Esnaf kesimi odalara, işçiler ise sendikalara üye olmaktadırlar. Bu kurum ve kuruluşların görevi üyelerinin haklarını korumak, gelişmelerini sağlamaktır. Peki, öyle mi olmaktadır. Birçok oda ve sendika aslı görevlerinin dışına çıkıp, siyasi amaca hizmet etmektedir. Yapılan eylemlerde bu bariz bir şekilde görülmektedir.. Zaman zaman basında sendikalarla veya odalarla alakalı yolsuzluk haberlerini duymaktayız. Bazen de oda başkanlarının yıllarca kendi çiftliği gibi idare ettiklerine tanık oluruz. Eczacılar odası, tabipler odası, Mimarlar odası ve buna benzer pek çok odalar amaçları dışında siyasallaşmış durumdadırlar. Hükümetle bazen ortak.bazen de karşı mücadele ederek, üyelerinin çıkarlarını koruyacağına; tam tersini yaparak bir çatışma ortamına girmektedirler. Bu sivil toplum kuruluşları siyasetten uzak durması gerekmiyor mu? 1 Mayıs olaylarında; işçi sendikalarının durumunu da görme fırsatımız oldu. Bunlar üyelerinden aidat alarak hayatlarını ikame etmektedirler. Ama gördük ki, işçilerin haklarını aramaktan çok, gergin bir ortam oluşturarak, işçileri tehlikeli durumlara sokmaktadırlar. İşçilerden topladıkları aidatları bankalarda biriktiren sendikalar, patronluğa soyundular. Otelcilikten televizyonculuğa, akaryakıt bayiliğinden oto tamirciliğine kadar pek çok sektörde anormal yatırımlar yapan sendikalar, binlerce kişi çalıştıran patronlar haline geldi. Patronlaşan sendika, nasıl işçinin hakkını koruyacaktır ki? Türk-İş'e bağlı Haber-İş Sendikası da yatırımlarıyla dikkat çekiyor. Faaliyetlerini sürdürdüğü binaların tamamı kendi malı olan sendikanın Mersin Yeşilova'da 210, İzmir Çeşme'de 170 yatak kapasiteli eğitim ve dinlenme tesisleri, Antalya Kemer'de bir oteli ile Ankara'da 43 oda ve 100 yatak kapasiteli 6 katlı misafirhanesi bulunuyor. Bu örnekler çoğaltılabilir. Nasıl patronlar gazete sahibi oluyor ve amaçları doğrultusunda haber yapıyordu, bugünde işçi haklarını koruyacak sendikalar patronlaştı. Kim koruyacak bu işçinin hakkını? Erbakan hocanın iktidarında işçi için önerdiği eşel mobil sistemi uygulanmış olsaydı, bugün sendikalara gerek kalmazdı. Nedir eşel mobil? Konunun daha rahat anlaşılması için açıklayalım:” Sabit gelirlilerin satın alma güçlerinin enflasyon yüzünden azalmasını önlemek için, maaş ve ücretlerin gerçekleşen enflasyon oranı kadar arttırılması esasına dayalı sistem”

Geçmişte birçok oda başkanı esnaflığı bittiği halde oda başkanlığına devam etmesinin nedenlerinden biri bu olsa gerek. Yapılan işlem usulsüz bir işlemdi. Fakat ne denetleyen nede ihbar eden vardı. Bugün bu durum ortadan kaldırılmış mıdır bilmiyorum. Bildiğim bu kurumların aşırı siyasetin içerisinde olduğudur. Üyelerine hiçbir faydası olmayan, sadece aidat toplayan bu sivil toplum kuruluşlarına üye olma mecburiyetini ortadan kaldırmak gerekmektedir Kaldırılamıyorsa; seçim sistemi mutlaka gözden geçirilmelidir. Demokrasilerde emri vaki yapmak, dayatmacı laikliğe girer. Oysa esnaf seçme konusunda özgür olmalıdır. Demokrasi tam da budur. Olması gereken laiklik, çoğunlukçu laikliktir. Böyle olması durumunda halk mutlu olacaktır.

Sendikacılıkta ve esnaf odalarında, bir ağalık sistemi mevcuttur. Bu ağalık sisteminin bitmesi için, Yönetim kurulu dâhil bir dönem başkanlık sistemi getirilmek zorunluluktur. Bu odalar ivedi olarak denetlenmeli ve yanlış yapanlar hakkında işlem yapılmalıdır. Hükümet bayan memurlara pozitif ayrıcalık getirmiş durumdadır. Aynı uygulama kadın esnaflar içinde getirilmelidir.

Nedense gelen hükümetler bu konuya yeterince el atmadılar. AKP hükümeti bunla alakalı bir çalışma yaptıysa da, Anayasa mahkemesi ilgili maddeyi iptal etti. Hükümet enine boyuna bu konuyu masaya yatırmak durumundadır. Bu ağalık sistemi mutlaka sona ermelidir. İşçinin hakkını Taksim’de yılda bir kere arayanları bu millet görmelidir. İdeolojilerin bittiği, globalleşen dünya da refahı yakalamanın çalışmalarını yapmak gerekmiyor mu? Kendini geliştirmeyen ve gelişemeyen sendika başkanı mutlaka sorgulanmalıdır. Yıllardır oda başkanlığı yapanların mutlaka evrakları incelenmeli ve araştırma yapılmalıdır. Ben inanıyorum ki, birçok yanlış ortaya çıkacaktır.