Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, Portekiz merkezli dergiye verdiği röportajda Türk ceza sistemine ilişkin açıklamalarda bulundu. Yıldırım, röportajda ülkedeki ıslah tesislerini modernize etme ve rehabilitasyon çabalarını iyileştirme vizyonunu anlattı. Yıldırım, ayrıca, cezaevlerindeki aşırı kalabalığın ortaya çıkardığı zorluklara dikkat çekti.
"VİZYONUMUZ İNSAN HAKLARINA SAYGI"
Ülkedeki cezaevlerinin işleyişteki vizyonuna ilişkin soruya yanıt veren Yıldırım, "Vizyonumuz, özgürlüklerinden mahrum bırakılanlar için insan haklarına saygıyı ön planda tutan modern, rehabilitasyon dostu cezaevleri ve denetimli serbestlik birimleri oluşturmaya odaklanıyor. Bunu başarmak için cezaevlerimizin fiziksel altyapısını sürekli olarak iyileştiriyoruz." ifadelerini kullandı.
Cezaevlerindeki kapasite sıkıntısını çözmek için yapılan yeni inşaatların yanı sıra inşa edilen kurumların standartlarını da yükseltmeyi hedeflediklerini belirten Enis Yavuz Yıldırım, "Bu kurumlarda barınan tüm bireylerin benzer hizmetlerden yararlanmasını hedefliyoruz." dedi.
Türkiye'de bulunan cezaevlerinin sayısını paylaşan Yıldırım, 2002'den bu yana yetersiz koşullara ve eski tesislere sahip 396 cezaevi kapatıldığının altını çizerek, yerine 305 yeni ve modern cezaevi yapıldığını aktardı. Yıldırım, 2025'te altı yeni cezaevinin faaliyete geçmesinin ve 2026'nın sonuna kadar 52 yeni kurumun daha açılmasının hedeflendiğini dile getirdi.
"ÖZEL HAYATA SAYGILI KOŞULLAR BENİMSENDİ"
Yeni tip cezaevlerindeki olanakları ve mahkumların hayat standartlarının çıktıktan sonra da yükseltilmesi gerektiğini kaydeden Yıldırım, şu ifadeleri kullandı;
"Yeni kurumlarımızda yurt temelli model terk edilerek, insan onuruna ve özel hayata saygılı barınma koşulları sağlayan oda sistemi benimsenmiştir. Özellikle Ankara, İstanbul ve İzmir olmak üzere büyük şehirlerde 22 kampüs tipi cezaevi inşa edilmiştir. Bu kampüslerde kapalı ve açık cezaevleri ile kütüphane, cami, okul, hastane ve kreş gibi eğitim, sağlık ve sosyal aktivite alanları gibi çok sayıda tesis bulunmaktadır.
Eğitim ve kültürel gelişim alanlarında da önemli adımlar attık. Milli Eğitim Bakanlığı ve Kültür ve Turizm Bakanlığı ile imzalanan iş birliği protokolleri aracılığıyla, hükümlülerin eğitime ve kültürel gelişime erişimini artırdık. Bu girişimin bir parçası olarak, sekiz Adalet Halk Kütüphanesi'nin yanı sıra 49 Adalet Mesleki Eğitim Merkezi ve altı Çok Programlı Anadolu Lisesi kuruldu.
Bu eğitim ve kütüphane projeleri sayesinde, tutuklu bireyler mesleki beceriler geliştirebilir ve sertifikalar kazanabilir, böylece serbest bırakıldıktan sonra istihdam beklentilerini iyileştirebilir. Ayrıca, gözaltındaki genç bireylerin eğitimlerine kesintisiz devam etmelerini sağlayarak topluma yeniden entegrasyonlarını hızlandırırlar."
Cezaevlerindeki rehabilitasyon programlarının kişileri tekrar topluma kazandırmak için mesleki gelişim ve psikososyal destek odaklı olduğunu belirten Enis Yavuz Yıldırım, "Milli Eğitim Bakanlığı ile ortaklaşa yürütülen “Eğitim ve Öğretim İş Birliği Protokolü” eğitim olanaklarını önemli ölçüde genişletti. Mesleki eğitim merkezlerimizde, tutuklu bireyler lise diplomaları ve kalfalık ve zanaatkarlık gibi sertifikalar alabiliyor. Bugüne kadar 8.180 kişi bu sertifikaları aldı ve bu sertifikalar, serbest bırakıldıktan sonra iş bulmalarına veya kendi işlerini kurmalarına olanak sağladı." diye konuştu.
20 PROJE ARASINDA BİRİNCİ
20 proje arasında birincilik ödülünü kazanan BİPES projesinin detaylarını paylaşan Yıldırım, "Bireysel Personel Eğitim Sistemi, kısaca BİPES'tir. Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü tarafından Ulusal Yargı Ağı Projesi (UYAP) yazılımı çerçevesinde geliştirilen bu sistem, eğitim faaliyetlerinin standartlaştırılmış, şeffaf, iş birlikçi ve planlı bir şekilde yürütülmesini amaçlamaktadır. Kamu kaynaklarının etkin kullanımını sağlar ve eğitim kalitesini artırır. Bu prestijli ödül, projemizin uluslararası düzeyde tanınması ve kamu sektöründe yenilikçi çözümler sunma yeteneğimizin bir göstergesidir." dedi.
JT: Cezaevlerinin kapasite artışı açısından bakıldığında, Türkiye'nin cezaevi nüfus oranı Avrupa Konseyi'nin SPACE I 2023 raporunda tüm ülkeler arasında en yüksek seviyede.
HAPİS CEZASININ ALTERNATİFİ NEDİR?
Hapis cezasına alternatif modelin ne olduğu sorusuna yanıt veren Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürü Yıldırım, "Türkiye'de yaklaşık 20 yıldır denetimli serbestlik sistemi kapsamında toplum hizmeti, uyuşturucu rehabilitasyonu, elektronik yöntemlerle toplum içinde hükümlülerin gözetimi ve izlenmesi gibi hapis cezasına alternatif adli kontrol tedbirleri uygulanmaktadır. Şu anda hapis cezasına alternatif olarak biyometrik imza sistemleriyle izleme gibi elektronik izlemenin kapsamını genişletmek için yeni yöntemler araştırıyoruz." ifadelerini kullandı.
"GÜVENLİK ÖNLEMLERİNE KATKI SAĞLIYOR"
Yıldırım, teknolojinin günümüz cezaevlerindeki katkısının altını çizerek, “Dijital Rehabilitasyon” temalı konferansımız, dijital teknolojilerin rehabilitasyon süreçlerine entegrasyonu konusunda önemli uzmanları bir araya getirdi. Bu etkinlik aracılığıyla, modern ceza infaz uygulamalarını desteklemek için somut adımlar atıyoruz." diye konuştu.
Yıldırım, teknolojinin katkılarını şu sözlerle anlattı;
Ceza infaz kurumlarında dijital teknolojilerin kullanımının, rehabilitasyonun ötesinde, gelişmiş güvenlik ve personel iş yükünün azaltılması gibi önemli faydalar sağladığına dikkati çeken Enis Yavuz Yıldırım, Cezaevlerimizde güvenlik en üst düzeyde tutulmaya devam ederken, teknolojik gelişmeler hem iç hem de dış güvenlik süreçlerinin daha etkili yönetilmesine olanak sağlıyor. Örneğin, “Akıllı Teknolojilerin Ceza İnfaz Kurumlarına Entegrasyonu – ACEP Projesi” kapsamında, hükümlüler artık aileleriyle görüntülü görüşebiliyor, kantinlerden online alışveriş yapabiliyor ve E-Doktor uygulamasıyla sağlık hizmetlerine hızlı bir şekilde erişebiliyor. Bu tür girişimler, hükümlüler için iyileşme sürecini kolaylaştıran adımlar arasında yer alıyor.
"YABANCI DİL ENGELİNİ AŞIYORUZ"
Eş Zamanlı Çeviri Cihazı projesine ilişkin detayları da paylaşan Enis Yavuz Yıldırım, "Cezaevindeki yabancı uyruklu bireyler için dil engellerini aşmak amacıyla Eş Zamanlı Çeviri Cihazı projesi geliştirdik. Dijital çeviri cihazları aracılığıyla çok dilli çeviri sağlanarak iletişim engelleri ortadan kaldırılıyor ve daha kapsayıcı bir ortam oluşuyor" dedi.
2025'TE ICPA YILLIK KONFERANSI'NA EV SAHİPLİĞİ
Türkiye'nin 2025'te ICPA Yıllık Konferansı'na ev sahipliği yapacağının altını çizen Yıldırım, dünya çapındaki uzmanlar, politika yapıcılar ve uygulayıcılar arasındaki diyaloğu desteklemekten onur duyduklarını belirtti.
CEZAEVLERİNİN GELECEĞİ NE OLACAK?
"Türk cezaevi sisteminin geleceği için genel beklentileriniz ve stratejik öncelikleriniz nelerdir?" sorusuna cevap veren Yıldırım, denetimli serbestlik sisteminin, Türk ceza infaz sisteminin geleceği olarak görüldüğünü belirtti. Yıldırım, sözlerine şu ifadelerle devam etti;
Şu anda geleneksel elektronik izleme yoluyla yönetilen bu çalışmayı, herhangi bir donanım gerektirmeyen ve hükümlü kişilerin mobil cihazlarındaki biyometrik imzalar aracılığıyla izlenmesini sağlayan bir yazılım çözümü olan BIOSIS adını verdiğimiz benzersiz bir teknoloji projesiyle kısa sürede önemli ölçüde genişletmeyi hedefliyoruz. Ayrıca, teknolojinin gelecekte bu alanda nasıl ek faydalar sunabileceğini yakından izliyoruz.