ZAMANE Müslümanlarının gündeminde olmayan iki madde şudur:

1. Birleşmek, tek bir Ümmet çatısı altında toplanmak, teşkilatlanmak.

2. Âdil, râşid, âbid, faziletli, kâmil, muktedir bir İmama biat ve itaat etmek.

Müslümanların büyük çoğunluğu bu iki hayatî ve çok önemli meseleyi ihmal etmeye devam ederlerse; kurtulmaları, necat ve felah bulmaları, aziz olmaları, toparlanmaları mümkün olmaz.

Müslümanlar bugünkü gibi birbirinde kopuk bin parçaya ayrılacaklar, sonra kurtulacaklar. Olur mu böyle şey?

Birinci Haçlı seferinde Hıristiyanlar Kudüs’ü Müslümanların elinden nasıl aldılardı?.. Ehl-i İslam paramparça olduğu için…

Selahaddin Kudüs’ü nasıl geri alabildiydi? Müslümanlar birleştirdiği için.

İttihad, birlik, toplu olmak güçlendirir, zafer kazandırır… Tefrika, bölünmüşlük, parçalanmışlık yenilgi, esaret, zillet getirir.

Kur’an birliği emr ediyor… Resulullah (Salat ve selam olsun ona) birlik olun diyor… Tarih bize birliğin önemini gösteriyor… Akıl, hikmet birlik birlik diyor ve Müslümanlar bir türlü birleşmiyor, birleşemiyor.

Türkiye Müslümanları birleşmemek, tek bir Ümmet olmamak konusunda tam bir ittifak içindedir.

Râşid bir İmama biat ve itaat mi?.. On milyonlarca Müslüman’ın gündeminde böyle bir madde yoktur.

Din magazinleşince ne Ümmet kalır, ne Hilafet.

Ramazan yaklaşıyor… Bazı TV programlarında öpüşmekle oruç bozulur mu yılışık edebiyatı başlayacak. Oruçlu iken öpüşmek meselesi varken hiç Ümmetten Hilafetten bahs edilir mi?

Parçalar bütünle özdeş hale gelince, hattâ bazen parça bütünden büyük olunca işte böyle olur.

Paşa resimli, Paşa Beyannameli mecburî din dersleri kitaplarında Şeriat, Ümmet, Hilafet kelimesi bir kere bile geçiyor mu?

Müslümanlar, egemen azınlıkların sömürge yerlisi olmaya o kadar alışmış ve kanıksamışlar ki, onlara Ümmet Hilafet dedirtmek deveye hendek atlatmaktan zordur.

Her hizmet edene elbette din baronu demem ama bu memlekette din baronları vardır ve onlar durumdan çok memnundur.

Niçin memnun, mesrur ve mutlu olmasınlar ki, bir kere sâye-i kötü düzende baron olmuşlardır. Bir elleri yağda bir elleri baldadır. Grandükalıkları, kontlukları, prenslikleri, kilise devletleri vardır. Saltanatları vardır. Ümmet birliği kurulunca, Müslümanların başına râşid bir İmam geçince, halk bu zata biat ve itaat edince baronluklar, saltanatlar tehlikeye girecektir.

İslamî kesimde zinaya, ribaya, bunca fısk ve fücura yeterli miktarda tepki gösteriliyor mu?

Emr-i mâruf ve nehy-i münker yapılıyor mu?

Bütün Müslüman halk beş vakit namaza, cemaate çağırılıyor mu?

Zekâtların büyük kısmı kapanın elinde kalıyor.

Kur’ana, Sünnete, Şeriata aykırı giyinen Süslüman karıları kim uyaracak?

Müslümanlar nasıl toparlanacak? Bütün Ümmeti kapsayan bir kurtuluş plan ve programı nasıl yapılacak?

Din sömürüsü nasıl önlenecek?

Ümmet birliği ve teşkilatı olmadan, râşid bir İmama biat ve itaat etmeden, o İmam Ümmetin işlerini ehliyetli ve mu’temen kimselerle danışarak görmeden işler düzelmez.

Hoparlörler avaz avaz… Şadırvanlar şar şar… Lüks umreler gırla gider… Bozuk düzenin haram rahtları yenir… İsraf gırtlağa kadar… Süslüman karılar salına salına yüksek sesle güle güle gezer…

Sonunda Irak olur, Suriye olur, Libya olur, Yemen olur…

Müslümanlar bir türlü birleşmez…

(İkinci Yazı)

Vilayette Uyuz At

Eşek Kalmamış


Bir vilayetimizde hastalıklı, terk edilmiş, uyuz; at, katır, eşek kalmamış. Hepsini kesmişler… Bunlar kesilince otomatik olarak dana ve sığır eti oluvermişler…

Sadece bunlar mı? Ülkenin ormanlık bölgelerinde yaban domuzları avlanıyor. Avcılar bunların leşlerini yol kenarına getiriyor. Tenteli kamyonlar yanaşıyor… Basküllerle tartılıyor, fiyat çok ucuz… Vuran avcı memnun, nasıl olsa sermayesi yok. Satın alan hainler memnun, fiyatı pek ucuz.

Yaban domuzlarından başka bir de çiftliklerde yetiştirilen evcil domuzlar var. Domuz her şeyi yer. En başta kendi pisliğini…

Bunlar kesilir, parçalanır, dana ve sığır eti olur.

Devlet ve belediyeler seyrine bakar…

Arada bir hamamın namusunu kurtarmak için birkaç kişi yakalanır, biraz ete el konur, merasimle imha edilir.

Sonra eski hamam eski tas.

Atlar eşekler katırlar yaban domuzları evcil domuzlar…

Memleket Orwell’in Hayvanlar Çitliği’ne döndü.

Efendi fazla abartmıyor musun diyenlere derim ki:

Hayır abartmıyorum, az bile yazıyorum. Bunca yaban domuzu ve evcil domuz eti nereye gidiyor? Siz önce bu sorumun cevabını verin, sonra konuşun.