Bunun tek sebebi, Saray’daki Erdoğan ve onun etrafını saran dalkavuklarıdır" dedi.

Dervişoğlu, Türkiye'deki mevcut siyasi ve hukuki durumu eleştirerek, “Tüm bu olanlar, OHAL bağımlısı ve istibdat düşkünü bir iktidar döneminde yaşanmaktadır” dedi.

"HALKINA SAVAŞ AÇANLARDAN BARIŞ GELMEZ"

Dervişoğlu, “Halkına savaş açanlardan barış, istibdatta dünya lideri olanlardan demokrasi, çiğnemedik yasa bırakmayanlardan hak-hukuk gelmez” ifadelerini kullandı. Ayrıca, muhalefet aleyhine yapılan yolsuzluk operasyonlarına ve kayyum atamalarına değinen Dervişoğlu, “Kayyum, hepimizin başındadır. Çünkü kayyum devletin başındadır” dedi.

"İHANET MÜZAKERELERİ GENİŞLİYOR"

Açıklamalarında, Türkiye’nin güvenliği ve ulusal birliği konusunda da uyarılarda bulunan Dervişoğlu, iktidarın yürüttüğü müzakerelere dikkat çekti. Dervişoğlu, “Bir taraftan saray kadıları, bir taraftan İsrail, bir taraftan Barzani, bir taraftan Colani, bir taraftan Bölücüler, bir taraftan Vahabiler... Topunuz gelin, biz buradayız, Cumhuriyet gibi dimdik ayaktayız” şeklinde konuştu.

"TÜRK MİLLETİNİN YANINDAYIZ"

Türk milletinin yanında olduklarını belirten İYİ Parti Genel Başkanı, “Türk milletinin kalbindeyiz. Hepiniz bir, biz ise tek’iz. Türkiye’yi Türksüzleştirmeye çalışanlara, Türk vatanını bölmeye çalışanlara ve Cumhuriyet düşmanlarına karşı her zaman dimdik ayakta olacağız” dedi.

Kaynak: Haber Merkezi