Kızıldeniz'de Türkiye'nin üstünlüğüne ve politik gelişmelere dair ayrıntılar merak edilenler uzmanlar tarafından değerlendirildi.

Özellikle Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Mısır ziyaretine değinen Bardakçı, Avrupa devletleri ve ABD'nin de gözünün bu ziyarette olduğunu hatırlattı. Adeta tüm dünyanın Türkiye kapısına ihtiyacı olduğunun altını çizen Bardakçı, bu minvalde Türkiye'nin dünyanın acil kriz kapısı olacağını hatırlattı.

Yemen'deki Husilerin, 2018 yılının sonlarından beri Kızıldeniz hattından geçen gemilere yönelik saldırılarını artırdığını belirten Bardakçı, Japon araştırmacıların yayınladığı rapora göre, Husilerin saldırılarının gıda krizini tetiklediğini söyledi. Gıda krizlerinin artmasıyla birlikte en kısa yolun Türkiye olduğu vurgulandı. Türkiye'nin Asya ve Avrupa devletlerinin ortak kapısı olması, Avrupa devletleri ve ABD içinde hareketlenmeye neden oldu.

Mısır diplomasi trafiğine de değinen Bardakçı, Türkiye-Mısır ilişkilerinin son yıllarda sınırlı seviyede ilerlediğini ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ziyaretinin iki ülke arasında ikili ekonomik ilişkiler açısından yeni rekorların gelmesini sağlayabileceğini ifade etti. Ayrıca, Mısır'ın Ortadoğu coğrafyasında önemli bir faktör olduğunu ve Mısır ile iyi ilişkiler geliştirmenin Ortadoğu'da kabul edilebilirlik açısından önemli olduğunu belirtti. Türkiye'nin Akdeniz'deki enerji sahası krizine ilişkin ilişkilerini geliştirmesi, Kızıldeniz üzerindeki rolünü daha da güçlendireceğine dikkat çekti.

Gıda kriziyle birlikte su krizinin de yeniden gündeme geleceğini ifade eden Bardakçı, dünya genelindeki gıda krizinin yanı sıra su krizinin de büyük bir sorun olduğunu vurguladı. Özellikle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) tarafından yapılan rapora göre, dünyada 1 milyara yakın nüfusun açlıkla mücadele ettiğini ve bu oranın artmasının beklendiğini belirtti. Bu durumun sadece gıda krizini değil, aynı zamanda su kıtlığını da getirdiğine işaret etti.

Avrupa devletlerinin Türkiye ile ilişkilerini olumlu yönde arttırması gerektiğini belirten Bardakçı, Türkiye'nin jeopolitik konumu gereği Avrupa'nın sürekli olarak Türkiye'ye bağımlı olduğunu ifade etti. Bu nedenle, Türkiye'nin komşularıyla iyi ilişkiler geliştirdiği sürece Avrupa ülkelerinin Türkiye'yi bir müttefik olarak görmekten vazgeçmeyeceğini söyledi.

Bu gelişmeler ışığında, 2024 yılında Türkiye'nin dünya siyasetindeki söz sahipliğinin artması bekleniyor. Siyasi diplomasinin yanı sıra enerji ve ulaşım ağlarında da Türkiye'nin dünyadaki dengeleri değiştirecek bir rol oynayacağı ifade ediliyor.