Mutlu son var mı? Yoksa bitişler hüzünlü mü olur hep? Belki de bir son hiçbir zaman olmayacak… Günler geceleri, geceler gündüzleri kovalayarak geçecek zaman. Karanlıkların ardından her gün, bir kez daha güneş doğacak. Ve sımsıcak, aydınlık bir mutluluk; yerini yeniden karamsar gecelere bırakacak. Kısır döngü bu düpedüz. İnsanı öfkelendiren, aldatan bir oyun. Çünkü alışkanlıkları terk etmek zordur…

Kuş sütü eksik olmayan sofralarda oturmaya alışmışken, aç uyumak zordur. Bir yastıkta kocamayı dileyerek evlendiğin adamı erkenden, hiç beklemediğin bir anda kaybetmek zordur. Evine, yuvana, dostlarına, komşularına, sevdiklerine en olmaz bir anda veda etmek zordur. Kötü alışkanlıklarını bırakmak bile zordur. Sigaradan, anason kokan rakından ayrılmak… Hele bir de yalnızsan!

Veyahut gün gelir yıllarını geçirdiğin demir parmaklıklı hapishaneden çıkmak ta zor gelir insana. Dayakçı kocadan kurtulup baba evine sığınmak ta öyle. Ne bileyim, düşünüyorum da sürekli ve içten içe ağlayarak yaşamasını öğrenen birini, bir pandomim ustasının güldürmesi bile çok zordur.

Dedim ya alışkanlıklar kolay bırakılmaz diye. İyi ya da kötü ayırt etmeksizin yaşadığımız o boş, o amaçsız, o biçare, o zengin, o bol kahkahalı, o küstah, o bencil, o acımasız, o acınaklı hikayeler tek elbisemiz olmuştur artık. Üzerimizden çıkaramayız. Korkarız çıplak kalmaktan. O yüzdendir ki ne zaman yeni bir tene dokunsak, ne zaman yeni bir eve taşınsak, ne zaman yeni bir işe koyulsak, ne zaman yeni bir yolculuğa çıksak hep bizim için sonun geldiğini düşünürüz. Mutlu ya da hüzünlü diye ayırt etmek istemeyiz. Sadece olduğu gibi kabulleniriz. Çünkü biliriz ki ne kadar çok sorgularsak, ne kadar çok deşersek, o kadar canımız yanar. Sevinçli ya da kederli son olması önemli değildir. Sahipleniriz kendi neşemizi de, kendi afetlerimizi de. Oysa hayat bu kadar anaç değildir çoğu zaman. Hep yeni sürprizlere gebe bir dişi aslana benzer. Önce yepyeni yaşamlar yaratır, sonra biraz alıştırıp bırakır gider.

Sanırım yapmamız gereken tek bir şey var. Kucak açmak. Bize sunulanları tamamen sahiplenip, ama her an bitip gideceğini bilirmişçesine kabullenmek ve her anı içimize çeke çeke yaşamak… Böylesi herkes için daha iyi olacak biliyorum. Çünkü mutsuz sonlar olmamalı…