Şimdi size bir tatil hikâyesi anlatacağım ama öyle huzurlu, kafa dinlemelik bir hikâye değil bu. Sapanca’da yaşanmış. Bayram öncesi bir aile bungalov kiralıyor. Manzarası güzel, havası temiz. Doğa içinde baş başa bir tatil hayali kuruyorlar. Ne bilsinler ki o odada sadece kendileri yok...
Yatak odasında, jakuzi bölümünde bir ampul dikkatlerini çekiyor. Şüphelenip bakıyorlar ki… Meğer o ampulün içine gizli kamera yerleştirilmiş! Yanlış duymadınız. Lamba süsü verilmiş, ama içinden bakan gözler var. Aile soluğu emniyette alıyor. Polis geliyor, işletmeyi mühürlüyor. İki kişi tutuklanıyor. Allah’tan olay ortaya çıkıyor da herkes cezasını buluyor.
Ama mesele şu ki, bu sadece bir olay değil. Bu bir uyarı. Bu hepimize “Aman dikkat!” diyor. Çünkü bu devirde sadece kapıyı kilitlemek yetmiyor. Göz var mı, kulak var mı diye de bakmak gerekiyor.
Eskiden insanlar tatile gidince “Odada klima var mı?” diye sorardı. Şimdi “Gizli kamera var mı?” diye düşünmeye başladık. Çünkü böyle haberleri okudukça paranoya başlıyor. Prizin içine mi bakayım, aynaya mı dokunayım, lambaya mı şüpheyle bakayım? Tatil değil, gerilim filmi.
İnsan gerçekten soruyor kendi kendine: Bu kadar mı düştü insanların vicdanı? Bu kadar mı kolaylaştı özel hayatı delik deşik etmek? Kimin neyi izleyeceğine kim karar veriyor? Yarın çocuklarımız böyle bir ortamda büyüyecek diye ödümüz kopuyor.
Peki ne yapmalısın? Odaya girdin diyelim, şöyle bir bak etrafa. Lamba, priz, duman dedektörü, ayna… “Bu da ne böyle?” dedirten bir şey varsa üstünde dur. Ampulün içine gizlenmiş kamerayı kim düşünürdü? Artık düşüneceğiz. Şüpheli bulduğun yere telefonunla ışık tut, aynaya elini koy, saatin arkasına bir göz at. Bu işler göz kararı olmuyor bazen, küçük detaylar çok şey anlatıyor.
Artık bazı uygulamalar da var; bulunduğun yerde gizli kamera sinyali tarayan, Wi-Fi ağına bağlı farklı cihazları gösteren programlar… İndiriver telefona. Kısacası, "ben anlamam bu işlerden" demeyeceğiz. Herkes kendi güvenliğini biraz da olsa sağlayabilir. Tatil güzel şey ama huzur olmadan neye yarar?
Ve en önemlisi şu: Eğer başına böyle bir şey gelirse susma. Kimseye “ayıp olur” diye çekinme. Bu tür şeyleri paylaş ki başkaları da aynı tuzağa düşmesin. Mahremiyet dediğimiz şey, kimsenin sana hediye etmediği bir hak. Kendi hakkını koruyacaksın. Sessizlik, bu çirkinliğe alan açar. Konuş ki görünür olsun, konuş ki utanması gerekenler utansın.
Özetle, bu olay bize bir şey gösterdi: Artık tatil yaparken sadece manzaraya değil, tavana da bakacağız. Çünkü bazı ışıklar sadece aydınlatmıyor; gözetliyor, kaydediyor, insanı utandırıyor.
İşte bu yüzden, hep birlikte dikkatli olacağız. Hem kendimiz için, hem de başkaları bu duruma düşmesin diye...