Bir mekale deyip geçmeyin, bu bir cihadi ekberdir, hemde kibirleri sultanların kibrinden daha ağır olan, sadakatları ise bir kavli şerifi dilendirmeye dahi yetmeyecek kadar az olan  kadı efendilerimizin  yakasından, alın saçlarından tutarak sadakatlarını sorgulayan çetin bir cihad

🌳tenbih 

Yavaş vur kamçını cellad, suçu yok mahkumun belki 
Kadı müftü satılmıştır, hakikat
malümün belki 

بسم الله الرحمن الرحيم 

Eğer kadılarımız az insaf ile "dinizmizde şüphe ve zarar yasak" fetvası ile medrese ve milletin  sofrasını temizleselerdi,

yarınımız için Sadık Adil siyasi liderler yetişir idi bu ülkede.

domuz katkılı ekmek  yiyen talebeden ise insafli rehber olamaz

Önce bir gülelim mi :

Cübbeli hoca hanımlarınızı lokantaya götürün, lokanta yemeği mubah,dediği için onu taklid eden binlerce hoca aynı yalnışı süsleyerek  haykırmaya başladılar: ..
Şeytan amelini süslü gösterir, 

https://youtube.com/shorts/aE3jPU4EFOE?si=f1H5bG_615PL0blm

can sıkıcı noktası buna sünnet diye isim veriyorlar :

ne imiş kadinların evde yemek yapması sünnette yok imiş 

be gafil, Fatime validemiz elleri kanayarak değirmende un yaparak, odun budalayarak, kuyudan su çıkartarak ekmek yemek pişirmedimi 

Hatunlari niye lokantaya çikartiyorsununuz Ey Cübbeli cübbesiz kadılar 

وَقَرْنَ فِي بُيُوتِكُنَّ

Hatunların evlerinin en gizli köşelerindeki namazı beytullahtaki namazından daha çok sevab değilmiydi ?Sahabiye validelerimiz evlerinde vakar ile karar tutmaya gayret etmediler mi? ?

Evliyaullah unu kavuruyor yiyordu:

- ekmek yaparsam çiğnemeye zamanım yok, dedi ..

Ey ulema, takva diye ummet diye derdiniz olup olmadığını ölçmek isterseniz  şu kavli şerifi duyurmayı deneyin  tüm medreselere:

"Gafletta yapılan gıdadan siyah duman çıkar feyiz kapısını kapatr", buyurdu Baki Billeh hz leri

bu kavli tüm tarikat ehli  hocalara duyurarak,
"dışarıdan yerseniz feyziniz kesilir"
..deyivermeye yetecek kadar sadakatı yok bizim büyük alimlerimizin.. inanmiyorsan git ..kapısında kırk gün dilen ..ilan etmiyorlar..beni sevmezler..diyorlar ..

inanmiyorsan git ..kapısinda kırk gün dilen ..ilan etmiyorlar..beni sevmezler..diyorlar 

Bugün altına elinizi koymaktan kaçtiğıniz taşlar yarın ahiret dağlar olarak başını ezmesinden korkmalıydınız

bu kadar sadakat yoksulu oldu ,şimdi tarikat uleması 

Ey cihadi ekberden kaçmayan, cemali ilahi ecrine talib muhlis kişi!

Sen de dene .. çok büyük alimlere de:
-  duyursun Baki Billeh hz lerinin kavlini vaaz kürsusünden 

Diyemiyor..çünkü kendisi de yiyor ..çünkü menfaatları dini ahkamdan ustun ve tatli gelmekte

Diyemiyorlar..çünkü kendilerinin dostlarınin açtıkları hazr gıda lokantaları var ..satiş merkezleri var

قال أتستبدلون الذي هو أدنى بالذي هو خير 

Takvayı değilde domuz katkılı gıdadan gelen parayı seçiyorlar

Domuz katkı lı gıda satan dostlarindan gelen menfaatı, aralarinı bozmamayı tercih ediyorlar, he evliya efendi ..nerde kaldı silsilei sadat hazaratina o sarsılmaz sadakatinız .. tek bir kavili söylemeye yetmezmiş sıdk sandığınız şeyin  gücü ..  sadakat sandığıniz ihanetmiş

Düşmanca gadablaniyorlar:
- ne yapacak o kadar market ürünü  , okadar dostlarımiz ..iflas mi edecek ..

Fakir tam orda yakasindan tutuyorum..
- ya ..bu miydi senin alimliğin..diyorum

- e hani vaaz kürsüsünde
Habis ve tayyib müsavi değil..diye anlatiyordun ..
قُلْ لا يَسْتَوِي الْخَبِيثُ وَالطَّيِّبُ وَلَوْ أَعْجَبَكَ كَثْرَةُ الْخَبِيثِ

Sen anlattın ya,
O yer yüzü dolu altın olsa hepsini harcayarak kurtulmak istenen yerdir cehennem ..
Harami terk ederek cehennemden Allaha sığın,diye şu ayeti sen okudun ya:
فَلَن يُقْبَلَ مِنْ أَحَدِهِم مِّلْءُ ٱلْأَرْضِ ذَهَبًا وَلَوِ ٱفْتَدَىٰ بِهِۦٓ

Eey  "sadık murit" sen vaaz ettinya, ahirette azabtan kurtulmak için yer yuzünun temamı onun olsa kurtuluş fidyesi olarak vermek ister , ama nerde o imkan ... dedin ya
- ee..şimdi dünya - imkanin bol olduğu alem, azabtan kurtulmak için yarın tüm yer yuzünü feda etmek isteyecek olanlara
" şimdi domuz zarar katkılı gıda satiş merkezinizi iflas etmeyi ganimet bilin" demeye yetmiyor mu sadakat gücün ..
Son nefeste tevhid kelimesini nasl söylersin sence ..halbu ki ölüm tüm dünya dağlarının senin üzerinde durduğu kadar ağır yük imiş ..

İşte şu senin vaaz ederken övünerek okuduğun ayeti kerime .. sen bu ayeti kerimeyi  zarar domuz katki satanlara söyleyemiyorsun ..
Aksine bize kızıyirsun..ne yapsın iflas mi etsin ..diyorsun ..

وَلَوْ أَنَّ لِكُلِّ نَفْسٍ ظَلَمَتْ مَا فِى ٱلْأَرْضِ لَٱفْتَدَتْ بِهِۦ ۗ وَأَسَرُّوا۟ ٱلنَّدَامَةَ لَمَّا رَأَوُا۟ ٱلْعَذَابَ ۖ وَقُضِىَ بَيْنَهُم بِٱلْقِسْطِ ۚ وَهُمْ لَا يُظْلَمُونَ

Zulmeden herkes, eğer yerde bulunan (bütün) eşyâye mâlik olsaydı, (azâbdan kurtulmak için) onu behemehal feda ederdi. Azabı gördükleri zaman içlerinde pişmanlık duyarlar. Halbuki onlar haksızlığa uğratılmadan aralarında adaletle hükmolunmuştur

Hayır senin hakikaten alim olduğuna şüphem var
(Kişi amel ettiği kadar fakihtr, ezberlediği kadar değil !)

Çünkü çok şey ezberlemişsin ..ama fakih değilsin ..
Hak ve batılı temyiz edemiyorsun

Furkan nurun olsaydi, "ne yapsın, iflas mi etsin"..demezdin

oğlu için üzülen baba ana gibi bu noktada sen için üzüliyorum ..
Hayr bize salihinin  kılıcını tarif ettin ama o kılıcı kullanamiyorsun ..

العلم اعلى الرتب
Alidir senin rutben ..bunu bilmedin
Alçak menfaatlara aldandin, tiksinmedin

ama bugün 5..10 ..40 ..alimimiz olmaliydı .. rabita tutturabilen , lokmasi temiz .. zikir ile zalimleri def edebilen ..

Merd olun : 

artık Baki Billeh hz lerinin kavli ile ameli terk ettik, biz böyle tarikat ahkamına ihanet ediyoruz, diye mukr muterif olun ki tövbeniz sahih ola.. ahirete nefsi levvamede gidin bari ..ammarelikten kurtulun bari ..

رَبَّنَا ظَلَمْنَا أَنفُسَنَا وَإِن لَّمْ تَغْفِرْ لَنَا وَتَرْحَمْنَا لَنَكُونَنَّ مِنَ الْخَاسِرِينَ

siz yoksa o Allah cc peygamberini bir yasak elma yedigi için yer yüzüne indirdiği o kudsi mekan olan  cennete dinen yasak olan domuz katkıli ekmek yiyerek girebileceginizi mi iddia edersiniz 

Dostum cennet temiz yer
Girer ancak temiz er

Hanımı lokantaya götür, diye fetva haykiran  şaşkın Cübbeliyûn hocalara soruyoruz

fikhi kitaplarda ulema : 

طعام سوق رجس فيه نظر المسكين 

Çarşi pazarın yemeği ricstr, şüphedr yemeyin, demedi mi 

Ev işleri temizlik, yemek pişirmek hatunlar için sadakayi cariye, nimetin şükrü, buyurulmadimi? 

Yaşanan hikaye:

Hocalar sefere çıkmiş, en temiz yemek diye fasulye yemeği almiş, çok lezzetli, sırrını ne diye sormuşlar.

bir gece şerab içinde  bekletiyoruz..demiş aşçı ..

Ekmekte domuz katkı var iken :

https://youtube.com/shorts/v4F-uLOH2N8?si=pckcl5Fez3oSgr1K

Cübbeli "lokanta yemeği mubahtr" dedi, Cübbeli Ahmet Hocanin rabitasi kesik olmasaydı  böyle rabitayi kesen şüpheyi mübah demez idi:

 https://youtube.com/shorts/2RQ16F0qv2E?si=a0rHMUnC3PAnzJl3

Günümüzdeki dini fetva veren kadılarımızın, fikhî fetva mercii ulemamızın imanı ve sadakatının aynası kuran kursu sofrasıdır- 

domuz zarar katkılı ekmeğin zulumati mekan tutmuş kadılarımızın sadrında 

رَضُوا بِأَن يَكُونُوا مَعَ الْخَوَالِفِ وَطُبِعَ عَلَىٰ قُلُوبِهِمْ فَهُمْ لَا يَفْقَهُونَ (87)

😏

Evliya zannedilen Kadılarımız cihadi ekberden kaçıyorlar,

Dini ahkam unutulursa unutulsun, yeterki benim ismim yaşasın, demiş oluyorlar

Bir zuhurat:

- yarın evine tasavvufun düşmani gelir ona kılıcını at, buyurdu Varisi Nebi küddise sirruhu 

yarınına meşhur tasavvufi vaiz, tarikat ehli olarak maruf zat "teşrif" etti 

- şu mevzuyu ihvana duyur, denilince

- bunu dersem ihvan beni sevmez,  ...

- seni hayin, feyzi kesik "veli" !

- ben Behluli dana olamam ki !

- ama o vazife baki.. o mesuliyet baki !!

menhiyata dur deme vazifesini eda ile def olur belalar, yoksa belalarin ardı kesilmez .. 

Takva kovulan yerden kovulmayan hayindir 

sual soran o kibirli kadinin yakasından tuttu ve şöyle sordu: 

- baksana yılların kadısısın, ilmin var, neden ihanetten tiksinmiyorsun, halbu ki ihanet münafıkların alemi farıkası, senin kendine saygın yok mu !

Allahin huzuruna susan dilsiz şeytan olarak mi duruyorsun her namazında 

sadrında taşıdığın imanın ilminin şükrü bir kükreseydin medrese sofrası şüpheliden ve tüm ülke hayınlardan temizlenir idi ..
Semadan berekât nazil olurdu ..
bu senin vazifen kadı efendi .. 

🙃biliyormusunuz ..o gün o kadı ağladı .. guya rabitaya durdu ve tenbih eden kişiyi  pirana havale ederek uyudu ..demedim mi cihadi ekber, diye ..

sabah tenbih eden kişi abdest aldı ve .. 

kadi efendi de abdest almaya gelmiş idi ki sular kesildi 

kadi efendi o evden abdest yok yıkanmamış şekilde ayrıldı..bu o ferasetsize Piranın cevabi idi .. 

O kesilen çeşme suyu gibi rabitan dahi kesik..senin,  diyen tenbihi ..o gafilin vicdani duymadı ..

Cihadi ekberden kaçan, unutulan takva ahkamini haykırmaktan kaçan kadılarımız rabita kesikliği ile cezalandırılıyor.

Baksana kadi efendi, her kes domuz zarar katkılı ..ya mahkum..bunu sen haykırmaz isen ..kim haykırsın?
bu vazife senin üzerine vacib ..
Niye bu kadar korkak, vefasız sın kendi ilmine
Bakmazmisin Canan Karatay Aydin Salih ..hatun idiler ama korkmadan hakikatı haykirdı
IŞLENMIŞ HAZR GIDAYI ASLA YEMEYİN ..dediler mi ..evet !!!
E sen niye diyemiyorsun bu sözü?

Hayr kocaman Er yiğit  küçük  çocuklar ile güreş yaparsa ona AHMAKK derler

Az aklın, insafın ahiret korkun  var ise git medreselerin sofrasını temizlemek için meydana atıl !

Halbuki cihadi ekber farzı ayndr, buyuruldu 

Cihadi ekberden kaçanın tabi ki rabitası kesik olur, 

çünkü asl rabita - cihadi ekberi iktiza eder 

Rabitanin hakikati bu - batindaki düşmanı yenmek

Nefis ben diyorsa, siraci munirin nuri ilahisi ruhi melekîye nasl insin ?

Abdul Kadir Geylani hz leri buyurdular ki 

talebenin nefsi şişe içindeki küçük balık gibidir, ilim aldı, alim oldu, daha tezkiye bulmayan nefis ise okyanuslara dalan büyük balık gibidir, şehvetinin kibrinin, hiylesinin mekrinin heddi yok gibi ...

ey kadılarimiz, az insafiniz olsaydı..sizi dinleyen kara göz genç ilim ehline 

- domuz zarar katkılı ..şüpheli ..tüm hazr gıdayı terk edin, kardeşlerim ..rabitaniz kesilmekte .. kalbiniz zikir yapamamakta
Şüphe yiyenin kalbi kasvedr zulumattır  ..ben de terk ettim ..deyiverir idiniz ..

şu kara göz gençler size tabi, bir işaretinize tabi  ..

bir kere olsun duyurmadiniz ki ey insafsiz kadılarımız ? 

🌳şiir

Şükür kibleme döndüm başka tarafa dönmem 
Sövmemi lutuf bilsin, gafil alimi övmem 

Gece kaçan hırsız sen değilsen meğer
Niçin bugün sadrında attığım hançer 

"Şarabi çok seviyorum terk edemiyorum" diyen kafir olur. Camiu'l-Mütuni'l-İlmiyye

"Domuz katkısı var , domuz katkı zatı değişime uğramiyor, yanarak kül olmuyor, hamur içinde pişiyor sadece," diye haramiyetini izah edince size cevaben: 

- ama ben o (domuz katkısı olan) ekmeği , makarnayı, smiti pastayı pizzayı, böreğı vs seviyorum" sözünde dahi küfür tehlikesi var 

Hayır yani şu meşhür "sadık müridler" in ilmi ne işe yarar küfür tehlikesinde bile susuyorlar ise

Mecalisi meşayihin hey'eti ceilesi neden yok şu en çok ihtiyac olan günumüzde ?

لحب الخير لشديد 

Ticarî menfaat olunca nasıl da hemen teşkil ediliyor: 

Mesela: Gimdes: "her cemaattan bir hoca vekil var biz de"  diye duyuruyor

Halbuki bir adil hey"et teşkil edilse idi GIMDESİN TAYYİB değil şüpheli olduğunu söylerdi.

Aydin Salih Canan Karatay KESİNLİKLE İŞLENMIŞ PAKETE GİRMİŞ GIDA YEMEYİN, KATKILI GIDALAR TÜMÜ ZARAR " diye haykırıyor iken hangi insaf sahibi gimdesin işlenmiş katkili ürününe helal tayyib der islam dini adına 

ZARAR HARAMDR, 

اكل التراب حرام 

Toprak yemek haram, hadisi şerifinin şarhinda ulema zarar ise haram diye ittifaki var 

..ihtilaflari zarar değilse mubah, zararlı mikdarı haram gibi ifadeleridir 

ZARAR YASAKTIR 

Zararlı şeyden perhizin delili teyemmum ayetidir, 

yani bir kişinin  "savuk su ile gusül alırsam  hasta olurum", diye şahsi indî kanaati var ise ona su kullanmak yasak, teyemmümü emrediyor şeriatımız 

Dikkat edersek ,burada tabibin yasaklaması şarti dahi yok, su savuk, yıkanırsam hasta olurum, diye sahih bir ikrar ile suyun kullanimi dahi yasak 

Ortada hekimlerimizin  dağ gibi beyanatı ilmi izahları var:

KATKI MADDELERİ İNSAN BEDENİ TANIMIYOR , 

KATKI MADDELER BİRER METAL TOZLARIDIR, HÜCRE DUVARINI BİÇAK GİBİ PARÇALİYOdiyen ilmî beyanlar var iken , 

KATKI MADDELİ GIDAYA TAYYİB HELAL ,diye fetva verenlerden biri 

İsmailağa cemaatınin en büyük fikih hocalarindan FATIH KALENDER HOCA EFENDİ ?? 

gimdes "bizde her cemaattan vekiller var" sözünü  Süleymanli hocalara sordum, değilmiş .

- aslında her cemaattan bir hazr gıdayı tam terk eden fikih hocası CANAN KARATAY UMUT AKTAŞ gibi "sakın katkılı gıda yemeyin" diyen hekimler ile hey'et teşkil edilirse 

gimdesin ürünleri helal tayyib değil zarar şüpheli diye ilan edilmezmiydi ? diye hazr gıdayı tâm terk eden ulema hey'etine soruyoruz 

:لقوله تعالى

فَاسْأَلُوا أَهْلَ الذِّكْرِ إِنْ كُنْتُمْ لا تَعْلَمُونَ


Aradım ve varmiş ülkemizde hazr gıdayı temamiyle kemaliyle terk eden fikih ile iştigal eden hoca efendiler ..

Hemde Tabi ki de Süleymanlılardan: 

" Gimdes şüphelidir,  onların  tayyib helal fetvasına bizim hocalar asla imza atmaz. aslı gıda olmayan hiç bir katkı madde zarardan hali değildir. Katkı maddeyi Allah cc gıda olarak sunmadı ki mübah helal tayyib denilse" 

 Gimdese Tayyib helal diyen Fatih Kalender hocanin gimdesin güvenli olduğuna delil olarak sunduğu ifadesi aslinda gimdesin şüpheli olduğuna delildir, hoca bunun farkında bile değil: 

- "Gimdes verdiği sertifikayi  ekserisini geri aliyor. Çünkü sertifika verdikleri şirketlere Baskın- teftiş yaptıklarında yasak katkı madde kattıklarını yakaliyorlar "

Peki Fatih Kalender hoca efendiye soralım:

- Gimdes ürününün güvenli olduğuna delil,diye sunduğunuz izah aslında gimdes.in  şüpheli olduğuna delalet ediyor: 

- kaç gün yasak maddeyi gimdesin haberi olmadan millet yemiş oldu ?

Arif Ahmed Denizolgun rahimehullahın şöyle bir titiz talimati var: 

{GÖZÜNLE GÖRMEDİĞİNE GÜVENME,

GÜVENMEDİĞİNİ YEME }

İsmailağa fetva kurumuna neden kuran kursu sokaktaki beyaz ekmeği yiyor ... denilince " bu kuru bir vesvese" diyorlar ..çünkü..

Kendimde yiyorum o domuz katkıyı, dermi bir hoca .

Hazr ekmek vs tüm hazr gıdayı temamiyle kemaliyle terk eden hocalarımız var elhamdulilleh, fetvayı onlara soruyoruz 

NEDEN KURAN KURSUNDA DOMUZ ZARAR KATKILI EKMEK , 

diye derdlenen hocalar var  elhamdulilleh 

🌳şiir:

Darbıma layik pehlivan varmi 

Derdime kalbin aşina yarmi 

Rivâyet olunduğuna göre Zülkarneyn aleyhisselâm, emri altındaki idarecilerini bizzât kendisi teftiş ederdi. Bir ara tebdil-i kıyafet ederek şehirlerinden birisinde dolaşırken kâdılardan birinin yanına uğradı ve günlerce orada kaldı. Fakat hiçbir kimsenin dava için ona müracaat ettiğini görmedi. Bu hâl uzayıp kâdının hâlinden herhangi bir şeye vâkıf olamayınca Zülkarneyn (a.s.), oradan ayrılmak istedi. Fakat kapıdan çıkacağı sırada iki kişi, dava için geldi.

Onlardan birisi, “Ey kâdı! Ben şu adamdan bir ev satın aldım ve o evi tamir ettim. Tamir ederken evin içinde bir hazine buldum. Gelip alması için çağırdım, fakat gelip almıyor.” dedi. Kâdı, evi satan adama, “Sen ne dersin?” diye sordu. O da “O hazineyi, o eve ben gömmedim ve orada olduğundan da haberim yoktu. Şu hâlde onu alamam.” dedi. Bunun üzerine davacı, “Ey kâdı! Öyleyse birine emir ver de gelip o hazineyi alsın. Sonra sen, onu istediğin yere ver.” dedi. Kâdı da “Sen şerli bir şeyden kaçıyorsun da beni onun içine atıyorsun. Bana insaf etmiyorsun. Aslında bunu aranızda halletmeniz icap ederdi. Şimdi size teklif ettiğinizden daha insaflı bir hüküm vereyim mi?” diye sorunca, “Evet, ver” dediler.

Kâdı, davacıya, “Senin oğlun var mı?” diye sordu. Davacı “Evet.” dedi. Diğerine de “Senin kızın var mı?” diye sordu, o da “Evet.” deyince, “Öyleyse, sen, kızını bunun oğlu ile evlendir ve bu malı, çeyiz olarak onlara verin, onunla hayatlarını sürdürsünler.” dedi.

Zülkarneyn (a.s.), kâdının bu hükmünü çok beğendi. Sonra kâdıya, “Yeryüzünde böyle hüküm veren başka birisi olduğunu zannetmiyorum.” dedi.

Kâdı da, Zülkarneyn aleyhisselâm’ı tanımadığı hâlde, “Böyle bir hususta başka şekilde hüküm veren mi var ki?” dedi. Zülkarneyn (a.s.), “Evet” deyince kâdı, “Onların (bu zulmüne karşı) memleketlerine nasıl yağmur yağıyor?” dedi. Zülkarneyn (a.s.), kâdının bu hâlini beğenerek, “İşte göklerle yer, ancak sizin gibiler sebebiyle ayakta durur.” buyurdu.