Bolu'nun Kartalkaya bölgesinde 21 Ocak’ta Grand Kartal Otel’de çıkan ve 36’sı çocuk toplam 78 kişinin ölümüne neden olan yangınla ilgili hazırlanan bilirkişi raporu, soruşturma dosyasına girdi.
18 Mart tarihli, 189 sayfalık raporda uzman akademisyenler, yangının çıkış nedeni, oteldeki eksiklikler, personelin hataları ve denetim görevini yerine getirmeyen bakanlıklarla ilgili kapsamlı tespitlerde bulundu.
Raporda, tahliyelerde herkese eşit davranılmadığı, bazı kişilere öncelik tanındığı HTS kayıtları ve video görüntülerine dayanarak ifade edildi. Bu kapsamda, yönetici ve yakınlarının öncelikli kurtarıldığına dikkat çekildi.
Uyarı Sistemleri Bilerek Çalıştırılmadı Mı?
Raporun dikkat çeken bir diğer bölümü ise yangının herkes tarafından fark edilmemesi için uyarı sistemlerinin devreye sokulmadığı iddiası oldu. Rapora eklenen görüntülerde, tahliye sırasında izdiham yaşanmaması adına belirli kişilerin bireysel olarak kurtarıldığı, bu süreçte dışarıdan gelen siyah bir aracın da varlığına raporda yer verildi. Bu süreçte de resepsiyon görevlilerinin ihmal ve hatalarının olduğu, tahliye kurallarına uyulmaması sonucu yangının sonuçlarının ağırlaştırdığı ifade edildi.
10 Dakikalık Hayati Süre Kullanılamadı
Bilirkişiler, dumanın katlara yayılma süresini hesaplayarak, yangının ilk fark edildiği andan itibaren 7. kata ulaşana dek yaklaşık 10 dakikalık bir zaman dilimi olduğuna dikkat çekti. Asgari güvenlik donanımına sahip bir otelde bu sürede tüm misafirlerin tahliyesinin mümkün olduğu belirtildi.
Grand Kartal Otel faciasına ilişkin hazırlanan bilirkişi raporunda, yaşanan trajedinin öngörülebilir ve basit önlemlerle önlenebilir bir yangın olduğu vurgulandı. Raporda, ihmalleriyle faciaya zemin hazırlayan kurum ve kişiler net şekilde sıralandı.
Peki bilirkişiye göre yangında birinci derecede sorumlu olanlar kimler?
Kültür ve Turizm Bakanlığı yetkilileri, otelin işletme ruhsatını onayladıkları halde, denetim süreçlerinde yetersiz kaldıkları gerekçesiyle doğrudan sorumlu tutuldu.
Bolu İl Özel İdaresi yetkilileri, gerekli kontrolleri zamanında ve etkin biçimde gerçekleştirmediği için yangında birinci derecede etkili olarak gösterildi.
Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğü, denetimleri özensiz ve yetersiz yaptığı, eksiklikleri ise gerektiği şekilde işletmediği gerekçesiyle ciddi sorumluluk altında.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı yetkilileri de denetim görevlerini ihmal ettikleri gerekçesiyle sorumlular arasında yer aldı.
Otel sahipleri ve yönetim kurulu üyeleri, mevcut eksiklikleri bilerek gidermemeleri ve birden fazla hayati ihmale imza atmaları nedeniyle “birinci derecede asli kusurlu” olarak tanımlandı.
Araştırma Komisyonundaki Diğer Ayrıntılar Neler?
Anadolu Ajansı'nın bildirdiğine göre, TBMM Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Otel Yangınını Araştırma Komisyonu, söz konusu otel yangınını incelemek üzere görevlendirilen bilirkişi heyetini dinledi.
AK Parti Erzurum Milletvekili Selami Altınok başkanlığında toplanan komisyonda, İstanbul Teknik Üniversitesi Grand Kartal Otel Yangını Bilirkişi Heyeti sunum yaptı.
Prof. Dr. Servet İbrahim Timur, heyet adına yaptığı sunumda, bu yangının dünyada 7. büyük otel yangını olduğunu söyledi.
Yangının çıkış zamanı konusunda "acabalarının olmadığını" vurgulayan Timur, yangının başladığı ana ait restoran içindeki kamera görüntülerini paylaştı. Timur, yangının saat 03.17'de otelin 4. katında bulunan restoranın "showroom" diye tabir edilen alanda bulunan grill plate (ızgara) cihazında başladığını ifade etti.
Saat 03.22'de ilk dumanların gözle görülür hale geldiğini, 03.24'te iyice yayıldığını, 03.26'da LPG hattı eridiğinde yangının tamamen termokimyasal özelliğinin değişerek mavileşme ve aniden parlama olduğunu anlatan Timur, "Burada net olarak bir elektriğin aşırı derecede yüklendiğini, elektrik kablosunun en az 290 derecenin üstüne çıktığını ve tanelerin büyüdüğünü görüyoruz ki kesinlikle başlangıç yeri orası. 03.25'i kontrol edilemez noktaya alıyoruz. Artık burada yangını bireysel olarak söndüremezsiniz, teknik donanım gerekir. 8 dakika var, o 8 dakika boyunca kimse de fark etmiyor bunu zaten. 5'inci kattan 6'ya geçişi 6 dakika sürerken 6'dan 7'ye geçmesi yaklaşık 1,5 dakika sürüyor." dedi.
En kritik olanın yangın uyarı sistemi olduğunu dile getiren Timur, "Yangın uyarı sistemi var mıydı, çalışmadı mı? Bizden önce giden kriminal "fire track"i (yangın alarmı paneli) gördüğünü, tamamen yandığını söylüyor. Biz gittiğimizde, gerçekten burada da bir gariplik var, duvardan sökülmüş, biz göremedik. 12 tane kablo geliyor dolayısıyla da 12 katın alarm sistemleri buna bağlı ama çalışıyor muydu, çalışmıyor muydu, teknik olarak faal durumda mıydı bilmiyoruz ama çalışmadığını biliyoruz." diye konuştu.
Personelin yangın eğitiminin bulunmadığı yönündeki görüşlerinin "net olduğunu" ifade eden Timur, personelin alevleri ilk gördüğü anda yangın tüpü almayı denemediklerinin görüldüğünü söyledi.
Timur'un bütün odalarda duman dedektörünün bulunduğunu ancak bunların faal olmadığını bildirmesi üzerine bilirkişi Prof. Dr. Levent Trabzon şu eklemeyi yaptı:
"Yangın sırasında kamera görüntülerinde insanların kaçış tepkileri, haberi oluşlarının kameralara yansıması, bunlar hep bize görsel ve işitsel bir uyarı almadan yangından haberdar oldukları izlenimini gösteriyor. Özellikle yedinci kattaki insanların kurtulma sırasındaki tepkileri, birbirlerinin seslerinden, ayak seslerinden vesaire onlardan etkilenerek haberdar olup koridora çıkıp 'Ya ne oluyor, bir şey mi var?' şeklindeki tepkilerinden, vücut dillerinden bunları anlıyoruz. Bizim raporumuzda yer alan ifade 'Çalıştığına dair bir izlenim oluşmamıştır.' şeklinde."
- "LPG bağlamışlar, bunun da araştırılması lazım"
Heyet Koordinatörü Dr. Hikmet İskender de otelde LPG sistemi bulunduğunu dile getirdi. İskender, "Normalde bu dağ otellerinde, Uludağ, Kartalkaya, Kartaltepe, Palandöken, LNG veya NG, yani doğal gaz veriliyor, mesela Bursa Uludağ'da direkt şehirden geliyor. Burada nedense LNG bağlanmamış ve LPG bağlamışlar, bunun da araştırılması lazım." dedi.
Davlumbazlarda otomatik söndürme sisteminin yanı sıra otomatik gaz kesme sisteminin de bulunmadığına dikkati çeken İskender, LPG vanasının 21 Ocak saat 11.00'de ana tanktan kapatıldığı iddialarını hatırlattı.
İskender, şöyle devam etti:
"İçerdeki boruların hacmini düşünürseniz bu LPG yaklaşık 3 ile 5 bar arasında stoklanır. Eğer o boru hacmine, kabaca en düşük örneği söylüyorum, 3 litrelik bir gaz olsa bunu siz 3 ile çarpsanız 9 litre yapar, özgül ağırlığı da hesaplarsanız yaklaşık 4,5 kilogram bir gaz yapar. 4,5 kilogram, 2 tane piknik tüpüdür. Oraya 1 tane piknik tüpünü siz hani dörtte 1'ini ya da yarısını dolu koysanız zaten bu yangını çıkarırsınız. Buradaki sızdırmazlığı kim kontrol etmiş? Bunun şov (showroom) alanına girmesine kim izin vermiş? Algılayıcı ve önleyici tedbirleri veya söndürme tedbirlerini kim almamış? Vananın ne zaman kapandığını da bilmiyoruz. Yani orada sürekli bir gaz geçişi de olmuş olabilir. Bu benim size söylediğim minimumudur, yani vananın kapatıldığını düşünürsek dahi, dışarıda otomatik bir şekilde kapansa dahi hatta kalan, ki minimumudur, siz bunu 3 ile 5 ile çok rahat çarpabilirsiniz."
LPG dökme tankının dışarıda toprağa gömülü olmadığına dikkati çeken İskender, şöyle konuştu:
"Ben geldim, buraya dökme gazı verdim, sonra bu boruyu, vanayı açtık, otomatik sistemi de kurduk, nereye gidiyor diye merak etmememiz mümkün değil çünkü bu gazı verdiği zaman sorumluluğunuz var. Siz oraya onu kurmuşsunuz, bunun bakımlarını yapacaksınız, sızdırmazlık testlerini yapacaksınız. Burada da bazı eksiklikler olabilir ama LPG firmalarının çok büyük sorumlulukları var. Eğitimlerini aldırsa, uygun şekilde kurdursa bile yerine bunu takip etmesi gibi. Oradaki aparatlar esasında öyle çok amatörce değil, gayet düzgün şeyler kullanılmış, fleksi borular vesaire yani bilen biri yapmış ama sorduğunuz zaman teçhizat yok, proje yok, kimin yaptığı belli değil."
Görüntülerde bir kişinin saat 01.00'e 12 kala cihazı açtığının görüldüğünü belirten İskender, "İfadesinde inkar ediyor o başka bir şey ama neticede birisi bu cihazı açıyor." ifadesini kullandı.
Yangın esnasında var oldukları görülen yangın söndürme cihazlarının olaydan sonra "birileri tarafından yok edildiğini", bunları bulamadıklarını söyleyen İskender, ayrıca ilk başladığı yerdeki hararetten, davlumbazın kaplamasının erimesinden ve renk dağılımından yangının şiddetinin 1100 derecelere kadar çıktığının anlaşıldığını bildirdi.
İskender, 400 gigabayta yakın görsel incelediklerini, bunun da kabaca 400 film seyretmeye eş değer olduğuna dikkati çekti.
Grand Kartal Otel ile Kartal Otel arasında bir "tünel bağlantısı" (kapalı otopark) bulunduğunu dile getiren İskender, buradaki güvenlik kameralarının 22 Şubat'a kadar olan kayıtlarının silindiğini tespit ettiklerini söyledi. Burada soğuk hava depolarının bulunduğunu belirten İskender, benzin ve gıda maddelerinin aynı yerde depolandığını gördüklerini ifade etti.
Bilirkişi Prof. Dr. Cevat Erdem İmrak da "Raporun gecikmesi diye bir şey söz konusu değil. Raporu hakkıyla, okuduğunuz hale getirmek zaman aldı. 'İlk rapor' diye bahsedilen şeyi okuduğunuzda, sonra sunduğumuz metni okuduğunuzda farkı anladığınızı tahmin ediyorum." dedi.