Ayrılıkçı söylemleri ile gündemden düşmeyen Sırp politikacı Milorad Dodik hakkında gözaltı kararı verilmişti. Söylemleri ile Boşnak halkı geçmişe götüren ve savaş günlerini hatırlatan Dodik dur durak bilmiyor. Yaşanan yeni gelişmeleri ve bölgenin sürekli sorunlarını İsmail Öz anlattı…

"YAŞANAN OLAYLAR DEJAVU ETKİSİ YARATIYOR"

Bosna Hersek’te 1992 yılında başlayan savaşta Dayton anlaşması ile ateşkes yapılmıştı. Fakat işlevsiz ve adaletsiz olan bu anlaşma sebebiyle bölgede sular durulmuyor.

“Öncelikle aslında Bosna Hersek'te yaşananların tarihine de bir retrospektif olarak, geriye dönüp bakarak, bugüne getirmemiz de gerekiyor. Çünkü ancak bu şekilde bugün burada yapılmak istenen, yaşanan durumları daha iyi bir yere oturtabiliriz. Bosna’da, Avrupa Birliği'nin her zaman olduğu gibi ikiyüzlülüğünü, riyakarlığını yaşadık geçmiş tarihlerde. Sırplar'ın korunduğu, Müslüman nüfusun, halkın ikinci plana itildiği bir dönem yaşandı. Ve Bosna’da İtalyan askerlerinin, ihmallerinin çokça tartışıldığı Srebrenitsa’da katliam, bir soykırım gerçekleşti. Bu bütün dünyanın gözü önünde, bugün Gazze'deki katliam da elbette dünyanın gözü önünde ve bütün teknoloji imkanlarıyla beraber neredeyse bir canlı yayınla bütün dünya tarafından izlenildi."

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek Temsilciler Meclisi Başkanı Zvizdic'i kabul etti Cumhurbaşkanı Erdoğan, Bosna Hersek Temsilciler Meclisi Başkanı Zvizdic'i kabul etti

"BOSNA HALKININ HUZURA İHTİYACI VAR"

1990’larda da yine Bosna'da yaşananlar aynı şekilde yine televizyon çağında ve hepimizin gördüğü, şahit olduğu, kurşuna dizilmelerin yaşandığı çok ciddi bir katliam ortaya çıktı. Ve bugün Bosna'ya gittiğinizde oradaki insanların üzerinde hala bu travmatolojik hadiselerin varlığını görebilirsiniz. Orada psikolojik olarak çökmüş, çok farklı boyutlarda etkilenmiş insanlarla da hala karşılaşmanız mümkün. Çünkü hala o kuşaklar hayattalar. Sırp kasap Ratko Mladic soykırım gerekçesiyle bir ceza aldı geçtiğimiz günlerde. Avrupa burada belli bir dengeyi en azından yakalama çabasında. Bugün her zamankinden çok daha fazla güvenliğe ihtiyaçları var, huzura ihtiyaçları var Bosna halkının.”

D A Y T O N

“TÜRKİYE HAPŞIRIRSA BİZ ZATÜRRE OLURUZ”

“Dolayısıyla orada Türkiyesiz bir denge, Türkiye'nin olmadığı bir denge zaten hayal edilemez. Türkiye'nin o bölgedeki varlığını askeri olarak barışın sağlanması anlamında kendisini göstermesinden kimse de rahatsız değildir. Dolayısıyla böyle bir bakışın, samimi bir bakış olmayacağı da çok açıktır. Yani bugün orada Sırp lider Vucic bile Türkiye'nin ne kadar önemli bir pozisyonda olduğunu, Sayın Cumhurbaşkanımıza göstermiş olduğu ilgi alakadan da çok net olarak görebiliyoruz. O yüzden Avrupa Birliği kendi huzuru açısından da artık Bosna'da, Sırplar'la, Boşnaklar, Arnavutlar bölgedeki diğer unsurlar, dini, etnik yapılarla ilgili tablonun mutlaka huzura kavuşmasını arzu etmesi gerekiyor. Bugün kendilerine ekstra bir problem çıkaracak bir alanda oluşturmadan bana göre daha huzurlu, daha güvenli bir Bosna İçin bir çaba göstermeleri gerekiyor. Bu açıdan Türkiye'ye mutlaka çok yakın işbirlikleri de geliştirmeleri gerekiyor diye düşünüyorum.” şeklinde sözlerine devam etti.

Alija

"KANTON YÖNETİM ŞEKLİ HUZURSUZLUĞU ŞEREFLİ KILAN BİR YÖNTEM"

Dayton anlaşması ve son günlerde yapılan ihlaller hakkında açıklama yapan İsmail Öz,

“Bazı bölgelerde bununla ilgili çok şey de konuşuyoruz. İşte Lübnan'daki o, dinlere göre görülen ayrılıkçılık gibi. Bunun gibi planların aslında bir demokrasi barındırmadığı, bu tip işlenebileceği bir bölgeyi ya da iç içe geçmiş mahalleleri, böyle çok derin faylara girerek etnik yapıları ayrıştırıcı bir zeminde model yönetip, ondan sonra da bunu bir demokrasi gibi sunmak. Irak'ta da bugün bunun benzer bir model uygulanıyor. Hatta Suriye'yle ilgili de bunun olmaması için de çok fazlaca çaba sarf ediyoruz biz de yorum yapan, köşe yazan, televizyonlarda konuşmalar yapan insanlar olarak.” dedi.

"MİSK ÜÇLÜSÜNÜN KARABAĞ'DAKİ TAVIRLARINI GÖRDÜK"

“Açıkçası bütün bunların demokrasi değil, oradaki çatışmaları körüklediğini hepimiz artık biliyoruz. O yüzden de oradaki toplumun mutlaka bir dejavu etkisiyle yaşananlara dair hafızasında ne var ne yok bunları da hepimiz artık biliyoruz. Biz benzer bir şekilde yine bu MİSK üçlüsünün Karabağ'daki ortaya koyduğu tavırları da gördük. Bu modeller dünyanın mazlum devletlerini, sömürülmek istenen, çatıştırılmak istenen coğrafyalarda çokça başvurulan bir model haline gelmiş. Yani bölüyor, parçalıyor ama arada sanki böyle iyi niyetli bir ara bulucunun pozisyonunu üstleniyor. Birleşmiş Milletler'in de güya şemsiyesi altında ama öbür taraftan bakıyorsunuz ki hiçbir zaman kalıcı bir model, kalıcı bir çözüm üretilmiyor. Orada hep bir diken üstünde durma hali ortaya çıktı değil mi?”

Bosnalı Sırp lider Dodik'e "anayasal düzeni tehdit etmek" suçlamasıyla gözaltı kararı Bosnalı Sırp lider Dodik'e "anayasal düzeni tehdit etmek" suçlamasıyla gözaltı kararı

"DEMOKRASİ DİYE YUTTURULAN MODELLERDEN KURTULMAMIZ LAZIM"

“Bu da artık bizim farkına varmamız gereken bir şey. Güçlendikçe bunun bir demokrasi değil de aslında bir huzur olmasın diye, huzursuzluğu şerefli kılan bu modellemelerden de mutlaka bizim kendimizi kurtarmamız ve Bosna'da olsun, biraz önce bahsedilen bölgelerde olsun, bu demokrasi diye yutturulan modellemelerden de bir an evvel kurtulmamız lazım. Huzur neredeyse o yapıları birliktelik çerçevesi içerisinde, herkesin eşit ve ortak katılımlı bir zeminde olduğu durumlarda kendisini savunabilmesi ve ortaya koyabilmesi lazım. Yani bu ayrıştırmalar öyle anlaşılıyor ki hiçbir zaman o bölgelere huzur getirmedi, bundan sonra da getirmesi mümkün değildir. Gerçekçi bakmak lazım diye düşünüyorum.”

Muhabir: Ali Osman Önder