Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) Saraçhane’deki merkez binasında düzenlediği basın toplantısında, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında yürütülen yargı süreçlerine, belediye yönetimine ve kamuya yönelik adli uygulamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Özel, 2019 yerel seçimlerine atıfta bulunarak, İBB Başkanlığı seçimlerinin iptal edilmesinin ardından 806 bin farkla tekrar kazanıldığını hatırlattı. Bu sürecin demokratik meşruiyeti pekiştirdiğini belirten Özel, İmamoğlu hakkında sürdürülen adli süreçlerin siyasi olduğunu öne sürdü.
“İstanbulluların kendi iradeleriyle seçtiği bir belediye başkanı görev başındadır” diyen Özel, belediyeye yönelik açılan soruşturmalarda kullanılan gizli tanık beyanlarının hukuki zeminden uzak olduğunu savundu. Geçmişte “meşe, ladin, çınar” kod adlarıyla ifade veren tanıkların yerini bu kez “Doğan, Şahin, Kartal” isimli tanıkların aldığını belirten Özel, bu ifadelerin güvenilirliğine ilişkin kamuoyunda ciddi soru işaretleri doğduğunu dile getirdi.
CHP lideri, bu soruşturmaların asıl hedefinin İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin kurumsal işleyişini sekteye uğratmak olduğunu ifade ederek, “İBB, sadece kişilere bağlı olarak çalışan bir kurum değildir. Liyakat esasına göre oluşturulan kadrolar tarafından yönetilmektedir. Bir kişi görevden alınsa da yerine gelen nitelikli kadrolarla hizmet devam eder” dedi.
MURAT ONGUN'UN EŞİNİN GÖZALTINA ALINMASI
CHP Genel Başkanı Özel, İBB Medya AŞ Başkanı Murat Ongun’un eşinin İBB'ye yönelik ikinci dalga operasyonunda gözaltına alınması hakkında da değerlendirmelerde bulundu. Aile bireylerinin siyasi süreçlerde hedef alınmasının kabul edilemeyeceğini belirten Özel, bu durumu “ahlaki olmayan bir yöntem” olarak ifade etti.
“Bir kişinin görevi, ünvanı veya siyasi pozisyonu yargılanabilir; ancak onun ailesinin, çocuklarının, eşinin bu süreçlerde hedef alınması toplumsal vicdanı yaralayan bir tutumdur” ifadelerini kullanan Özel, hükümeti bu tür uygulamaların hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmadığı yönünde uyardı.
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) yönetimine de seslenen Özel, Türk örf ve adetlerinde “savaşta dahi aileye dokunulmaması” ilkesinin bulunduğunu anımsatarak, "Bizim evladımızın da, eşlerimizin de, içerideki arkadaşlarımızın da güvencesi Anadolu'daki insanların ahlakıdır. Bu ahlaktan nasibini almayanlara söyleyecek sözümüz vardır ama yine de ne evladından ne eşinden alınacağımız intikamımız yoktur. Biz, bizim örfümüzde bu yok. Bilmiyorum Milliyetçi Hareket Partililerin örfünde var mı? Buna göz yumuyorlar. Onların örfünde var mı bir sorgulasınlar. AK Parti'yi yöneten kadroların örfü mörfü evde bıraktığı belli. Zaten geçmişten de FETÖ'cülerin onlara ve bize, sonra da darbeden sonra onların, FETÖ'cülerin kundaktaki bebeğine ne yaptığı da belli." ifadelerini kullandı.
"BİZ BU BİNADAN ÇIKARSAK TÜRKİYE'Yİ YÖNETİRİZ"
Saraçhane'deki İBB binasından Türkiye'yi yönetmek için gidebileceklerini söyleyen Özel, "Biz bu binadan İstanbul'u en iyi şekilde yönetiriz. Bu binadan çıkarsak yerimizi kendimiz kadar güvendiğimiz insanlara bırakırız, Türkiye'yi yönetmeye gideriz arkadaşlar. Biz bu binadan çıkarsak Türkiye'yi yönetmeye gideriz. Tayyip Erdoğan'ın da kahrı bu. Bu kahrı daha çok çekecek. Daha çok çekmek istemiyorsa sandığı önümüze getirecek. Millet kararını verecek." dedi.
BAŞAKŞEHİR'DE DÜZENLENECEK MİTİNG
CHP Genel Başkanı Özgür Özel, konuşmasının devamında Kanal İstanbul projesine yönelik eleştirilerini yineledi. Söz konusu projenin İstanbul’un doğal yapısını ve su kaynaklarını tehdit ettiğini belirten Özel, projenin kamu yararı taşımadığını savundu.
Bu çerçevede, “İmamoğlu’na özgürlük” temasıyla Kanal İstanbul güzergâhında yer alan Başakşehir’de bir miting düzenleyeceklerini açıklayan Özel şu ifadeleri kullandı:
"Yarın da Kanal İstanbul'u konuşmak üzere hep birlikte çarşamba 20.30 gece mitinginde hep birlikte buluşacağız. Ne diyorlardı? "AK Parti Kanal İstanbul'dan vazgeçti." Dün yayınladık videoyu. Pata pata pata pata pata İstanbul'un üstünde uçuyor. Efendim şu köprü 800 metre, bu köprü 600 metre, bu böyle, kanal buradan girecek, buradan çıkacak. Bizimki de bakıyor Katarlılara hangisini daha versem diye. Yarın Başakşehir'de 20.30'da hep birlikte hem Kanal İstanbul'u hem de bu operasyonların esas niyetini bir kez daha ifşa edeceğimiz, aynı zamanda Ekrem Başkanımıza, belediye başkanlarımıza, tutuklu meclis üyelerimize, tutuklu bürokratlarımıza sahip çıkacağımız mitingimize hepinizi bekliyoruz arkadaşlar."
"ERDOĞAN'IN DA KATILDIĞI PROGRAMLARDA BANT KULLANILIYOR"
Basın mensuplarının soruları üzerine Özgür Özel, Devlet Bahçeli'nin gündeme getirdiği “kamera bantlama” ve “güvenlik bandı” uygulamaları hakkında da açıklamalarda bulundu. Bu tür uygulamaların, devlet protokolleri çerçevesinde güvenlik ekiplerince alınan rutin tedbirler olduğunu belirten Özel, söz konusu önlemlerin kriminalleştirilmesinin yanlış olduğunu ifade etti.
Özel, benzer uygulamaların Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katıldığı programlarda da gerçekleştirildiğini belirterek şunları söyledi:
"Devlet Bey'e şunu söyleyeyim. Çok, kıymetli devlet deneyimi olan kişiler var kadrosunda. Birazcık bu koruma meselelerini bilen arkadaşlara sorsunlar. Mesela Devlet Bey şunu sorsun veya şunu söylesin. Aynı bantlama işlemlerini Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ekibi yapıyor. Daha en son 7 Mart'ta Avrasya Merkezi'nde, Avrasya Toplantı Merkezi'nde, Gösteri Merkezi'nde iftar programına geldi. İstirahat edeceği katın bütün kameraları bantlandı ve iftar yaptığı yerin bütün kameraları bantlandı. Bize geldiklerinde "Bantlama mı yapalım?" Dedi ki: "Gelin cihazın başına geçin. İster durdurun, ister oynatın, ister silin. Biz, cumhurbaşkanlığı koruma ekibi ne istiyorsa onu yapsın." dedik. Cihazın başına oturtturdu. Şimdi bir iftar programını bantlamak gerekiyorsa, bugünkü cumhurbaşkanı onu yapıyorsa, yarınki cumhurbaşkanının koruma ekibinin aldığı eğitim gereği yaptığı bu standart tedbiri nasıl kriminalize edebilirsiniz? Ben de yemek yerken ilk başta tabii yeniyiz, acemiyiz.
"EKREM BEY'LE GÖRÜŞEN HERKESİ ŞU ANDA HAİN İLAN EDEN BİR MEDYA VAR"
Daha önce koruma kararı defalarca alınmasına rağmen reddetmişim. Şimdi zorunlu korumadayız. Çorbayı içerken bakıyorum karşıda kamera bantlı. "Bu niye bantlı?" diyorum. "Öyle olması gerekiyor efendim." diyor. "Buradan" diyor, "olmadık bir görüntü çıkar ortaya. Üstüne bir şey dökersin, bilmem ne. Sosyal medya... Bizim görevimiz sizin itibarınızı da korumak." diyor. Dedim peki. Aldıkları eğitimin gereği o, görevlerinin gereği o. Erdoğan yürürken takıldı, düştü. O görüntüyü servis edilsin istemiyor. O ekibin de görevi o. Veya Ekrem Bey gitti görüşme yaptı. Bugün şunu düşünün arkadaşlar, Türkiye'de Ekrem Bey'le görüşen herkesi şu anda hain ilan eden bir medya var.
Bakın bugün, bu Akın Gürlek'in iddialarını yayınladığı bir site var. Şimdi reklamını ben yapmayayım. Her türlü rezil iddiayı önden oraya koydukları bir site var. Söyleyip de reytingini arttırmayayım, hepiniz biliyorsunuz. Bakın Erdoğan, eskiden Erdoğan'la görüşüp İmamoğlu'yla görüşen ne kadar iş adamı, siyasetçi varsa onlara "Hain, hain! Bu da hain, hainlik yapıyor." diyor. E bu şartta kapanır tabii. Sen devleti devlet gibi yönetmiyorsun ki, suç örgütü gibi yönetiyorsun. Bugünkü cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan jammer kullanıyorsa o ihtiyaçtan jammer kullanıyoruz. Hangi ihtiyaçtan kamera bantlatıyorsa biz de o ihtiyaçtan kamera bantlatıyoruz. Mevcut cumhurbaşkanı hangi ihtiyaçtan bunları yapıyorsa aynı ihtiyaçtan bir sonraki cumhurbaşkanı uyguluyoruz. Var mı diyeceğiniz?
Millet karar verecek. Ha, millet bir sonraki cumhurbaşkanının kim olacağına sandıkta karar verecek. Karar vermezse... Patron millettir. Biz milletin bizi seçeceğine inanıyoruz. İşin kötüsü onlar da milletin bizi seçeceğine inanıyorlar. O yüzden her türlü çirkefi, çamuru, kumpası kuruyorlar. Çirkefi, çamuru yapıyorlar, kumpas kuruyorlar."
"A, B, C, Z PLANIMIZ EKREM İMAMOĞLU’NUN CUMHURBAŞKANLIĞI ADAYLIĞIDIR"
Konuşmasının sonunda cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmalarına da değinen CHP Genel Başkanı, Ekrem İmamoğlu’nun adaylık ihtimaline ilişkin net bir tutum sergileyerek, “A, B, C, Z planımız Ekrem İmamoğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığıdır” ifadelerini kullanarak şunları söyledi:
"Öncelikle şöyle: iki tane çocuk Mimar Sinan'ın yaptığı caminin direği, minaresine eğri demiş. Mimar Sinan iki minare boyu halat istemiş, saatlerce çektirmiş çocuklar "Tamam düzeldi." diyene kadar. Onun için teşekkür ederim. 2 saat 10 dakikalık bir konuşmada defalarca şunu söyledik, bir: A, B, C, Z planımız Ekrem İmamoğlu'nun cumhurbaşkanlığı adaylığıdır, nokta. İki: bu vakitten sonra değil ben, Ekrem İmamoğlu bile cumhurbaşkanlığı adaylığından vazgeçemez. Çünkü arkasında 15,5 milyon kişinin iradesi var. İmamoğlu artık ne benim ne Özgür Başkan'ın ne CHP'lilerin, Türkiye'nin adayıdır. Kendi vazgeçemez.
Defalarca bu konuşulmasına rağmen soru şu: Gün geldi aday olamadı ne olur? Eğer aday etmezlerse %70'le seçim kazanılır, çıkardığımız milletvekili sayısı 400 olur, anayasayı değiştirecek. Hemen anayasa değiştirecek gücümüz olur. O durumda da hem Ekrem İmamoğlu dışarı çıkar hem de hızla anayasa değişir. İcranın başı cumhurbaşkanı olmaktan çıkar, başbakan olur. Ekrem İmamoğlu da başbakan olur. Ekrem İmamoğlu hükümetin başına adayımızdır. Bugünkü adı cumhurbaşkanı adayımızdır. Güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçtiğimiz an başbakan adayımızdır. Bakanlarıyla bu ülkeyi yönetecek. Ekrem İmamoğlu dışında bir cumhurbaşkanı adayımız yoktur. Ancak yarın öbür gün Ekrem İmamoğlu geldi, aday oldu, cumhurbaşkanı seçildi. Zaten kendisi de güçlendirilmiş parlamenter sisteme dönecek. İcra yetkileri başbakana geçince başbakan olur. O zaman tarafsız cumhurbaşkanı olur. Bu süreçte Ekrem İmamoğlu'na en ciddi katkıları kim sağladıysa milletin gönlündeki yeriyle de bir tane de tarafsız cumhurbaşkanı...
Kim olur cumhurbaşkanı? Örneğin bu süreci bugüne kadar iyi götüren kişi Mansur Bey bundan sonra da devam ederse belki tarafsız cumhurbaşkanı olur. Bu başka bir şey ama devletin başı, icrası başı neresiyse oraya adayımız Ekrem İmamoğlu'dur. Bunu 100 kere söyledik. Dünkü yayını da izleyenler var ama mesela CNN'deki kıymetli montajcı kardeşim 2 saat 10 dakika boyunca olan yayından kendisine demişler ki: "Burayı koy." Oradan güya ikilik çıkaracak. Yani düşün ki, düşün ki 2 saat 10 dakikada 10 kere "A, B, C planımız İmamoğlu'dur, adayımız İmamoğlu'dur, o bile vazgeçemez adaylıktan."