ABD Enerji Bakanı Chris Wright, cuma günü yaptığı açıklamad, Amerika Birleşik Devletleri’nin İran üzerindeki baskıyı artırabileceğini ve Tahran’ın nükleer programına karşı baskı planı kapsamında İran’ın petrol ihracatını durdurabileceğini söyledi.
İlk döneminde ABD’yi 2015 yılında İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çeken ve İran’ın petrol ihracatını sınırlandıran Başkan Donald Trump’ın Ocak ayında Beyaz Saray’a geri dönmesi, Orta Doğu’daki bu güce karşı daha sert bir yaklaşımın yeniden gündeme gelmesine neden oldu.
Wright, Abu Dabi’ye yaptığı ziyaret sırasında Reuters’a verdiği demeçte, ABD’nin Körfez müttefiklerinin nükleer silah sahibi bir İran konusunda son derece endişeli olduklarını ve bu durumun kimsenin çıkarına olmayacağı konusunda ABD ile aynı kararlılığı paylaştıklarını düşündüğünü ifade etti.
ABD'NİN İRAN'IN PETROL İHRACATINA YÖNELİK BAKIŞI
Trump’ın ardından başkan olan Joe Biden döneminde İran’ın petrol ihracatında toparlanma yaşandı ve sektör verilerine göre 2025 yılı itibarıyla bu ihracatta henüz bir düşüş görülmedi. Çin ise, tek taraflı yaptırımlara karşı olduğunu belirterek İran’dan en fazla petrol satın alan ülke konumunda.
“Bu aslında oldukça yapılabilir bir şey. Başkan Trump bunu ilk döneminde başardı” diyen Wright, ABD’nin Tahran’a yönelik azami baskı politikasını nasıl uygulayabileceği sorulduğunda, “İran’dan çıkan gemileri takip edebiliyoruz. Nereye gittiklerini biliyoruz. İran’ın petrol ihracatını durdurabiliriz” şeklinde konuştu.
ABD’nin İran gemilerini denizde durdurup durdurmayacağı sorulduğunda ise Wright, “Bu sürecin nasıl işleyeceği konusunda detay vermeyeceğim ama İran üzerindeki baskıyı yüzde 100 artırabilir miyiz? Evet” yanıtını verdi.
İran ise Cuma günü yaptığı açıklamada, Trump’ın görüşmelerin başarısız olması halinde bombalama tehdidinde bulunmasının ardından, ABD ile Cumartesi günü yapılacak üst düzey nükleer görüşmelere “gerçek bir şans” vereceğini açıkladı.
Wright ayrıca, Trump’ın politikaları doğrultusunda önümüzdeki birkaç yıl içinde petrol talebi ve arzı açısından olumlu bir tablo öngördüğünü ve ekonomik büyümeyle ilgili piyasa endişelerinin yersiz çıkacağını belirtti.
