Hukuk sistemi, bir toplumu devlet haline getiren en önemli unsurdur. Hukukun güvenilirliği, toplumu huzurlu ve devleti güçlü tutması noktasında gereklidir. T.B.M.M.’de anayasa diye çıkılan yolun sonu görünmüyor. Meclisin en önemli görevi yasama vasfını, mükemmel şekilde yerine getirmesi gerekiyor. Ancak meclisten ekranımıza yansıyan görüntüler insanımızı düşündürüyor.

Hukukun tecelli etmesi beklenen mahkemelere, başvuru noktasında mağdur vatandaş ne denli güven ve cesaret sahibidir. Bir dava açılınca sürecin nasıl işleyeceği kim ne kadar öngörülebiliyor? Hukukun güncelliği ile yasa değişimleri arası hassas dengenin bozulması, sistematiği karmaşık hale getirdiği gibi takibatı zorlaştırdığı gibi hukuku yamalı bohça haline getiriyor.

Sözgelimi Ticaret Kanunu daha yürürlüğe girmeden 69 maddesinin değişimi; avukat, hâkim, savcı, davacı ve davalıyı derinden etkiliyor. Maça başlandıktan sonra kuralın ne zaman, nasıl değişeceğini öngöremeyen taraflar, abandone olmuş boksör gibi kalabiliyor. Avukatlarla yaptığım sohbetlerden yansıyan bazı başlık ve düşüncelerden bir kısmı bunlar.

Adı adalet ile başlayan bir partinin 3 dönem hükümeti hukuk sistemine nasıl etki ve katkı yaptı. Konuyu sahanın ilgililerinin tahliline bırakalım. Bazı iyileştirme çalışmaları, pratik hukuk işleyişini nasıl etkiledi. Bir ülkede Adliye binalarının büyüklüğü neyi ifade etmektedir. Hukukun en önemli prensibi, cezanın caydırıcılığı, suçu önleme noktasında nasıl bir etki yapmaktadır?

Vatandaş ile devletin buluştuğu yerlerin en önemlilerinden birisi mahkeme koridorlarıdır. Duruşma salonundaki durum ve hükümler vatandaşın gönlüne ne kadar su serpmektedir, derdine ne denli derman olmaktadır. Mağdur vatandaş mahkeme kanalıyla hakkının tesliminden ne kadar emindir? Yoksa yapanın yanına kâr kalacağı endişesi mi ön plandadır? Güçlü olanın haklı çıkacağı endişesi mi vardır?

Cezaevlerimiz ne kadar ıslah edicidir? gibi konulara girersek iş çok daha farklı bir boyut kazanacaktır. Vicdan mahkemelerinin sağlam çalışmadığı bir yapıda, haklının değil güçlünün kazanabildiği bir sistemde “devlet ebet müddet” ne denli mümkün olabilir?

Bu değerlendirme ve eleştiriler, daha iyisini araştırma ve geliştirme noktasındaki bilinçlenmeye vesile olmaya yöneliktir. En kötü sistem bile sistemsizlikten iyidir. Derdimiz daha sağlıklı, derde deva, sadra şifa, bütün parça ilişkisi sağlam adalet sisteminin kurulması ve sağlıklı işlemesidir. Her sahada taklit ve aşağılık kompleksinden kurtulup, kültürel kodları dikkate alan, derinliği ve öngörüsü sağlam yapılar kurabilmelidir.

Güncelliğini koruyamayan, uygulama imkânı olmayan bir hukuk sistemi de vatandaşı tedirgin etmektedir. Bu noktada küllüne (tamamına) ulaşılamayanın cüzü (bir parçası) terk edilmez kaidesi geçerlidir.

Hukukun çatı sistematiği anayasayı ciddi manada gündeme almalı, ihtiyaç ve beklentileri karşılayacak, temel hak ve hürriyetleri dikkate alan bir anayasa ortaya konmalıdır. Adaletli güzel günlere erişme temennisiyle.