Veda hutbesinde, Türk Milli Kültüründe, B.M.insan hakları evrensel bildirgesinde ve Avrupa insan hakları sözleşmesinde sapıklık ve sapkınlık hakkı, LGBT hakkı, eşcinsel evlilik hakkı, ahlak ve toplumların temelini oluşturan aile kuram ve kurumunu dinamitleme hakkı bulunmamaktadır.

Dünyada böyle bir durum söz konusu değildir.

Ahlak ve aile kuramı, bilindiği gibi bu dünyada bireyi, halkları ve milletleri diri ve ayakta tutan, bilinç ve şuurunu öz benliğinde tutan, dejenerasyon ve çürümeyi engelleyen, aynı zamanda şeytan ve zalime başkaldıran, esaret ve köleliğe tarih boyunca boyun eğmemeyi sağlayan haysiyet ve varoluş abidesidir.

İslam inanç ve medeniyeti ile Kutsi yaşam felsemize göre ahlak; (İman, akıl ve ahlak) medeni ve Kutsi yaşam tarzımızın, maziden atiye ve genel-geçer tek evrensel değerlerin üç temel direklerinden biridir. Bizim yaşam formumuza göre ahlak anlayışımızın temeli, İslam inancımızdan gelmektedir. İslamsız ahlak sonsuz akıl, bilinç ve ruhtan yoksundur. Boş çuvalı ayakta tutmak için çabalamaya benzer.

Yani ahlak ve aile Allah'ın emri, Peygamberimizin kavlidir.

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal'e göre, Cumhuriyet temeli ahlak ve kültür olan bir ülküdür. Yine Gazi Paşa’ya göre, aile Milletimizin en büyük güç ve başarı kaynağı olup, erkek ve kadından oluşur.

Yani bizim medeniyet ve kültürümüze göre bireyimizin, halklarımızın ve Milletlerimizin her alanda başarı, güç ve ilerleme kaynağı, ruh ve mana kökü ahlak ve aile kuramlarıdır. Bu çelikleşmiş realiteyi ezelden ebede hiç bir güç, fitne kaynağı, emperyalist ve şeytan ocağı değiştiremeyecektir.

Şems’i Tebrizi’ye göre umut Allah'tan, umutsuzluk ise şeytandandır.

Şimdi küresel soykırımcıların LGBT oyununa gelen ve kapılan, emperyalizm ile şeytanın kıskacındaki mutsuz ve umutsuz kavmin akıl donduran fecaat ve skandallarından birkaç örnek vereyim.

Mutsuz ve umutsuz kavmin sözümona partisinin genel başkan yardımcılarından biri, LGBT’nin bir insan hakları meselesi olduğunu belirtti.

Mutsuz ve umutsuz kavmin söz konusu partisinin çeşitli kadroları, küreselcilerin fonladığı  sapık ve sapkınlarla el ele ve kol kola girdiler; çeşitli yerel yönetimleri ve belediye başkanlıkları sapkın gruplarla işbirliği ve çalışma alanları oluşturdular, toplumsal cinsiyetsizleştirme projeleri gerçekleştirdiler hatta bazı belediyelerde eşitlik ve toplumsal adalet daire başkanları çatısı altında ahlak, aile, medeniyet ve Millet düşmanı; Cumhuriyet, demokrasi, insan hakları, özgürlükler, Atatürkçülük kavram ve kuramlarının dibini oyan, dinamitleyen azmış ve sapkınlara, Lutilere alan açtılar ve hayat öpücüğü verdiler.

Mutsuz ve umutsuz kavmin sözümona partisinin Ege Bölgesi'nin en büyük şehirlerinden birisinin eski büyükşehir belediye başkanı, onlar için daire başkanlığı kurduklarını ve LGBT’cilere kapılarının ardına kadar açık olduğunu ifade etti.

Öte yandan Marmara Bölgesi'nin en önemli şehirlerinden birisinin, bir merkez ilçesi tarafından düzenlenen 23 Nisan Ulusal Egemenlik Çocuk Bayramı etkinliğinde Milletin, 

ailelerin, küçücük çocukların gözü önünde arsızca ve sapkınca; Cumhuriyet, egemenlik, çocuk bayramı, Atatürkçülük, Milli irade, aile, ahlak ve sofistike didaktik kutlamaların ruhuna son derece aykırı bir şekilde yarı çıplak bir kadınla bir erkek tarafından boru dansı yapıldı.

Ayrıca geçtiğimiz yıllarda, bir kısım ilk ve ortaöğretim okullarında, çeşitli Milli bayram kutlamaları ile 10 Kasım'da Atatürk'ü anma programlarında, beyni çekilmiş öğretmenler tarafından, akla, mantığa, bilime, inanca ve Türk Milli Kültürüne; Cumhuriyete, Atatürkçülüğe ve insan hakları ile çocuk haklarına aleni aykırı bir şekilde Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Paşa'nın büstü karşısında küçücük çocuklara secde ettirildiğini biliyoruz ve hatırlıyoruz. Akıl ve kan dondurucu değil mi?

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, Cumhuriyet, demokrasi, Atatürkçülük ahlak ve aile kuramlarının dibini oymak mıdır, sapkınlara alan açmak mıdır, birey/aile/Milleti çürütmeye çalışanlara yol yapmak mıdır, toplumu cinsiyetsizleştirmek için çırpınmak mıdır, çocukların ve ailelerin önünde boru dansı yaparak kutlama yapmak mıdır?

Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Paşa, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramını çocuklara, boru dansı yapmak için mi armağan etti?

Beyin çapınız, ufkunuz, derinliğiniz, vizyonunuz, misyonunuz, kültürünüz, medeniyetiniz, inancınız, çağdaşlığınız, entelektüel kapasiteniz bu kadar mı?

Çok yazık!

Hazin!

Ancak, yukarıda açıkladığım tüm hususların ışığında ve sonucunda umutsuzluk ve karamsarlık bize düşmez.

İnanç, ahlak, akıl ve bilim ışığında bizim işimiz; mutsuzluk, umutsuzluk ve karamsarlık değildir.

Bizim işimiz iman, ahlak ile akıl ve bilimin ışığında çalışmak, umutlu olmak, sabırlı olmak ve son nefesimize kadar mücadeleye devam etmektir.

Dünyada sömürgeci, işgalci ve istilacı, küresel soykırımcıların; siyonist, emperyalist ve kapitalistlerin; tek dünya imparatorluğu kurmak isteyenlerin, çok kutuplu uluslararası sistemin (Yeni Dünya Düzeninin) kurulması sonucunda, kaybetmeleri ve yenilmeleriyle birlikte içimizdeki mandacı ve himayeciler; Kutsiyetimiz, aile, ahlak, Millet, Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı LGBT ve sapkın seviciler, mutlu ve umutlu olması yasaklanmış, yalana tapan lanetlenmiş kavim buharlaşacak, gökyüzüne yükseleceklerdir.

Vakti ve saati geldiğinde Hak, Nur, barış, demokrasi, adalet, gönenç, terakki ve sofistike aydınlık tüm dünyaya ve gönüllere yayılacaktır.

Bu dünyada kuru kuru yaşayan, boş boş nefes alan; maddiyata, şeytana ve yalana tapanlar ile bebekler ve çocukları katleden, insanlığı soykırıma uğratan zalimler hariç!  

Saygı ve selamlarımla…